CHP’deki kongreler süreci, dün ile önceki gün Ankara’da gerçekleştirilen ve Kılıçdaroğlu’nun tekrar genel başkan seçildiği kurultayla birlikte sonra erdi.
Hem kongreler sürecinde hem de kurultayda yine beklenen oldu.
Deyim yerindeyse yine bir CHP klasiği yaşandı. Dedikodular ve ağır ithamların yanı sıra yüz kızartıcı belgeler Türkiye’nin dört bir yanında havalarda uçuştu.
*
Tüm bunları gördükten sonra 36. Olağan Kurultay’da da sansasyonel olayların cereyan edeceğini düşünüyorduk.
Ancak bu sefer olmadı.
Evet…
Provokatif eylem girişiminde bulunan gruplar oldu ancak söz konusu girişimler profesyonel bir biçimde bertaraf edildi.
Söz konusu bertaraf işlemleri gerçekleştirilirken öne çıkan önemli bir isim vardı.
Büyükşehir Belediye Başkanı ve 36. Olağan Kurultay’ın Divan Başkanı Yılmaz Büyükerşen. Yılların vermiş olduğu deneyim, sakinlik, sağduyu ve hızlı karar verme becerisiyle, belki de yumrukların konuşacağı bir kurultayın en az hasarla atlatılmasını başardı. CHP’nin ulusal ve uluslararası kamuoyunda belki de bir kez daha rezil olmasını önlediğini, deyim yerindeyse namusunu kurtardığını net ifadelerle belirtmek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
*
Bu noktada kurultayın can alıcı bölümlerinde yaşanan olayları ve diyalogları, yine kurultayın beyni olan Yılmaz Büyükerşen’in ağzından sizlere aktaracağım ki Büyükerşen’in nasıl bir kurultay yönettiğini daha iyi anlayacaksınız.
*
Evet…
Şimdi sizi Yılmaz Büyükerşen’le baş başa bırakıyorum…
*
MUHARREM BEY TERTİPLİ GELMİŞ
“Bir kere Muharrem Bey kurultaya tertipli gelmiş. Yani planlı gelmiş. Provokasyon çıkarabileceğini daha ilk davranışlarından sezdiğimi söylemem lazım. Bakın gündem gereği hesap raporu okunması gerekiyor. Aldığımız karar gereği konuşma süresi 5 dakika olarak belirlendi. Bununla birlikte Muharrem Bey divana adamlarını gönderdi ve bize şu mesajı iletti: “Yılmaz Hoca ilk sözü bana vermezse kürsü işgali yapacağım.” Ben de bunun üzerine sakin olmaları gerektiğini telkin ettim arkadaşlara. Biraz sonra Muharrem Bey kalktı kendisi geldi bu sefer ve aynını söyledi. Ben de “Sabırlı ol, biraz bekle, iki dakika bekle çıkaracağım” dedim. Sonra aldı mikrofonu eline başladı konuşmaya. Yaptığı konuşmanın hesap raporuyla hiçbir alakası yok. Bir de salondaki tribünlere grup grup gençler yerleştirmiş onlara slogan attırıyor. Dahası platformda gezerek o gruplara iyice slogan attırmaya çalıştı. Dedim ya tertipli gelmiş diye. Ben Muharrem Bey’in amacını sezdiğim için hiçbir müdahalede bulunmadım. Beş dakika konuşması gerekirken 45 dakika konuştu. Bütçeye ilişkin konuşması gerekirken başka şeyler konuştu. Hiçbirine divan olarak müdahale etmedik. Çünkü müdahale edersek oradaki grubu galeyana getirecekti, olay çıkacaktı. O nedenle müdahale etmedik, konuşsun istedik.
TÜZÜĞE GÖRE ADAY OLAMIYORDU
Neyse…
Öğleden sonra aday olmak isteyenlerin aday olabilmek için kendilerini destekleyen delegelerin listelerini vermesi gerekiyordu. Muharrem Bey’de getirdi. Getirdiği dosyada, dilekçe veren 165 delege, İnce’nin aday olmasını öneriyordu. Daha sonra bu delegelerden ikisi divana geldi ve imzalarını geri çektiler. Böylelikle İnce’yi destekleyen delege sayısı 163’e düştü. Ayrıca incelemelerimiz sırasında bir baktık, İnce’nin verdiği dosyada 48 tane mükerrer imza olduğunu tespit ettik. Mükerrer ne demek? Hem Kılıçdaroğlu’na hem İnce’ye imza vermiş demek. Ancak bu tüzüğe aykırı. Sadece bir kişiye imza verilebiliyor. Mükerrer imzaları da düşünce İnce’ye destek veren delegelerin sayısı 115’e düştü. Ancak bir kişinin aday olabilmesi için 127 delegeden destek alması gerekiyor. Durum böyle olunca İnce aday olamıyordu.
KILIÇDAROĞLU İMZALI KRİTİK DİLEKÇE
Bu sırada Kemal Kılıçdaroğlu divana bir dilekçe sundu. Bakın Kılıçdaroğlu imzalı dilekçede aynen şu yazıyordu:
‘CHP 36. OLAĞAN KURULTAY DİVAN BAŞKANLIĞI’NA
Genel başkanlık aday tekliflerinin incelenmesinin sonucu 48 kurultay delegesinin her iki adaya imza verdiği bilgisi divanımız tarafından kurultayla paylaşılmıştır. Bu durumda Sayın Muharrem İnce’nin 115 imzası görünmektedir. Tüzük gereği 48 mükerrer imza sahibinin tercihlerini belirtmeye çağırılmalarını belirtmekle birlikte bu aşamadan itibaren imza sayısında yani mükerrer imzadan kaynaklı, bir adayın genel başkanlık yarışına girememesi bana uygun gelmemektedir. Bu nedenle divanca mükerrer olduğu saptanan 48 imzanın benim genel başkanlığıma yönelik tercihinin divanca dikkate alınmamasını ve bu arkadaşlarımızın diğer aday Muharrem İnce’nin listesinde sayılmasını talep ederiz.’
KILIÇDAROĞLU SAYESİNDE ADAY OLABİLDİ
Bakın Kemal Kılıçdaroğlu’nun divana sunduğu bu dilekçe Muharrem İnce’nin aday olmasını sağlayan dilekçedir. Eğer bu dilekçe olmasaydı, tüzüğe göre mükerrer imza atan 48 delegeyi tek tek çağırıp kime imza verip vermediğini soracaktık.
KAVGA ÇIKARMASIN DİYE SABIRLA DİNLEDİM
Tabi yine bu dilekçeyi divan olarak okumamız gerekiyordu ve okuduk. Bu sırada Muharrem Bey izin almadan bir anda fırladı ve kürsü işgali yaptı. “Ben lütufla aday olmam” dedi. Yine tur attı ve şov yaptı, bağırdı çağırdı. Bağırsın çağırsın diye getirdiği adamlarda bağırdı çağırdı. Ben de bu sırada İnce’ye sordum, “Aday mısın değil misin” diye. Cevap vermedi ve bağırıp çağırmaya devam etti. Bir saate yakın durmadan konuştu. Ben yine sabırla dinledim, içini döksün de bari kavga çıkarmasın diye. Konuşmadan sonra divana Muharrem Bey’e yakın vekillerde geldi, bana bağırdılar çağırdılar yine. Ben de dedim ki Muharrem Bey’e, “İşte hep bu hareketlerinle kaybediyorsun” gibi şeyler söyledim. Zaten televizyonlarda da yayınlanmış bu diyalog, arkadaşlar öyle söyledi. Yine divandan ayrılırken İnce’ye sordum: “Adaylığı kabul ettin mi” diye. Ancak hiçbir cevap vermeden salonu terk ettiler. Hem “Ben lütufla aday olmam” diyorsun, hem de “Aday mısın” diye sorduğumuzda cevap vermiyorsun. Şov mu yapıyorsun?
PARTİLİLER MİLİTAN YETİŞTİRMESİN
Bakın bir de biz ona aday olabilme şansını tanıdık. Öyle olmasa Muharrem Bey, “Hakkımı yediler, ben kazanacaktım, önümü kestiler” diye bağıracaktı. O imkan da elinden gitti. Şunu da belirtmek isterim… Bu işler bağıra çağıra, salonu galeyana getirerek, provoke ederek olmaz. Bir insan ne kadar sinirlenmiş olursa olsun genel başkan olmak isteyen birine bu tavırlar yakışmaz. Burası CHP camiası, büyük bir camia. Ancak maalesef böyle tipler var bu camiada. Bir de şu var… Her CHP kurultayı olaylı geçermiş. Bunun nedeni bence tüzüğün karışıklığı, tüzüğün düzenlenmesi lazım gelir. Tabi bir de partililerin militan yetiştirmesi kurultaydaki karışıklıkların sebebidir diye düşünüyorum.”
*
Evet…
CHP’nin bir kurultayı daha bitti.
Detayları Büyükerşen anlattı.
Benim burada dikkatimi çeken ciddi bir husus var.
Bitirirken onu da aktarmak istiyorum.
Yukarıda okudunuz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu divana bir dilekçe sunmuş, mükerrer imzaların İnce lehine sayılmasını talep etmiş ve İnce’nin aday olabilmesinin önünü açmış.
*
CHP TARİHİNDE BİR İLK
Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımının CHP tarihinde bir ilk olduğunu söyleyebilirim.
Bir aday çıkıyor, rakibinin aday olabilmesi için çaba gösteriyor.
Bu durum parti içi demokrasinin gelişimi açısından oldukça değerli ve önemli.
Eskişehir’de yaşananları hatırlayın… ‘Kıytırık’ bir ilçe kongresinde dahi mükerrer imzalar nedeniyle neler yaşanmıştı.
İşte o olayları çıkaran muktedirler, genel başkanlarının bu davranışı örnek alıp kendilerini düzeltmeleri gerekiyor.
*
Son olarak Kılıçdaroğlu’nun, o tarihi dilekçeyi yazarken yanında bulunanlara söylediği ifadelerini aktarıp bitiriyorum:
KAYBEDERSEM DEMOKRASİ KAZANIR
“Muharrem Bey’in muhakkak seçime girmesini sağlamamız lazım. Kaybedersem de kaybederim ama hiç olmazsa demokrasimiz ve partimiz kazanır.”
Mehmet Ali Yavuz5 Şubat 2018
16:10
ŞENER SEN in NAMUSLUYMUŞ NAMUSSUZ FİLMİNİN SENARYOSUNU SİZMİ YAZDINIZ.
04Cevap Yaz
Osman Nuri Türkmen5 Şubat 2018
12:10
Mükerrer oy kullananları bu partiden atın sayın başkan kendiniz bu görevi lütfen bırakın sizinle olmuyor anlayin artık
35Cevap Yaz
yirmialtı
kk seçim kazanmış ne seçimi partiçi seçimi.chp 68 senedenberi sandığa gömülü .Bizler 68 sene önce chp yi sandiğa gömdük. chp ye nice 68 seneler dileriz.
52
Dost5 Şubat 2018
10:52
Muharrem ince bas bas bağırıyor mükekerrer imza atan 49 kişinin isimleri açıklansın diye kimsenini duyduğu yok hak hukuk adalet isteyen sayın CHP liler önce kendi içinizde bunu halledin yoksa ankaradan istanbula yürümekle bu sağlanmaz
114Cevap Yaz
Yaw bırakın bu işleri..5 Şubat 2018
10:37
Divan başkanı ne demek. Kurultay oldu bitti dumanı da kalmadı. Şimdi hoca divan başkanı oldu diye ne oldu yani. Paramı aktı bize. Yol mu oldu. Fabrika bacası mı tüttü.