Çocukken 23 Nisan'ın gelmesini iple çekerdik. Elimizdeki bayrakları sallayarak resmi geçitte bulunmak başımızı döndürürdü
Çocukken 23 Nisan'ın gelmesini iple çekerdik. Elimizdeki bayrakları sallayarak resmi geçitte bulunmak başımızı döndürürdü. Şaka değildi, dünyanın çocuklara adanmış tek milli bayramına sahiptik. Kendimizle, Atatürk'le ve Türk olmakla gurur duyardık. Aradan geçen yıllar içerisinde çocukluğumuz ve masumiyetimiz uçup gitti elbette. Ancak yine de bir Türk olarak 23 Nisan'dan gurur duymaya devam ettik. Dünyanın dört bir yanından gelen çocuklara ev sahipliği yaptığımız için mutlu olduk. Şimdilerde artık bunu da yapamıyoruz. Çünkü 'Yeni Türkiye'de, milli bayramları kutlamak imkansız oldu... Fazla karamsarlığa kapılmamak lazım. Türkiye'nin Eskişehir'i var, 'Milli Duruş' sahibi liderleri var. Mesela Yılmaz Büyükerşen gibi. Öteden beri çocuklara ve eğitime büyük önem gösteren Yılmaz Büyükerşen'in Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına sahip çıkacağına eminim. Bir dahaki 23 Nisan'da bütün dünyadan çocukları alıp Eskişehir'e getirebilir, Eskişehir'in caddelerinde ve sokaklarında doyasıya kutlamalar yapabiliriz. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin bütün bu organizasyonu yapacak vizyon ve deneyimi var. Neden Macaristan'dan, Azerbaycan'dan veya Kongo'dan gelen çocuklar Atatürk'ün çocuklarıyla birlikte eğlenmesin? Neden bu işe Atatürk'ün şehri Eskişehir öncülük etmesin? Seneye bizler Eskişehir'de Ulusal egemenliğimizi bütün dünyadan gelen çocuklarla birlikte kutlayalım. Yakışır mı yakışır Eskişehir'e...
Çocuklar İstanbul'u fethetti
Tepebaşı Belediyesi'ne bağlı İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestrası, başarılarına yeni bir halka ekledi. Maltepe Üniversitesi'nin konuğu olan Eskişehirli çocuklarımız, İstanbulluları kendine hayran bırakmayı başardı. Marmara Eğitim Köyü Yerleşkesinde bulunan Mimar Vedat Çakırca Konferans Salonu’nda düzenlenen konsere katılım yoğun olurken; konserde 90 öğrenci 7 şarkıyı başarı ile seslendirerek alkış aldı. Tabii Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da misafirperverliklerinden ötürü yetkililere teşekkür etmeyi ihmal etmedi. Ataç burada gerçekleştirdiği bir konuşmada, "Tepebaşı Belediyesi olarak 4 yıl önce 40 öğrenci ve 40 keman ile kurduğumuz İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestramız bugün sizlerin de canlı olarak izlediğiniz üzere kendisini çok geliştirdi. Birbirinden özel 25 konser verdiler. Tüm çocuklarımıza en içten tebriklerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı. Asıl biz Tepebaşı Belediye yetkililerini tebrik ederiz. Belediyeciliğin 'Gönül işi' olduğunu gösterdikleri, inşaata değil de, insana yatırım yaptıkları için...
Belimiz bükülmüş
İŞKUR kamuoyuyla bazı bilgileri paylaşarak, 2019 yılının ocak ve mart ayları arasında 4 bin 100 kişiyi işe yerleştirdiğini açıkladı. Tabii aynı dönemde kaç kişinin işten atıldığı, kaç işletmenin kapandığı, borçlarını ödeyemeyen kaç müteşebbisin intihar ettiğini bilemiyoruz. Anlayacağınız belimiz bükülmüş durumda. İŞKUR'daki yetkililerin elleri dert görmesin. Eğer Türkiye'de ciddi bir işsizlik sorunu varsa, bu durum İŞKUR yetkililerinin kabahati değil. Onlar ellerinden geldiği kadarıyla işsizlerimize iş bulmaya çalışıyor. İstihdam ettikleri her bir işçimiz için de ayrıca mutlu olduklarına şüphem yok. Peki anladık, işsizliğin sebebi İŞKUR değil. Kim o zaman suçlu? Ce Ha Pe zihniyeti elbette ki baş suçlu. Ayrıca Meral Akşener'i de unutmamak lazım. Uluslararası patates lobisi, faiz lobisi ve sarmısak – soğan baronları da var elbette. Tabii İsrail, Amerika, Rusya, Çin, Botsvana ve Demokratik Kongo Cumhuriyetini de ekleyelim. Bunların hepsi PKK ile işbirliği yapıyor ve arkalarında camileri ahıra çevirmeye çalışan zihniyet bulunuyor. Yani bizim hükumetimizin tek bir kabahati yok. Yok ama, netice de değişmiyor işte. Çocuklarımız her gün eve boynu bükü geliyor. Aileler dağılıyor. Her gün yeni bir intihar haberi alıyoruz. Günde kaç fabrika kapanıyor bilemiyoruz. Tarlalarımız boş duruyor. Et yemeği zaten unuttuk ama et yemeye kalkacak olsak, bunu da Sırbistan'dan alıyoruz. Bir şeyler ters gidiyor memlekette. Ve herkes ama herkes kabahatin kimde olduğunu bal gibi biliyor. Fakat bu ismi zikretmeye kimsenin cesareti yetmiyor.