Birleşmiş Milletler Göç Örgütü'nün açıkladığı Küresel Eğilimler Raporu'na göre 2019 yılı sonu itibarıyla dünyada 79,5 milyon kişi, yaşadıkları yerleri terk edip mülteci durumuna düştüler.
Birleşmiş Milletler Göç Örgütü'nün açıkladığı Küresel Eğilimler Raporu'na göre 2019 yılı sonu itibarıyla dünyada 79,5 milyon kişi, yaşadıkları yerleri terk edip mülteci durumuna düştüler. Bu, dünyada yaşayan her 97 kişiden birinin mülteci durumuna düştüğü anlamına geliyor. Geçen yıllardaki yazılarımda yine Birleşmiş Milletler Göç Örgütü'nün verilerine dayanarak işaret ettiğim rakam, her 120 kişiden birinin mülteci durumuna düştüğü şeklindeyken, küresel ısınma, afetler, bölgesel çatışmalar, açlık, kuraklık gibi nedenlerle bu oran çok hızlı şekilde artıyor. Institute for Economics and Peace (IEP) tarafından hazırlanan rapora göre, sadece 2019 yılında çevre olayları ve çatışmalardan dolayı 30 milyon civarında kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Ulusal ve uluslararası kuruluşlarca yapılan araştırmanların hemen hepsi, mülteciler için hayatın giderek daha zor hale geldiğini ortaya koyuyor. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu araştırmasına göre, dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülke, Türkiye. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün verilerine göre Türkiye'de yüzde 92'si Suriyeli olmak üzere toplam 3,9 milyon yerinden edilmiş kişi yaşıyor. Türkiye'de evlerini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli göçmen bulunuyor ve bunların 1,6 milyonunu çocuklar oluşturuyor. İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) göre Türkiye'deki tüm göçmen çocukların eğitim alması ve sağlığa erişimlerinin önündeki engellerin ortadan kalkması gerekiyor. En düşük ücrete tabi oluşu nedeniyle Suriyeli çocuklar çocuk işçiliğinde sömürüye maruz kalmakta, bu yüzden okul çağında binlerce çocuk atölyelerde, tarım alanlarında, atık toplama işçiliğinde, sokaklarda çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Yaşar Üniversitesi Avrupa Birliği (AB) Jean Monnet Göç Kürsüsü tarafından hazırlanan 'Türkiye'deki Genç Mültecilerin Durum ve İhtiyaç Analizi' raporuna göre, Türkiye'deki Suriyeli gençlerin yüzde 46'sı ne iş yaşamına dahil olabiliyor ne de eğitim görebiliyor. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu araştırması, Türkiye'de araştırmaya katılan mültecilerin yaklaşık %70'inin pandeminin başlangıcından bu yana işlerini kaybettiklerini ve %80'e yakınının gündelik masraflarının gözle görülür şekilde arttığını raporluyor. Dünya genelinde de yoksulluk, eğitime ve sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar yaşayan mülteciler, COVID 19 salgını sürecinden de en çok etkilenen dezavantajlı gruplar arasında yer alıyor.
Durumun daha da kötüleşeceği, hem Birleşmiş Milletler Göç Örgütü, hem de farklı kuruluşlar tarafından ifade ediliyor. IEP tarafından hazırlanan rapora göre, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 10 milyara yükselmesi, küresel ısınma, afetler, açlık ve kuraklık gibi nedenlerle doğal kaynaklar için mücadelenin artarak bölgesel çatışmaları körüklemesi bekleniyor. IEP'ye göre, bunun yalnızca gelişmekte olan ülkeler için değil, gelişmiş ülkeler için de devasa sosyal ve siyasi etkileri olacak. Kitlesel göç sonucunda gelişmiş ülkelerin çoğuna mülteci akışı olacak. IEP, dünyayı tehdit eden etmenleri iki ana kategoriye ayrılıyor; ilki, gıda güvensizliği, su kıtlığı ve nüfus artışı; ikincisi ise seller, kuraklık, kasırgalar, deniz seviyesinin yükselmesi ve artan ısı gibi doğal afetler. Buna bağlı olarak, Sahra Altı Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu gibi tehlike altındaki bölgelerde yaşayan 1.2 milyar kadar insan 2050 yılına kadar göç etmek zorunda kalabilir.
Özetle toparlamak gerekirse, mülteci sorunu her geçen gün artacak. Bu bağlamda AFAD ve Eskişehir Teknik Üniversitesi olarak gerçekleştirdiğimiz ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen “If accessible, I am safe“ (Erişilebiiyorsam, Güvendeyim) projesi kapsamında engelli mültecilere yönelik barınak tasarımı ve prototipinin yanı sıra, engelli mültecilerin yaşam alanları için standartlar belirlendi.
Küresel iklim krizi, afetler ve bunların etkileri gibi konularla ilgili bilimsel çalışmaların paylaşılacağı, 2.Dirençlilik Kongresi Eskişehir Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Ekim ayında yapılıyor. Kongreyle ilgili gerekli bilgilere www.idrcongress.org adresinden ulaşabilirsiniz.