Sadi Seda yazdı
İki gün önce Eskişehir Akil Gençler Platformundan sevgili kardeşim Cem Duman telefon etti…
“Sadi abi Cumartesi günü Avrupa Birliği ve Devlet Eski Bakanı Egemen Bağış’ın yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Başdanışmanı Onur Erim ve DYP Gençlik Kolları eski Genel Başkanı Durul Türkmen Eskişehir’e gelecek. Önemli bir toplantı vaktiniz olursa beklerim” dedi…
Toplantının ana konusu “Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli” idi…
Dün sabah saat: 09.30’da Gaga’da düzenlenen toplantıya özellikle gittim…
Hem sevgili kardeşim Cem Duman’ı kırmamak, hem de Egemen Bağış’ın konuşmasını dinlemek için…
Toplantıya seçilmiş kişiler davet edilmiş…
AK Parti’de geçmişte İl Başkanlığı, Belediye Başkanlığı, İl ve İlçelerde Yönetim Kurulu üyeliği yapmış isimler ve gençleri gördüm…
Bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının başkan ve yönetim kurulu üyeleri de vardı…
Salon tıka basa doluydu…
Katılanlara göz gezdirdiğimde MHP’den ve kapatılan DYP’de yöneticilik yapmış isimler de gelmişlerdi…
Egemen Bağış AK Parti’nin önemli isimlerinden…
Partinin kuruluşundan beri Genel Başkan Yardımcılığı, uluslar arası ilişkilerden sorumlu baş danışmanlığı ve Avrupa Birliği ve Devlet Bakanlığı ve Baş müzakereciliği ile üç dönem milletvekilliği yaptı…
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından istifa etmek zorunda kalan Egemen Bağış, şu açıklamayı yapmıştı:
“Makamlar geçici ama dava esastır. Millete hizmette makam farkı olmadan Başbakanımıza yol arkadaşlığı yapmak onurdur.”
***
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ
Egemen Bağış, geçmişte de kendisini dinlemiştim. İyi bir hatip ve ikna kabiliyeti yüksek bir siyasetçi…
Akil Gençlerin davetlisi olarak katıldığı toplantıda yaklaşık bir saat konuştu…
Akıcı bir konuşma olduğu için katılımcılar kendisini pür dikkat dinlediler…
Bağış, başkanlık sistemini anlatırken şu konuya dikkat çekti:
“Türkiye'de Atatürk'ten başlayarak bütün cumhurbaşkanlarının başbakanlarla sorun yaşadı. Aynı partiden olmalarına rağmen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında da yaşandı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan Anayasa kitapçığı fırlatma olayını unutmadık. Şuanda adeta bir fitne mıknatısı gibi işleyen ne başkanlık ne parlamenter ne mantık silsilesini yürütmeyen sistemin biran evvel düzeltilerek Türkiye'nin huzura kavuşması gerekmektedir. Cumhuriyet tarihinin Atatürk'ten başlayarak bütün cumhurbaşkanları bütün başbakanlarla sorun yaşamıştır. Bunun maliyeti de millete, ülkeye ve devlete olmuştur. Şu anda adeta bir fitne mıknatısı gibi işleyen ne başkanlık ne parlamenter ne mantık silsilesi yürütmeyen sistemin bir an evvel düzeltilerek Türkiye’nin huzura kavuşması gerekmektedir. Türkiye'yi bu yükten kurtarmak, Türkiye üzerine oyun
kurmak isteyenlerin bu fitne mekanizmasına son vermek için hep beraber 16 Nisan'da Türkiye'ye yakışır demokratik, laik sosyal bir hukuk devleti olmamızın temellerini güçlendirecek adımları atacağız. İnşallah 'Evet' oylarıyla Türkiye'nin önünü açacağız".
“Avrupa demokrasi
sınavında çuvalladı”
Egemen Bağış, “Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli” konusunda Almanya’da ve Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşlarına bilgi aktarmak için giden bakanların konuşturulmamalarını şu sözlerle kınadı:
"Avrupa demokrasi imtihanında kötü çuvallamıştır. Avrupa Birliği üyesi ülkeler demokratik hakları insanlara doya doya yaşatmaları gerekirken tam aksi bir uygulama ile demokrasiyi engellemenin çabası içerisine girmişlerdir. Müttefikleri olan bir ülkenin Cumhurbaşkanına ağza alınmayacak hakaretlerle, ithamlarla, iftiralarla saldırmaya kalkmışlardır. Ama şundan emin olsunlar; demokrasisini korumak için, istikrarını, bayrağını, namusunu korumak için gerektiğinde canını seferber eden, tankların altına yatan, uçakların üzerine atlayan ve ülkesi için şehit olmayı bir onur kabul eden bu millet ne Hollanda'nın itinden korkar ne Almanya'nın faşizminden korkar, ne Bulgaristan'ın bu baskıcı anlayışından korkar. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti bu tür mantık dışı uygulamaların karşısında her zaman gereğini yapmıştır. Bundan sonra da yapacağından kimsenin şüphesi olmasın."
Egemen Bağış’ın konuşmasından sonra salonda bulunan yüzlerce kişi, kendisini dakikalarca alkışladılar…
*-******
Yaşam ve Kahve Fincanı
Bir grup eski öğrenci, emekli hocalarını ziyarete gitmiş. İşlerinden ve sorunlarından söz etmişler. Hoca, iş yaşamında her biri önemli yerlere gelmiş eski öğrencilerine, kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş. Biraz sonra değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş.
Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup, kahvelerini oradan almalarını söylemiş.
Tüm eski öğrenciler, kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde, hocaları onlara şunu söylemiş:
- Farkına vardınız mı bilmem. Zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek, daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse; iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca yaşamı tutmaya yarayan araçlardır ama yaşamın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.