(25.05.1925 – 05.11.2006) Yarın Türk siyasal hayatına belli bir dönem damga vurmuş, Sayın Bülent Ecevit’in ölüm yıldönümü. Onun önemli gördüğüm bazı düşüncelerini günümüz aydın ve siyasetçileri için köşemde paylaşmak istiyorum. Unutulmasın ki 1977 yılı seçimlerinde % 41.4 oy almış bir partinin lideridir.
“Demokraside her düşünceye kapıların açık olduğunu, açık kapılara yüklenmemek gerektiğini söylemiştim. Öyledir gerçekten. Her düşünceye, her akıma kapılar açıktır demokraside, açık olmalıdır. Ama o kapılardan girip iktidar olabilmenin ve düşüncelerini uygulayabilmenin bir kesin koşulu vardır: Halkın rızası…”
Açık kapılardan demokrasi adına girip, sonra kapıyı içerden kilitleme niyeti besleyenlerden de nefret etmektedir…
“Demokrasi bir inanış meselesidir. Bir yaşama yoludur. Demokrasi, insanların kendi kendilerine saygı duyarak yaşatabildikleri bir rejimdir.”
Sayın Ecevit ne güzel anlatmış. Kendisine ve halka saygı duymayan, başkalarının hak ve özgürlüklerine, düşüncelerine, ifadelerine rıza göstermeyenler asla DEMOKRASİ’ den bahsedemez ve DEMOKRAT olamaz…
Halktan ayrı yaşayan ve kabuğuna çekilmiş olanlara da şöyle seslenir :
“Anadolu’nun her kasabasında, en tutucu kasabasında bile, devrimleri benimsemiş, hazmetmiş aydınlar vardır. Eşleri, çocukları vardır. Onlardan kaçı, yılda kaç günlerini, kaç saatlerini halkın içinde, halkla birlikte geçirirler? Yılda kaç gün bir kahvede oturup halkla sohbet ederler?”
Meyhane ve restoranlarda kendi aranızda sohbet edip tatmin olacağınıza halkın arasına katılın, dertlerini dinleyin ve onlarla konuşun diye yıllar sonra demeç veren siyasetçimizin kulakları çınlasın…
“Akıllı devrimci, devrim yapmak istediği toplumdaki objektif koşulları bilmek ve bu koşulları gerçekçi bir anlayışla değerlendirmek zorundadır.” “Gerçek solcu halka inanır, halka saygı duyar.”
“Demokrasi bir inanış meselesidir. Bir yaşama yoludur. Demokrasi insanların kendi kendilerine saygı duyarak yaşatabildikleri bir rejimdir.”
Çoğu kez onu eleştirirler. Demokrasiden bu kadar bahseden lider neden sonradan kurduğu DSP içinde gerek üyelik gerekse kongrelerde sınırlamalar koymuştur? 1980 ihtilali sonrası tüm sol gruplar ve görüşler CHP bünyesine girip, sözde seslerini duyurma gayreti içindeyken çok çekmiştir. Çok farklı görüşlerin ve farklı ilkeler benimseyenlerin kendi örgütlerini kurmalarını istemiştir. Bu nedenle de DSP kuruluşundan sonra, kuruluş ilke ve amaçlarından sapılmasın diye kendince aşırı titiz davranmıştır.
Hataları, sevapları, içinde yer aldığı koalisyon icraatları ile tartışılması gereken ancak DÜRÜSTLÜĞÜ asla tartışılmaması gereken pırıl pırıl, insancıl ve halkçı bir liderdir.
Saygı ile anıyor, kişilik ve anlayışının yeni siyasetçilerimize örnek olmasını diliyorum…