İğneden ipliğe kadar hemen her şeye zam geliyor. Ancak işçinin, memurun maaşları kuş kadar artıyor
İğneden ipliğe kadar hemen her şeye zam geliyor. Ancak işçinin, memurun maaşları kuş kadar artıyor. Böyle olunca da hayat gittikçe daha pahalı ve zor olmaya başlıyor. Ancak Odunpazarı Belediyesi ile Belediye – İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalandığını öğrendiğimiz zaman moralimiz düzeldi. Başkan Kazım Kurt kadrolu işçilerine yüzde 20 zam yaptığını öğrendiğimiz zaman sevindik. Doğrusu böyle bir zamma can kurban... Kurt ayrıca çalışanların sosyal haklarına da yine yüzde 20 oranında iyileştirme yapılacağını açıkladı. Halkçı bir belediye olmanın koşullarından biri de çalışanlarının haklarını teslim etmek. Daha önce taşeron işçiler konusunda da – sanki bir sendika lideriymiş gibi – çalışan Kazım Kurt'u tebrik ederiz. Başkan Kurt, "Ben sözleşmemizin hem sendikamıza, hem belediyemize hem de işçi kardeşlerimize hayırlı ve uğurlu olsun diliyorum. Artış oranlarını enflasyona göre ayarlamaya çalıştık. Türkiye ağır bir ekonomik krizden geçiyor. Yapılan zammın enflasyon oranlarının altında kalmamasını istedik" ifadelerinde de bulunmuş. Bu arada Belediye-İş Eskişehir Şube Başkanı Ahmet Recep Moripek'in Kazım Kurt hakkında, "Her zaman çalışanların yanındadır" dediğini de hatırlatalım. Bir sendika liderinin, işvereni hakkında böyle övgü dolu cümleler kurması az bulunan bir şeydir. Sanırım Kurt, çalışanları tarafından takdir edilmeyi sonuna kadar hak ediyor. Şimdi isterseniz gelin bir de hükumetimiz emeklilere ne kadar zam yapmayı uygun bulmuş; buna bakalım...
Süllü 'Manzara-i Umumiye'yi çizmiş
Atatürk Büyük Nutkuna 'vaziyet ve manzara-i umumiye'yi çizerek başlar. 1919 yılının şartlarında olmasak da, ekonomik açıdan kötü durumdayız. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir sıkıntılar silsilesi içindeyiz. Pek çok açıdan İmparatorluğun 'Hasta adam' dönemine benzerlikler arz ediyoruz. CHP Milletvekili Jale Nur Süllü de, ülkenin ekonomik yapısının genel bir portresini çizmiş. Emekliler haftası için TBMM'de söz alan Süllü, Atatürk'e ait "Bir milletin emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır" sözlerini hatırlatmış. Emeklilerimizin 8 milyonunun açlık sınırının altında yaşadıklarını göz önünde bulundurursak, onlara ne kadar değer verdiğimiz de görülür. Yaklaşık 5 milyon emeklimizin ayrı bir işte çalışmaya mecbur kaldığını belirten Jale Nur Süllü, emeklilere verilen zamları da eleştirmiş. Hemen belirtelim SGK ve BAĞKUR emeklilerine yüzde 5, memur emeklilerine ise yüzde 5 zammı uygun bulmuş hükumetimiz. Artık bozdurup bozdurup harcarlar. Türk emeklilerine tavsiyem bu mevsimde Marsilya'ya gitmeleri.
Duyduğum kadarıyla mavi istakozların tam zamanıymış. Ayrıca Alaska'ya balinaların akın ettiğini de hatırlatayım. Yüzde beşlik zam farkıyla artık nereye gitmek isterlerse gidebilirler. Yalnız Tahiti'yi salık vermem. Zira yüzde 5'lik zamdan sonra Türkiye'deki bütün emeklilerimiz Tahiti'ye gitmişler. İğne atsanız Türk emeklilerinden dolayı yere düşmüyormuş. Şimdi elin Yunan emeklisi Türkiye'yi rahatlıkla ziyaret edebiliyor. Bir lokantaya gidip kebap ziyafeti çekebiliyor. Ancak bizim emeklimiz dolmuşa binerken, ekmek paralarından artırdığı bozuk paraları iki kere sayıyor. Öğlen yemeğinde de kebap yerine simit yiyor. Bu mudur, "Dünya bizi kıskanıyor" dediğimiz ülkemizin durumu? Zamlarda TÜFE yerine seyyanen hesaplama, sağlıkta katkı payından muaf tutulma, ek ödeme oranlarının artırılması ve 2000 yılı sonrası emeklilerin intibaklarının yapılması gibi haklı taleplerinin acilen ele alınmasını isteyen Jale Nur Süllü'yü yetkililerin ne kadar dinleyeceklerini bilemem. Ancak çizdiği 'Manzara-i Umumiye'nin de iç karartıcı olduğunu hepimiz biliyoruz. Sayın Jale Nur Süllü'ye emeklilerin durumun gayet güzel özetlediği için teşekkür ederiz. Umarım günün birinde hükumet yetkilileri de gerekeni yaparlar da, tıpkı Kazım Kurt'a, Yılmaz Büyükerşen'e ve Jale Nur Süllü'ye teşekkür ettiğimiz gibi, onlara da teşekkür ederiz. Yalnız yüzde 5'lik zamla emeklilerimizden hayır duası beklemezlerse, akıllılık ederler...