Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Hanım mutfakta söyleniyormuş:
“Bu nasıl iş böyle? Marketten aldığım konservelerin hepsinin kullanma tarihi geçmiş.”
“Fark etmez ” demiş kocası:
” Kullanma tarihi geçmiş politikacılar gündemde değil mi?”
--//--
Gerçekten ilginç.
Garip şeyler olmaya başladı ülkemizde.
Adı çoktan tarihe karışmış isimler konuşmaya ve konuşturulmaya başlandı.
Tansu Çiller, Cavit Çağlar, Deniz Baykal ve diğerleri.
Yetmedi.
Rahmetli Turgut Özal mezarından çıkarıldı.
Tutuklu paşalar için PKK’li Sakık gizli tanık olarak ifade veriyor.
Yakında göreceğiz, olaylar nereye dayandırılacak?
Doğru Yol Partisi parçalandı tamam da Türkiye’nin ilk kadın Başbakanı Tansu Çiller’in isteği yerine gelip, 28 Şubat tarihi yeniden yazılacak mı göreceğiz.
Özellikle merak edilen bir konu da, Turgut Özal’ın zehirlenmesi…
Bakalım örtünün altından kim ya da kimler çıkacak?
---//--
Dün 10 Kasım’dı.
Yani Atatürk’ün ölümünün 74’üncü yıl dönümü.
Gördüm ki Eskişehir Anıtkabir’e taşındı.
Bana da Hızlı Tren bileti ayırmışlardı.
İşim çıktığı için teşekkür edip bir başkası kullansın diye iade ettim.
Güzel bir olay da, bu gezi Ankara’ya gitmeyen, gittiği halde Anıtkabir’i görmeyenler için düşünülse daha iyi olmaz mıydı?
Özellikle kenar semtlerden kadınlı erkekli vatandaşlardan çok talep gelirdi çünkü.
Bu arada Tepebaşı Belediyesi’ni Atatürk adına düzenledikleri etkinlikler için kutluyorum.
---//--
Cumartesi günü haberini okudunuz.
Mavi Ada’da düzenlenen AKP’nin 6’ncı Bölge Yerel Yönetimler Toplantısı’na ayak üzeri uğradım.
Eskişehir , Afyon , Bilecik, Balıkesir , Kütahya ve Bursa’dan gelen partililer, ben çıkarken Bakan Veysel Eroğlu’nun konuşmasını alkışlarla dinliyorlardı. AKP’li yönetici meclis üyeleri ile konuştuk. Dikkat ettim Bakan Eroğlu’nun konuşması yerel yönetimler üzerineydi. Şunu gördüm, iktidar partisi yerel seçimlere önem veriyor.
Bakan Eroğlu zaten öyle işaret verdi:
“Hedef 2023. Bütün Belediyeler AKP’nin olacak. ”
Taman olsun olmaya da, Sayın Eroğlu seçim kazanmanın anahtarını vermedi nedense!
Günlerin Getirdiği
-Kırmadım,sarı zarf vermedim —
İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, gitmeden önce yanımıza uğradı. Ayata’nın mesleki kıdemi 38 yıl olmuş. Eskişehir’de de 14 aydır görev yaptığını söyledi ve ekledi: ” Eskişehir’e gülerek geldim, gülerek gidiyorum. Bu süre içinde kimseyi kırmadım, kimseden de kırıcı bir söz duymadım. Öğretmenliğin hoşgörü mesleği olduğunu hep duydum, duyurmaya çalıştım. Çalışma arkadaşlarıma kapılarını çalan öğretmene güler yüz göstermelerini söyledim. Dahası hiçbir öğretmene bu süre içinde sarı zarf vermedim.” Ardından da, “Bilirsiniz sarı zarf resmi kurumlarda disiplin cezası anlamına gelir. Çok şükür böyle bir tebligat yapmadım” diye konuştu.
Eskişehir’in eğitim açısından huzurlu, kaliteli ve verimli bir şehir olduğunu anlatan Erdoğan Ayata, “14 ay çok kısa oldu. Eğer Eskişehir’de üç sene kalmış olsaydım, çok şey değişirdi. Çünkü bu şehrin değişime ihtiyacı var” dedi. Süleyman Çakır Lisesi konusunda olumlu düşüncelerinin olduğunu anlatan Ayata gelişmeleri şöyle anlattı ” Ben burasının yerine yeraltı otoparkı ve yeşil alan düşünmüştüm. Ama olmadı. Arsanın sahibi okul yeri olarak bağışladığı için okul istiyor. Yer altı otopark ve yeni bir okul olabilir. Bu konuda kurumlar arası görüşmeler sürüyor. ”
Evet ucundan kıyısından politikaya bulaşmamış, milli eğitim çevresinde tanınmaya ve sevilmeye başlanan Erdoğan Ayata Kırşehir’e giderken işte böyle bakıyor Eskişehir’e. Kendisine güle güle ve kolay gelsin diyoruz.
---Murat Mercan’ı soran—
Afyonlu ya da Kütahyalıydı galiba. Cuma günü yapılan AKP’nin 6’ncı Bölge Yerel Yönetimler Toplantısı’na gittiğimde
İl Genel Meclisi’nin AKP’li üyesi Yaşar Aydın’la konuştuk. Ardından Belediye Meclisi’nin AKP’li üyeleri ile selamlaştık. Bu arada iki kişinin konuşması çekti dikkatimi. Ya Kütahyalı, ya Afyonluydular. Birisi “ Yahu Murat Bey’i gördün mü? Kendisi ile konuşmam lazım” deyince diğeri “Hangi Murat Bey’i diyorsun. Ben tanımıyorum” diye karşılık verdi. Bu arada Eskişehirli olduğunu bildiğim bir kişinin “Murat Mercan burada yok hacı dayı. O milletvekili seçilmedi” demesi üzerine Murat Mercan’ı soran kişi şöyle konuştu: “Ben de biliyorum. Ama Murat Bey beni m eski dostumdur. Eskişehirli olduğunu biliyorum. Buraya gelmişken göreyim diye sordum.”
Bu kısa konuşmayı duyunca anlattım AKP’li bir tanıdığa ”Ne oldu? Murat Mercan Bakan Yardımcısı olduktan sonra uğramaz oldu? Eskişehir’e bir kez geldi. Hepsi bu” dediğimde şu yanıtı verdi: ”Politikanın cilvesi tüm bunlar. Kimin ne zaman ne olacağını kimse bilmez.” Doğru gerçekten değil mi?
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...