Bu yatırım ilaç gibi geldi

Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, Çinli beyaz eşya devi Haier'in yaklaşık 170 milyon dolarlık bir yatırımı Eskişehir'de gerçekleştireceğini açıkladı. Açık söylemek gerekirse son zamanlarda moralimiz sürekli bozuk. Çinlilerin Eskişehir'e 170 milyon dolar yatıracak olması, bozulan morallerimize ilaç gibi geldi. Haier adındaki bu Çin şirketini çok tanımıyor olabiliriz. Fakat söz konusu isim, dünya çapında bir marka. Tabii bu yatırım sadece morallerimize değil, ekonomimize de ilaç gibi gelir. Yaklaşık 1.000 kişinin istihdam edileceği fabrikanın, Eskişehir'deki beyaz eşya yan sanayilerini de hareketlendirir. Çin'in büyümesi, dünyadaki büyümeye lokomotiflik yapıyor. Çin'in büyüyemediği bir dünya, ekonomik durgunluğa girer. Bu arada Çin Merkez Bankası'nın Türkiye'ye 1 milyar dolarlık bir kaynak aktarımı, (Elbette bu parayı hediye etmeyecekler. Borç olarak olarak verecekler) yapacağı da konuşuluyor. Bu durum Çinli yatırımcıların Türkiye'ye daha çok ilgi göstereceklerinin işareti. Nitekim Eskişehir'e gelecek olan yatırımı da bu açıdan değerlendirmek gerekiyor. Tabii "Kardeşim Çinli'nin yatırımından yola çıkıp, Nadir Küpeli'yi nasıl tebrik edersin?" diyebilir. Ancak belli ki Sayın Küpeli ve arkadaşları bu yatırımın Eskişehir'e gelmesi için üstün çaba sarf etmişler. Bahsedilen yatırımın meblaı 170 milyon Amerikan Doları... Dolayısıyla Sayın Küpeli, basit bir tebriği değil, ayakta alkışlanmayı hak ediyor.

İstişareye çekildiler 

Bildiğiniz gibi Eskişehirspor'a başkan olmak hiç kolay değil. Kulübümüz borç denizine batmış, boğulmamak için mücadele ediyor. Son olarak Osman Taş kaynak bulduğunu açıklayarak başkan olmuştu. Ancak bulduğu kaynakların yetersiz olduğu ortaya çıktı. Şimdi yeni bir yönetim arayışı içindeyiz ve Adnan Sevim ve arkadaşları, "Cebimizde para var. Kaynaklarımız akıllara durgunluk verir. O kadar çok paramız var ki, para sayma makinelerinden dumanlar çıkar" mealinde açıklamalarda bulunup, yönetime talip oldular. Bunun üzerine mevcut Eskişehirspor yönetimi kendileriyle bir araya geldi ve Toko'dan kalan dosyaları kapatmalarını rica ederek, "Siz bu işi yapın, biz önünüzü açarız, Kongrede de sizi destekleriz" dedi. Bu çıkıştan sonra Sayın Adnan Sevim ve arkadaşlarının 'istişare'ye çekildiklerini öğrendik. Sanırım önümüzdeki 3 – 4 ay boyunca istişarelerini sürdürecekler.
Yalnız öyle kuru kuruya istişare olmaz. Toplandıkları yeri söylesinler de kendilerine çay – kahve gönderelim. Öğlen yemeklerinde de tavuk döner ve ayran sipariş edelim...

Adalet ve huzur getirsin 

Eskişehir Barosu, yeni adli yılın açılışı nedeniyle Adalet Sarayı önünde bir tören düzenledi. Baro Başkanı Mustafa Elagöz ve meslektaşları önce İstiklal Marşını hepbir ağız ve yürekten okudular. Daha sonra da saygı duruşunda bulunup, Atatürk anıtına çelenk koydular. İstiklal Marşı'nın okunması, saygı duruşunda bulunulması ve Atatürk anıtına çelenk konulması sıradan olaylar. Ancak o kadar sıra dışı bir dönemde yaşıyoruz ki, bu sıradan şeyler bile bizim için sıra dışı bir öneme sahip oluyor. Çağdaş demokrasilerin temelinde adalete duyulan güven olduğunu belirten Mustafa Elagöz, "Bağımsızlığı olmayan bir yargı, süreç içerisinde siyasallaşacağı gibi tarafsızlığını da yitirecektir. Bu sonuç en çok da vicdanlarda kabul gören ve üst değer niteliğindeki adaleti ortadan kaldıracaktır. Yargı, özgürlük felsefesi ile donatılmış, siyasal baskılardan yılmayan yargı mensupları ile hukukun üstünlüğünün teminatı olabilir" açıklamalarında bulundu. Bilindiği gibi Eskişehir Barosu, Saray'da düzenlenen adli yıl açılışına katılmayacağını belirten ilk kuruluşlardandı. Bütün avukatlara yeni adli yılın kolaylıklar getirmesini dileriz. Hâkimler, savcılar ve avukatlar; adaletin üç ayağını oluşturuyor. Bu ayaklardan herhangi birinde aksama olursa, masa devrilir. Dolayısıyla adaletin nâlen ayakta durabilmesi için, avukatlarımıza her zamankinden fazla görev düşüyor. 2019 – 20 adli yılının memlekete adalet ve huzur getirmesini temenni ederiz.