AK Parti iktidarının sınıfta kaldığı konuların başında devlet yurdu geliyor.
AK Parti iktidarının sınıfta kaldığı konuların başında devlet yurdu geliyor.
Yeteri kadar yurt olmayınca özellikle dar gelirli ve yoksul ailelerin üniversiteyi kazanan çocukları okumaktan bile vazgeçebiliyor.
Durum böyle olunca gençler tarikatların kucağına itiliyor.
İktidarın arka bahçesi haline gelen bazı vakıf ve tarikat yurtları ne yazık ki bundan nüfuz bakımından nemalanıyor.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye’nin çok önemli bir sorununa parmak bastı.
Meslektaşımız Çakırözer, vakıf ve tarikat yurtlarına devletçe verilen desteğe karşı üniversite öğrencilerine kira yardımı yapılması ve belediyeler ile özel yurtlara destek sağlanması için kanun teklifi verdi.
Çünkü dar gelirli bir aile için başka şehirde çocuk okutmak neredeyse imkansız hale geldi.
Utku Çakırözer, bu sorunu resmi rakamlarla adeta beynimize işliyor:
“Sadece geçen yıl ikametleri dışında bir şehirde üniversite kazanan 716 bin öğrencinin 157 bini kayıt yaptırmadı, yaptıramadı. YÖK'ün raporuna göre son 5 yılda 2 milyon üniversite öğrencisi okulunu bıraktı.
Biz diyoruz ki gençlerimiz, öğrencilerimiz sadece yoksulluk nedeniyle bu tarikat yurtlarına mahkum edilmesin. Vergilerimizden 2023'te 1 milyar 24 milyon lira bu vakıf ve tarikatlara ayrılmış. Bu yıl için aylık 4 bin lira, 5 bin lira öğrenci başına destek veriliyor. ‘Aynı desteği özel yurtlar için de belediyelerimizin yurtları için de sağlayalım’ diyoruz.”
Meclis’te Çakırözer’in teklifi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
Eğer iktidar için bir seçim mağlubiyetinden bahsediliyorsa…
Bunda ilk etken ekonomi ise ikinci etken ülkeden umudunu yitiren öğrencilerdir…
Mülakatla elenen yüksek puanlı gençlerdir…
Kendini ülkesinde “öteki” hissettirilenlerdir…
Kalitesiz eğitime mahkum bırakılanlardır…
İdealleri kaybettirilenlerdir…
Artık bu sese kulak verin!..
Eskişehirspor’un başarısı için bu destek şart!
Eskişehir’in en önemli değeri Eskişehirspor’un art arda yaşadığı başarısızlıklarla düştüğü Amatör Küme’den çıkabilmesi için yeni bir sayfa açılacak.
Malum, Erkan Koca başkanlığındaki yönetim olağanüstü kongre kararı aldı.
Koca ve ekibi, mayıs sonu veya haziran başında yeni seçilecek yönetime Eskişehirspor Kulübü’nü teslim edecek.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile birer görüşme gerçekleştiren Erkan Koca başkanlığındaki kulüp yönetimi meramını anlattı.
Belediye başkanlarının iyi niyet temennileri çerçevesinde geçtiğini öğrendiğim görüşmeden somut bir sonuç çıkmasını beklemek de şu anda hayalcilik olur zaten.
Eskişehirspor Kulübü, 3 belediye başkanının desteğini alabilecek yeni bir yönetimle ancak başarı sağlayabilir.
İş dünyasından birinin çıkıp liste yapması ve Eskişehirspor yönetimine talip olması tek başına yeterli olamaz.
Belediyelerin ve gerektiğinde iktidarın desteği olmadan sadece yönetimi oluşturacak iş insanlarının katkısıyla Eskişehirspor Kulübü ayağa kalkamaz.
İş insanlarının 300 milyon lirayı aşkın borcu bulunan Eskişehirspor’a vereceği katkı sınırlı kalır.
Eskişehirspor’un art arda küme düştüğü dönemlerdeki başkanlarını hatırlayalım.
Mesut Hoşcan, Halil Ünal, Sinan Özeçoğlu, Kaan Ay, Osman Taş, Mustafa Akgören, Mehmet Şimşek.
Hepsi iş insanıydı.
Kulübe yönetici bulunamayınca tribün lideri Erkan Koca ve arkadaşları sorumluluk üstlendi.
Anlayacağınız…
Oluşturulacak yeni yönetim, siyasetle arasına mesafe koyar, kaynak yaratmak için hazırlayacakları projelere öncelikle belediye başkanlarından destek alırsa ancak o zaman Eskişehirspor’u içinde bulunduğu durumdan kurtarabilir…
Yoksa sadece parası olan iş insanlarından oluşacak yeni yönetimin Eskişehirspor’u zirveye taşımaya ne kaynağı ne de nefesi yeter.
Benden söylemesi.
‘Gerçek enflasyonu kabul etmemiz lazım’
Eski Hazine Müsteşarı, iktisat uzmanı, akademisyen ve yazar Dr. Mahfi Eğilmez, gerçekleri tokat gibi yüzümüze vurdu.
Halk TV'de konuşan Eğilmez’in ekonomi değerlendirmesi özetle şöyle:
-Yanlış ekonomi politikası izliyoruz.
-Önce gerçek rakamlar açıklanmalı.
- Enflasyonumuz yüksek. Gerçek enflasyon bunun çok üzerinde. Bunu düzeltmemiz lazım. Gerçek enflasyonumuz neyse bunu kabul etmemiz lazım.
-Enflasyona mücadele edildiğine inanmıyorum.
-Maliye politikamız gevşek, kamu israfı inanılmaz boyutlarda. Böyle bir yerden parlak şekilde çıkmamız mümkün değil.
-Kasamızın durumu müsait değil diye emekliye ve düşük ücretliye sırtımızı dönemeyiz.
-Kamu israfını keserek kaynak bulunabilir.
-Türkiye IMF'e gidip sistemi düzeltmeli.
-Merkez Bankası'yla bastırıp dolar kurunu düşük tutarsak bu gerçek bir rakam olmaz
-Doğrudan yatırım çekebilmek için yargının bağımsızlığı, rakamlarımızın gerçekleri yansıtması, Merkez Bankası’nın bağımsız hale getirilmesi, demokrasinin iyileştirilmesi, dış politikamızın düzeltilmesi gibi pek çok konu var.”
Ben de bu açıklamanın altına imzamı attım.
Kalın sağlıcakla.