Bu kadar yanlışı kaç doğru düzeltir

Eskişehirspor yeni sezona başlarken, umutlarımız, hedeflerimiz vardı, beklentilerimiz vardı. Maalesef hepsi ‘Yalan’ oldu. Geçen sezon sıralama olarak başarılı olduğumuz, oyun olarak sıkıntılar yaşadığımız, eksikleri olduğu bir takımdık. Umutlarımız takımdaki eksikliklerin giderilerek, oyun anlamında sıkıntılara ortadan kalkacağı keyif veren, keyif alan taraftarı heyecanlandıran bir takım oluşturulacağını hayal ettik. İyi bir kadrosu olan Eskişehirspor’un yapılacak transferlerle takımın daha güçlü hale geleceğini düşündük.

Eskişehirspor’un başında Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü yapmış birinin olması, çalıştırdığı takımlarda başarıyı yakalaması, geçmişte yaptıklarını düşündüğümüzde hedef koymamız, gayet doğal değil mi! Ancak futbolda gerçek şu ki, “Dün ne yaptığınız önemli değil, bu gün ne yaptığınız önemli”.

 

Gel gör ki kazın ayağı hiçte öğle değilmiş. Hocayı transfer ederken o kadar taviz ve yetki verilmiş ki Ersun ‘Yanal’ “Küçük Dağları Ben, Büyük Dağları da Babam yarattı” edasında hareket ediyor. Kendisini erişilmez, ulaşılmaz zannediyor. Yerel basına demeç vermeyerek, takımla şehir arasına mesafe koyuyor. Antrenmanlara taraftarı almayarak taraftarla takım arasına duvarlar örüyor. Personelle arası yok, futbolcuyla diyalog yok, yönetimle mesafeli, yapılan transferler tam bir fiyasko, takımda huzurdan eser yok böyle bir komutanla savaş kazanılır mı?

Sayın Ersun Yanal Eskişehirspor’a Teknik Direktör olunca en çok destek verenlerdenim. Yaptıklarına bakınca müthiş derecede hayal kırıklığına uğradım.

Eskişehirspor Yönetimi Süper Lige çıktığından bu güne kadar, durumu günlük başarılarla idare ettiler. Bütün yanlışları halı altına süpürdüler. Güneşin balçıkla sıvanmayacağını bir türlü göremediler. Geçen sezon sıralama olarak başarılı gözükseler de ciddi sıkıntılar olduğunu kabul etmediler. Alınan sonuçlara göre hareket ettiler. Yapılan eleştirileri görmezden geldiler. Bu günkü ortama zemin hazırladılar.

Eskişehirspor Yönetimi kurumlaşma adına hiçbir adım atmayarak sınıfta kaldılar. En büyük hataları profesyonel bir yapıyı amatörce yönetmeye çalışıyorlar. Yönetime dışarıdan bakıldığında şu an itibarıyla çok dağınık bir görüntü çiziyor. Her ne kadar yöneticiler bir araya gelip birlik beraberlik resmi verseler de, resmi okuyunca herkesin ayrı telden çaldığı çok net bir şekilde görünüyor. Yönetimsel olarak makamlar arasındaki bağlantı kopukluğu artarak devam ediyor. Herkes ayrı bir telden çalıyor.

İdari ve teknik anlamda bu kadar olumsuzluk varken, başarı beklemek biraz hayalcilik olmuyor mu? Bu kadar yanlışı kaç doğru düzeltir. Onu bilemiyorum. Bildiğim bir şey yeni sezon yine sorunlarla başladı. Hadi hayırlısı.

Mersin maçı bu kadar olumsuzluklar altında oynanacak olması sonuç itibarıyla bir çok olaya zemin oluşturuyor. Bu maçı ben sonuç ne olursa olsun her türlü değişimin olacağı maç olarak görüyorum. Tüm kalbimle sahada mücadele edecek futbolcu kardeşlerime başarılar diliyorum.