Bu işin şakası yok!

Ekonomik kaygılar ve sosyal patlamaya mahal vermemek adına normalleşme sürecine erken girdik

1 Eylül 2020 09:23
A
a
Sütiş Eskişehir
Arif Anbar - Vaziyet - 01 09 2020

Ekonomik kaygılar ve sosyal patlamaya mahal vermemek adına normalleşme sürecine erken girdik. Hemen akabinde yapılan kalabalık toplantılar, seyahatler, binlerce kişinin katıldığı devlet açılışları, parti kongreleri, bayram tatili gibi hareketler, normalleşme sürecinden önceki tabloya dönmemizi sağladı. Yurt genelinde vaka sayımız, ölü sayımız, yoğun bakım ve entübe hasta sayımız günden güne artıyor. Günlük iyileşen sayımızla günlük vaka sayımız arasındaki makas git gide açılıyor. Öyle ki, eski kısıtlamalara geri dönüleceğinin sinyali veriliyor. Mesela 65 yaş üstü yurttaşlarımıza bir takım yasaklar tekrar getirildi. Kalabalık organizasyonlar için de yeni kısıtlamalar var. Bakın, sadece Eskişehir’de son zamanlarda yoğun olarak ‘plazmaya ihtiyaç var’ duyurusu yapılıyor. Yine Eskişehir’de ‘Korona İhbar Hattı’ açıldı; kural ihlali yapanları ‘0538 865 77 73’ numaralı WhatsApp hattını kullanarak şikayet edebileceğiz. Ayrıca her mahalleye denetim ekibi kurulması kararlaştırıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Eskişehir’i ilk kez ağzına aldı, Vali ve Sağlık Müdürüyle görüştü. Sadece bu ani gelişmeler bile, tehlikenin ne denli büyük olduğunu gösteriyor.

Şiddeti ‘malzeme’ görenlere ders olsun!

 
Şiddet… Hele ki kadına şiddet… Neredeyse herkes karşı; ancak söz konusu sorun, özellikle elinde imkanı olanlarca birkaç beylik cümleyle popülizm yapılan bir politika alanı haline geldi. Yani; habire ahkam kesiyor beyefendiler, ancak icraata gelince ortada yoklar! Bu noktada, Odunpazarı Belediyesi, ağzı laf yapıp şiddetle mücadeleyle alakası olmayanların hem ipliğini pazara çıkarıyor, hem de toplum nezdinde onlara ders veriyor. Nasıl mı? Anlatayım… Öldürülen canımız Ceren Özdemir, adının verildiği gençlik merkezinde yaşatılıyor. Öldürülen bir diğer canımız Ayşe Tuba Arslan da, ismi verilen halk merkezinde yaşatılıyor. O merkezlerde, kadına şiddetle nasıl mücadele edileceği de anlatılıyor. Başka? İstanbul Sözleşmesi, nikah salonunda yeni evlenen çiftlere dağıtılıyor ve önemi anlatılıyor. Ve en son… Başkan Kazım Kurt, belediye şirketinin işçileriyle yapılan toplu sözleşmenin içine öyle bir madde eklenmesini sağladı ki, sanıyorum bunun başka bir örneği yok! Eşine-kadına, çocuğuna, annesine ve babasına şiddet uygulayan işçi kovulacak! Son söz: Hem hükümete, hem CHP’li çoğu belediyeye örnek olsun, ders olsun!
 
 

Bu adım Türkiye’de yaygınlaştırılmalı

 
Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir özelinde de sanayinin en büyük sorunlarından birisi nitelikli ara eleman yetersizliği. Bu noktada Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı ciddi bir adım atmıştı ve Mesleki-Teknik Anadolu Lisesi kurmaya karar vermişti. Ve o lisenin yapımı tamamlandı. Bu yıl ilk kez öğrenci alacak! Lisede, ihtiyaca göre belirlenen metal teknolojisi, endüstriyel otomasyon teknolojileri, plastik teknolojisi, makine teknolojisi ile elektrik ve elektronik teknolojileri bölümleri bulunuyor. Modern eğitim altyapısına göre projelendirilen okulda 30 dersliğin yanı sıra spor salonu, konferans salonu, kütüphane, atölyeler, sergi alanı, laboratuvarlar, yemekhane ve idari tesisler yer alıyor. Son teknoloji ürünü sistemlerin kullanılacağı lisenin, Eskişehir sanayisinin nitelikli ara ve ana eleman ihtiyacını büyük ölçüde karşılaması bekleniyor. 270 kişilik lise, ilk yılı olmasına rağmen 450 başvuruyla ciddi bir talep gördü. Bu da gösteriyor ki faydalı bir işe imza atılmış. Çünkü biliyoruz ki buradan mezun olan öğrenci işsiz kalmayacak. Sanayici ise kolaylıkla ara eleman bulacak.
 
 

Köksal’ın iddiaları soruşturulmalı!

 
Sağlık Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal, Covid-19 süreci boyunca yaptığı olumlu ve objektif eleştirilerle öne çıkıyor. Yönettiği sendika hükümete yakın olmasına rağmen, koltuk kaygısı gütmeden halk sağlığı için doğru olanı bir bir sıralıyor. Aynı Köksal, eleştirinin dozajını biraz daha arttırarak deyim yerindeyse ateş etti! Özetle dedi ki: “Özverili çalışma, birtakım zevatlar tarafından suiistimal ediliyor. İktidar partisine zarar verenler, iktidardan aldığı güçle imtiyaz oluşturanlardır. Eskişehir’de oturmayıp, Eskişehir’de caka satanlardır en çok zarar verenler. 6 bin 500 kişilik sağlık ordusu yerine üç beş yalamayı dinleyenlerdir en çok zarar verenler. Vatan, millet, Sakarya deyip il içinde geçici görevden kaçanlardır en çok zarar verenler. Bu zorlu süreçte bile hala adam kayırmaya çalışan belli bir grubu gözetmeye çalışanlardır en çok zarar verenler. Zor zamanda ayrılan 4 buçuk milyar lirayı bile dağıtamayanlardır en çok zarar verenler.”
Köksal’ın anlattıkları görmezden gelinecek gibi değil. Öyle ki, soruşturulması gereken ciddi iddialar söz konusu!
 
 

Metin Güler diyor ki…

 
Her ne kadar “Eskişehir sanayisinde sorun yok” şeklinde açıklama yapanlar olsa da, durumun öyle olmadığını elbette biliyoruz. Bu noktada, Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Metin Güler, ortalığı güllük gülistanlık göstermeye çalışanlara tokat gibi bir cevap verdi. Güler’in, ETO meclis toplantısında yaptığı o konuşmanın bir kısmı şöyle: “Hükümetin desteklerinden faydalananların bile, gelecekle ilgili kafalarının karışık olduğunu görüyoruz. Kentimizde faaliyet gösteren işletmelerimiz normal olarak üretimlerine devam edebiliyorlar belki ama gelecek ile ilgili kaygı ve kuşku içerisindeler. Geleceğe umutla bakmadığınız sürece yatırım yapmazsınız. Bu durum tehlikeli bir durum. Ticari çarkları yeniden döndürebilmek için de başta üretim olmak kaydıyla normalleşme adına elimizden gelen çabayı harcamak zorundayız. Arçelik’te yan sanayinin durumuyla ilgili bir toplantı yaptık. OSB’de çok sayıda firmamız şu anda korona ile mücadele halinde.”
Bir de Güler’in, önemli makamlara yazdığı ‘uyarı mektupları’ var! Onları da sonra aktarırız! Bu bölümle ilgili son söz şu olsun: Herkes, Metin Güler’in yaptığı gibi gerçekleri alenen anlatmalı!
 
 

Büyükerşen yetinmiyor!

 
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in, Eskişehir’in gelişimi ve tanıtımına damga vuran isimlerden biri olduğunu hepimiz biliyoruz. Gerek öğrencilik yıllarında olsun, gerek akademik çalışmalarıyla, gerek Anadolu Üniversitesi rektörüyken, gerek belediye başkanı sıfatıyla inkar edilemez işlere imza attı, Büyükerşen. Kısacası, hayatı boyunca Eskişehir’e hizmet etti. Peki, yaptıklarıyla yetiniyor mu? Hayır! Büyükerşen, Eskişehir’le özdeşleşecek yeni bir cazibe alanını daha faaliyete geçirmeye hazırlanıyor. ‘Tarihi Odunpazarı Bölgesi'ndeki Kentsel Gelişim Projesi kapsamında, Hamam ve Hamam Müzesi ile Sanat Sokağı çalışmaları hızla devam ediyor. İnşa faaliyetini yerinde inceleyen Başkan Büyükerşen, çalışmaların yıl sonunda bitirilebileceğinin müjdesini vererek, “Eskişehir'in hamam kültürünü anlatan bir hamam ile müze inşaatımız sürüyor. Ayrıca sanata ve sanatçıya verdiğimiz değeri yaşatacak bir sokak tasarladık. İçerisinde tiyatro salonu, atölyeler, sergi rampaları, fuaye alanları, kitap evi gibi farklı noktalar bulunacak” diye konuştu.
Büyükerşen tarafından hayata geçirilecek olan bu proje, Eskişehir’e bir değer daha katacak. Emeği olanlara teşekkür etmek gerekiyor.
 
 

Anadolu Üniversitesi kazıyor!

 
Türkiye’de maalesef arkeolojik kazılara pek önem verilmiyor. Arkeolojik kazılardan ziyade yasa dışı ‘define avcılığı’ çok daha fazla ilgi görüyor. Neyse, o konuyu başka bir zaman değerlendiririz. Biz, arkeolojik kazılardan devam edelim… Anadolu Üniversitesi, bir süredir, önemli bir iş üzerinde çalışıyor. Osmanlı’nın temellerinin atıldığı Karacahisar’da arkeolojik kazılar yapan üniversite, o döneme ait bilinmeyen eserleri ve bu eserlerin incelenmesiyle geçmişe ışık tutacak bilgileri ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Rektör Prof. Dr. Fuat Erdal, çalışmanın önemini şu sözlerle özetliyor: “Yazılan ve yazılmayan tarihimizdeki gerçekleri ortaya çıkarmak anlamında Karacahisar Kalesi büyük önem taşıyor. Burası, tarihi 1299’a giden ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun ilk hutbesinin okunduğu yer ve bunun ortaya çıkmış olması gerçekten gurur verici.”
Söz konusu araştırmaya Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Eskişehir Valiliğinin de destek verdiğini ayrıca aktarmak isterim. Beri yandan, Anadolu Üniversitesine Han’daki hazineyi hatırlatıyor ve orada da çalışma başlatmasını tavsiye ediyorum.
 

Çevre yolu değil orası, bulvar!

 
Hani şu ünlü ‘batçık’ları olan ve ‘Eskişehir’in çevre yolu’ denilen yol var ya… İşte orası çevre yolu filan değil birader! Kandırmaya çalışıyorlar bizi. Ha, kendileri gün aşırı kandırıldıkları için, halkı da kendileri gibi sanıyorlar kandırılamayasıcalar! Neyse… O alana dense dense bulvar denir, o kadar. Geleceğim nokta şu. Çevre yolu görünümlü bulvar trafiği kaldırmıyor ve sürekli ölümlü kazalar meydana geliyor. Bu noktada Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) yapılması gerekeni bir kez daha hatırlattı. Şöyle ki: “Kuzey-Güney çevreyolları yapılsın! Hasanbey’den OSB’ye yeni döşenecek iltisak hattı üzerinden de hizmet verilmesi sağlansın. Bu hattın; Bozüyük, Satılmışoğlu, Boyacıoğlu, Sazova, Tren Garı, Şeker Fabrikası, Hasanbey ve OSB’den oluşan toplam sekiz adet durağı olması zaten planlanmıştı. TCDD banliyö hattı yapımı ile yüksek kapasiteli bir ulaşım aksı elde edilmesi ve özellikle OSB’yle Bozüyük ulaşımının banliyö ile sağlanması da masaya yatırılmıştı.”
Şimdi, İMO çözüm yolunu sunuyor sunmasına da, hükümetin adım atacağını düşünmüyorum. Çünkü sözde muhalefet ve güya büyük odalar dahi, ‘görünürde’ bağırıyor!
 
 

FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA

Fotoğrafın dili olsa 01 09 2020
CHP’nin tanınmış isimlerinden Metin Tomsuk: Boşuna gülüyorlar. Zaten her zaman son gülen iyi güler. Hıh…

BİR TWEET

HARUN KARACAN
Zaferle taçlandırdığımız şanlı mücadelemizin 98. yıl dönümünü gururla kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum. “Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.” -Mustafa Kemal Atatürk

DÜNYA İNSANLARI

Rockefeller Merkezi 29 09 1932
Fotoğraf: Charles C. Ebbets/1932
29 Eylül 1932 yılında, bugün ‘General Electric’ binası olarak bilinen ‘Rockefeller Merkezi’nde çekilen bu fotoğraf, 2 Ekim Pazar günü ‘New York Herald Tribune’de yayınlandı.

AFİŞ

Schindler'in listesi - 01 09 2020
Schindler’in Listesi
1993 ABD yapımı film, Oskar Schindler adlı bir Alman iş adamının 2. Dünya Savaşı zamanında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarmasını konu alıyor. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan film, ünlü yönetmen Steven Spielberg’in en önemli yapıtları arasında sayılan ve ona Oscar kazandıran bir yapım. Film, 1994 yılında 12 dalda Oscar’a aday olmuş ve 7 dalda ödül kazanmıştı. Filmin kazandığı Oscar’lar şöyle: En İyi Film, Yönetim, Kurgu, Sanat Yönetimi, Görüntü, Özgün Müzik ve Senaryo Uyarlaması.

KARİKATÜR

Karikatür 01 09 2020
Didie Sri WIDIYANTO
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi