Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yaptığı açıklamalarda, salgının en yaygın olduğu ilin – açık ara farkla – Eskişehir olduğunu öğrendik. Şu anda Eskişehir'de yaklaşık her yüz kişiden birinde virüs bulunuyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yaptığı açıklamalarda, salgının en yaygın olduğu ilin – açık ara farkla – Eskişehir olduğunu öğrendik. Şu anda Eskişehir'de yaklaşık her yüz kişiden birinde virüs bulunuyor. Her ne kadar Eskişehir çift doz aşı yaptırmada Türkiye'de ilk 10'a girmiş olsa da, belli ki bu durum bir rehavete neden olmuş. Tabii yılbaşı alışverişi için çevre illerden kentimize gelenleri de unutmayalım. Misafirlerimiz Eskişehir esnafına para getirdiler ancak – belli ki – virüs de getirmişler. Bunların hepsinin ötesinde aşıya olan aşırı güven ve omicron varyantına olan aşırı küçümseme var. Doktorlar omicron'un daha az öldürücü olduğunu ancak çok daha hızlı bulaştığını söylüyor. Bizim vatandaşımız ise bu cümle içindeki, "daha az öldürücü" kelimesini cımbızla çıkartıp, geri kalanı umursamıyor. Bu işin şakası kalmadı. Salgının bu kadar yaygınlaşmasında ne hükûmetin ne de yerel yönetimlerin kabahati var. Burada kendi tedbirlerini almayan vatandaş, salgının yaygınlaşmasındaki en büyük etken. Türkiye'nin en kötüsü olduk; yok bu işin şakası...
Kurt örnek olsun
Kısa bir süre önce virüs kapan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un hastalığı yendiğini öğrendik. Büyük geçmiş olsun. 9 Ocak'ta yaptırdığı testin negatif olduğunu belirten Kurt bir sosyal medya paylaşımıyla durumu kamuoyuyla paylaştı. Kazım Kurt hastalığı hafif atlatmasında, aşıların faydası olduğunu tahmin ettiğini de sözlerine ekledi. Hatırlanacağı gibi salgın hastalığın ilk döneminde hastanelerin yoğun bakım servisleri ciddi sıkıntılar yaşıyordu. Şimdi yoğun bakım üniteleri eskisine nazaran daha az hastayla ilgileniyor. Ayrıca yoğun bakımdaki hastaların çoğunluğunu da aşı olmamışlar oluşturuyor. Kazım Kurt'un hâlâ aşı yaptırmamakta direnen vatandaşlarımıza örnek olmasını diliyorum.
İşte şimdi başladı
Sonbahar boyunca ekonomide en kötüyü görmediğimizi, önümüzde daha kötü günler olduğunu belirtiyordum. Maaşlara geler zamlar kısa bir süre moralimizin düzelmesine neden olsa da, sevincimiz kursağımızda kaldı. Yeni yılla birlikte zamlar birbirini kovalıyor. Elektrik ve diğer enerji fiyatlarından bahsetmeyeceğim. Zaten petrole zam yapılması demek, her şeye zam yapılması anlamına geliyor. Aksi gibi gıda fiyatları da anormal arttı. Şimdi önümüzde Amerikan Merkez Bankası'nın faiz artırımına ilişkin alacağı kararlar var. Bu karar en çok Türkiye gibi ülkeleri etkileyecektir. Ocak ve Şubat ayı gerçekten berbat geçecek gibi gözüküyor. Allah bu milletin yardımcısı olsun. "En kötüsü gelmedi" diyorduk. İşte geldi...