Görüşler
Bunca yıllık meslek yaşamımızda "Zafer Sabuncuoğlu" gibi bir il başkanı görmedik...
ANAP'ın en hızlı döneminde Eskişehir'in kralı gibiydi!..
"Beyti Çemen"in köyü "İdrisyayla" programda bile yoktu ama..
Bir telefonumuzla “su" getirmişti...
Kimbilir hangi köyün hakkını yemiştik!
Bir savcıya "Unutma sakın!" demişti :
"Sen cumhuriyetin savcısısın, onun bunun değil!.."
4 çocuklu kumar hastası bir adamı bu "illetten" vazgeçirdiğine bile tanık olmuştuk...
2009 yerel seçimlerinden önce "Aydın Begiter"in
yanında görmüştük Zafer’i…
"Hayrola" dedik..
"Yılmaz Hoca için geldim:
Yine Eskişehir'de...
Bir cafede 7-8 kişiyi toplamış konuşuyordu:
"Bu işin partisi yok arkadaşlar..."
Yılmaz Hoca'nın Zafer’le bir işi yok, olamaz da...
Ama Zafer'in Eskişehir'le işi var!
Muş'tan gelmiş...
“Bu kente sevdalanmış...”
MHP kökenli olduğunu da herkes bilir...
Ama ne diyor?
"Bu işin partisi yok!"
………..
Cafeden ayrıldıktan sonra "Hüsnü Arslan"ın imza kokteyline gitmiştik…
Daha içeri girerken "Sevim Şahin" çevirdi:
"Biraz geç kaldın" dedi:
"Göreceksin, eski siyasileri, eski belediye başkanlarını ve yeni adayları... Öylesine güzel sohbet ediyorlardı ki, hepsinin tek ilkesi partileri değil, Eskişehir'di..."
………..
Hani "Zafer"den girdik ya...
Eskişehir’in özelliği gerçekten başka…
Daha düne kadar otobüs muavinlerinin “Kerbela” dedikleri kent, ne hale gelmiş, bunu biliyor yaşayanlar…
Söz konusu “Eskişehir” olunca Zafer’in sözleri çınlıyor kulaklarımızda…
“Bu işin partisi yok!..”
Yaşlı kadının torbaları
Yaşlı bir kadın iki elindeki torbalarla yürürken birinden paralar düşmeye başlamış... Hemen arkasında beliren polis görmüş ve uyarmış:
"Torbanızdan paralar düşüyor bayan..."
Kadın dönüp toplamaya çalışırken polis yine seslenmiş:
"Durun bakalım, bu kadar parayı nereden buldunuz? Çaldınız mı yoksa?"'
Kadın, "Yok ya" deyip gülerek yanıtlamış:
"Evimin bahçesinin yanında bir cafe var. Geceleri çok kalabalık olunca tuvaleti gelen bahçeme koşuyor. Ben de elimdeki kesici ile tuzak kurup, ya 20 dolar verirsin ya da keserim diyorum. Paralar buradan geliyor..."
Polis, biraz düşündükten sonra "Ya ikinci torbada ne var?" diye sormuş...
Kadın yine gülerek yanıtlamış:
"Herkes para vermiyor ki memur bey!.."
Başka hiçbir şey!
Genç kız 18’inci doğum gününü kutlayacakmış. Anneannesine sormuş:
"Benim yerimde siz olsaydınız ve 18’inci yaşınızı kutlayacak olsaydınız, ne hediye isterdiniz?"
Kadın şöyle bir derin iç çekmiş:
"Başka hiçbir şey istemezdim yavrum!"
Günün Şiiri
Uykusuz şehir
Roma uyumuyor geceleri
Yepyeni güzellikler içinde
Çırıl çıplak
Roma uyumuyor geceleri
Yapan eller kemik kemik
Eserleri dipdiri
Ya bu heykel gibi kadınları
Kim işlemiş böyle?
Tarih köpük köpük
Sanat canlı canlı
Aşk delicesine
Roma havuz havuz taşıyor...
O. Kazım Atak (Varlık-1953)
Kolsuz Yaşar’ın isim babası kim?
Sorunun yanıtını hemen verelim:
“Bu satırların yazarı…”
Peki, nereden geldi?
"Yaşar Arda’nın Ocak 1999’da çıkardığı "Bir taş attım havaya"' adlı kitabında şöyle açıklamıştık:
"Maliye-Sen"in bir toplantısından dönerken, çok büyük bir kaza geçirdi Yaşar...
Arkadaşlarının hepsi havada, Yaşar karada!
Kol gitmiş, yerine kolluk konulmuş!
Yıllarca ameliyathanelerin, aranılmaz adamı olmuş…
Bir büyük korkusu da var!
Kolunun biri aşağıda ve ancak çenesine kadar çıkabiliyor. Olur ya, bir yerde "Eller yukarı" deyiverseler!
"Yaşar’ın tek eli kalır havada!"
Ona yakışıyor lakabı:
"Kolsuz Yaşar..."
Kolsuz Yaşar’dan
İnsanlığı, sakın öcü belleme,
Olur ise olsun, olmaz eyleme,
Acı bir söz duyup kırılsan bile,
Tatlı konuş, boşver, acı söyleme.
Futbolun Mehmetçiği Basri
Eskişehir'de de parlak bir dönem geçiren gol kralı "Ömer Kaner"in oğlu "Serhat "ın kaleme aldığı kitabın adı bu:
“Futbolun Mehmetçiği..."
Kim?
"Basri Dirimlili..."
Biliyorsunuz, rahmetli Basri de Eskişehirli'dir...
"Serhat Kaner", dayısının yaşamını bir kitap haline getirmiş…
Cumhuriyet’te "Deniz Ülkütekin"in yaptığı söyleşiden, "Mehmetçik" sözcüğünün nereden geldiğini öğreniyoruz :
-15 Mayıs 1955’te Fenerbahçe ve Galatasaray Atatürk Kupası'nda karşılaşırlar. O dönemki otoriteler ve taraftarlar maç skorundan ziyade "Basri"nin kahramanca oyunundan ve fedakarlığından bahsedeceklerdir. Bu maçta Basri bir ara kafasına çok ağır bir tekme alıyor. Bir hava topu esnasında gerçekleşiyor olay. Sonra kaşının üzerinden oluk gibi kan akmaya başlıyor. Kenara gelip ayak üstü basit bir sargı yapılıyor. Basri maça yeniden dahil oluyor. Kenardan ısrarla yapılan "Oynayamazsın, yaran çok büyük" çağrılarına, "Ne olursa olsun maçı bitirmeliyim" diye yanıt veriyor. Bunu gören arkadaşları Basri'ye pas atmıyorlar. Ancak o daha da hırslanıyor ve Nedim'in kornerinden gelen topu yaralı kafasıyla kaleye gönderip golü atıyor. İşte bu maçtan sonra "Futbolun Mehmetçiği" lakabını alıyor…
…….
Serhat Kaner’i kitabı nedeniyle kutluyor, milli formamızı da yılllarca giyen "Basri Dirimlili"yi rahmetle anıyoruz...
Günün Olayı
Hac'dan dönen AKP milletvekili Gülay Samancı tabuları yıkmak için Meclis'e başörtülü girecekmiş.
Sayın milletvekili tabuları yıkacaksa Suudi Arabistan'da başı açık dolaşsaydı ya...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Cumhuriyeti ve Demokrasiyi kuran Atatürk ve İnönü'ye borçlu olanların, onlara saldırması önce tarihe geçecek bir büyük ahlaksızlık..
"Sonrasında da tek kelime ile günahtır..."
Balthör
Gerilim
Sandıklı diktatörü, sandıkta yenmek.
Ne var ki demokrasi ve kurumlar işlemeyince sandığın da halkın sesini yansıtması güç, hatta imkansız olur.
Ali Sirmen
Kıssa-dan
Bütün çabamız, Türkiye'de modern, Batılı bir yönetim kurmaktır.
Kim ne kadar dalını kesmeye çalışırsa çalışsın, bu hedef başarılmış, yüzünü Avrupa'ya dönen o çınar, en derine kök salmıştır.
Can Dündar
Günün Sözü
Kadınların yara açmaktan sonra yaptıkları en iyi şey yara sarmaktır.
Barbey D’Aurevilly
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...