Eskişehirspor'da sular durulmuyor. Hemen hemen herkes Osman Taş yönetiminin günlerinin sayılı olduğunu düşünüyor
Eskişehirspor'da sular durulmuyor. Hemen hemen herkes Osman Taş yönetiminin günlerinin sayılı olduğunu düşünüyor. Son olarak kulübün 3 puan daha ceza alması kesinleşti. 9 puanlık ceza ile kümede kalmanın ne kadar zor olduğunu anlatmama bile gerek yok. Keşke son kongreden önce Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un geniş tabanlı bir yönetim çağrısına kulak verilseydi.
O zaman bu puan cezalarını almaz, yolumuza düşe kalka devam ederdik. Sayın Osman Taş iyi niyetle geldiği görevinde, iyi niyetli bir takım adımlar attı. Fakat olmadı... Şimdi Eskişehirspor'a gönlünü kaptıranlar, nasıl bir yönetimin göreve gelmesi hakkında kafa patlatıyor. Sanırım dönüp dolaşıp yine Kazım Kurt'un sözüne geleceğiz. Ancak geniş tabanlı bir yönetimle bu yükün altından kalkarız. Bu işe önayak olacak bir ağbiye ihtiyacımız var. Sanırım burada top, Kazım Kurt'un ayağına gidiyor...
Çok ağır darbe aldık
Eskişehirspor'da Coşkun Demirbakan dönemi başladı. Kendisini tebrik ederiz. Allah yardımcısı olsun. Zira taraftar ve Allah'tan başka bir yardımcısı olmayacak gibi gözüküyor. Nitekim Sayın Demirbakan göreve gelir gelmez işlerin hiç de kolay olmadığını açık yüreklilikle anlattı. Demirbakan 3 puan daha ceza aldığımızın kesinleştiğini ifade etti. Tecrübeli hocamız, "Bir kriz ve kaos ortamı var. Bir şeyleri düzeltmek için göreve geldik. İşimiz kolay değil. Bir şeyleri toparlamak için çalışacağız" ifadelerinde bulundu. Zaten sezona 6 puan ceza ile başladık. İlk 4 haftada sadece 1 puan alabildik. Şimdi gelecek üç puanlık cezayı da eklersek puanımız eksi 8'e düşer. Bu koşullarda işimiz bir kere daha zorlaşır. Eskişehirspor olarak çok ağır darbe aldık. Elbette Eskişehirspor büyüktür; bu yükün de altından kalkabilir. Fakat kulübün saha dışında iyi yönetilmesi koşuluyla. Yoksa Coşkun Demirbakan'a da tıpkı Fuat Çapa'ya güvendiğimiz gibi güveniyoruz. Ancak bu işi tek başına bir teknik direktörün çözemeyeceğinin de farkındayız.
Yeni açılıma hazır olun
31 Mart seçimlerinden önce, "Seçimlerden sonra, yeniden açılım sürecine girebiliriz" demiştim. Maalesef yanılmadığımı görüyorum. Keşke yanılsaydım elbette... Ankara kulislerinde terörist başının hastalanacağı, "Adam hastalanmış, evde bakılması lazım" diyerek ev hapsine alınacağı hakkındaki dedikodular giderek artıyor. Gözü yaşlı annelerin çocuklarının terör örgütü tarafından serbest bırakılacağı, bunun karşılığında da hapisteki bazı hükümlülerin dışarı salınacağı konuşuluyor. Esir değişimi gibi bir şey anlayacağınız. Yani milletçe canımızı sıkacak yeni bir süreçle karşı karşıya kalabiliriz. Artık bu sürecin adı, 'Analar ağlamasın' mı olur, 'Türkiye İttifakı' mı olur orasını göreceğiz...
CHP'liler içimizi rahatlattı
CHP Milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü Alpu'ya bağlı Esence Mahallesi'nde sürdürülen maden çalışmalarını inceledi. İlçenin Belediye Başkanı Gürbüz Güler'in de bulunduğu incelemede CHP'liler, maden arama sürecinin takipçisi olacaklarını ifade ettiler. Anlaşıldığı kadarıyla bölgede maden arama faaliyetlerinde bulunan şirket, yetkilerle açık ve şeffaf bir iletişim içerisinde. Bu güzel bir şey. Yeraltı kaynaklarımız ülkemizin kalkınması için çok önemli. Toprağın altında bulunan milli değerlerimizi ekonomiye katmamız gerekiyor. Tabii bunu yaparken yer üstündeki milli varlıklarımızı da tehlikeye atmamamız lazım. Yani bir orta yol bulmamız gerekiyor. Ancak Türkiye'de 'Orta yol' denilen kavramı çoktan unuttuk. Çevreciler her türlü maden aramasına karşı çıkarken, maden arama şirketleri de her türlü çevre katliamını mübah sayıyor. Firma yetkililerine süreci yakından takip ettiklerini belirten CHP'li Milletvekillerimize ve Alpu Belediye Başkanı'na teşekkür ederiz. Onların süreci yakından takip etmesi, bizim de içimizi rahatlatıyor.