Yenigün Gazetesi köşe yazarı Hüseyin Güven kardeşimin adını duyduğumda, direkt Mihalıççık gelir gözlerimin önüne. Bilen bilir, yıllarca sürdürdüğüm Gündönümü programımda her Cuma günü çok hoş sohbetler ederdik kendisi ile. Ne yapar eder, araya Malıç’ı sıkıştırır; inceden inceye sıkıntılarını dile getirir ve mutlak çözüme ulaştırırdı. Anımsayın ahıra çevrilmiş camii haberinin kahramanı da odur. “Atatürk ve CHP döneminde camiler ahıra döndürüldü” nakaratını pek seven güruha güzel de bir kapak olmuştu bu haber ama kamuoyuna unutturuldu malum nedenlerden ötürü!
Mihalıççık eski Belediye Başkanını tanırım ve düzgün bir kişilik olduğunu da bilirim. Amigoluk-işgüzarlık yapmayan vatansever bir kardeşimiz Ümit Güven. Yenisinin arada bir adını duyarım sizler gibi bende kimi zaman. Ortaya koyduğu başarılı işlerden ötürü değil, kafalarda soru işareti bırakan bazı uygulamalarından ötürü adını duyarım sevgili Hüseyin Güven’den. Alın size bu paydada bir haber daha! Haberi Yenigün Gazetesi’nden paylaşan isim de yine Hüseyin Güven…
***
Mihalıççık Belediye ekipleri, Mihalıççık Belediye Başkanı Sayın İ.Uysal’dan aldıkları talimatla, ilçe merkezinde bulunan Camikebir ve Çarşı Camii başta olmak üzere tüm camilerdeki gölgeliklerin üzerinde yazan ‘Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ ibarelerini kaldırıyor diyordu. Hem de gece yarısı operasyonuyla. İddia bu diyeceğim lakin iddia ötesi gerçek. Köşemizdeki fotoğraflardan da görüleceği üzere,
ENBİYA Suresi 35. Ayet-i Kerime'si gölgelikler üzerinde yazan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yazısı üzerine yazılıyor…
Olayın yaşandığı gece 09.12.2016 Cuma gecesi.
Aynı gün Eskişehir Milletvekili Sayın Harun Karaca’nın Mihalıççık programı vardı. Sayın Harun Karacan sabahtan öğleye kadar Mihalıççık’taydı… Bizlerde aynı saatlerde Mihalıççık Kayı köyünde… Sayın Karacan’ın bu olaydan haberinin olduğunu sanmıyorum. Haberi olsa bile hoş bakacağını düşünmüyorum. Mihalıççık’taki birçok insan bu yapılanlar dolayısıyla burnundan soluyor. Olay daha çok yeni olmasına rağmen tepkilerin hiç ama hiç hoş olmadığını ifade edelim. Mihalıççık Müftüsü bu işin neresinde bilmiyorum. Gerçekten neresinden bakarsanız bakın fitneye sebebiyet verecek, kişileri birbirine düşürecek son derece kifayetsiz bir davranış. Nereden tutarsanız tutun elinizde kalacak bir olay Sayın İ. Uysal…
Diğer yandan bu ilkte değil…
-Daha evvel Mihalıççık ilçe mezarlığı önünde bulunan ve mezarlık temizlik çalışmaları esnasında ‘Büyükşehir Çalışıyor’ tabelalarını kaldırtan siz değil miydiniz?
-Geçtiğimiz yıl düzenlenen Gürleyik Su Festivalinde, Gürleyik Su Festivali’ne hoş geldiniz yazısını kaldırtan sanki festivali Mihalıççık Belediyesi yapıyormuş algısını vermeye çalışan siz değil miydiniz?
-Bir önceki dönemde Mihalıççık Belediyesi hizmet binasına /eski başkan Ümit Güven tarafından asılan “ne mutlu Türk’üm diyene” ifadesini kaldıran siz değil miydiniz?
Bir insan kökeni ne olursa olsun kendini hangi millete ait hissediyorsa o milletin kimliğini taşıyor demektir… Bu yüzden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Ne Mutlu Türk olana değil, Ne Mutlu Türk'üm Diyene demiştir. Bu sözün nesi sizi rahatsız etti Sayın İ. Uysal? Hani vatandaşa söz vermiştiniz yenisini asacağım diye, neden asmadınız?
***
Hüseyin Güven’in kısaltarak paylaştığım yazısından sonra bir kez daha sormak isterim; Bu işgüzarlık neden başkan? İnsanların kamplaşmasından öteye neye yarar böylesi yaptırımlar?
Bu ülkede kamplaşmalar sonunda çekilen acıları ne tez unuttunuz kardeşim? “Ne mutlu Türküm diyene ifadesini kaldıran siz değil miydiniz” diye soruyor arkadaşımız. Gerçekten de bu ifadeyi kaldırtan da sen misin kardeşim? Eğer sen isen geçerli bir nedenin vardır ve bu nedeni bizim gözümüzün içine bakarak açıklayacak mazeretinde vardır. Bu mazeretini bizim gözümüzün içine bakarak açıklamak üzere bunca yol kat edip yorulmana gerek de yok. Davet edersin, biz geliriz ve gerekçeni de dinleriz kardeşim!
Aynı şekilde “Mihalıççık Müftüsü bu işin neresinde” diye bir soru da müftüye sormuş köşe yazısında sevgili Güven. Sadece köşe yazarı kardeşim değil, tüm Eskişehirliler bu sorunun yanıtını da kendisinden öğrenmek istiyoruz. Kamuoyu olarak bilgilenmek hakkımızı kullanarak bu sorunun yanıtını da bizzat kendilerinden duymak istiyoruz! Yanıtlarınızdan sizin yaptığınız ya da yaptırdığınız ortaya çıkar ise, bu kez şu sorumuzun yanıtını ivedi olarak bekleyeceğiz; sizin amacınız nedir kardeşim?
SİZİN SESİNİZ
Eskişehir-İzmir-Antalya uçuşları!
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rektörü Naci Gündoğan THY Genel Müdürü Bilal Ekşi’yi ziyareti sonrasında ortaya atılan bu sevindirici söylentinin bir an önce gerçeğe dönüşmesidir dileğimiz. Eskişehir’e hiç yakışmayan, adeta bir cezalandırılma gibi düşündüğümüz bu konunun müjdeli bir açıklama ile sona ermesini içtenlikle arzuluyoruz. Rektörümüz Gündoğan, görüşmede uzun süredir üzerinde çalıştıkları İzmir ve Antalya seferlerini gündeme getirmesi, yaptıkları fizibilite çalışmasını da Ekşi’ye takdim etmesi işin takdire şayan yanı. THY Genel Müdürü de “Eskişehir’den İzmir ve Antalya’ya sefer konusunu en kısa sürede karara bağlamak istiyoruz” açıklaması ile Eskişehirlileri heyecanlı bir bekleyişle baş başa bırakmış. Bu ceza Eskişehir’e yeter dostlar!
OZANCA
Uğruna hayaller sevdalar kurdum
Nice yıllar yılı bekledim durdum
Yeter artık uyan kan uykulardan
Sonun çok karanlık ey benim yurdum… Fikret DİKMEN