Yaşamın İçinden
--Bu iş komediye döndü--
Karadeniz takımlarından birinin, İstanbul’da şampiyonluk maçı varmış.
Temel’i amigo seçmişler.
“Bakın uşaklar. Sağ kolumu kaldırınca bizim takım için bağıracaksınız. Sol kolumu kaldırınca öteki takım aleyhine. İki kolumu birden kaldırınca sessizlik.”
Maç başlamış.
Temel sağ kolunu kaldırmış.
Taraftar hep bir ağızdan bağırmış:
“Ya ya ya. Şa şa şa. Bizim takım çok yaşa.”
Bir ara rakip takım oyuncularından birinin sert atağına kızan Temel sol kolunu kaldırmış.
Bu kez taraftarlar bağırmışlar:
“Yuuu… Yuuuh.”
Tezahürat sürerken heyecanlanan Temel, iki kolunu kaldırınca taraftarlar da tezahüratı değiştirmiş:
“Sessizlik. Sessizlik. Sessizlik.”
Aslında maçın gidişine göre yapılan tezahüratın izleyenlere ayrı bir keyif verdiğini anlatır ustalar.
Amigo Orhan’ın tarih olan öyküsü.
Maç sırasında “Bandırma. Bandırma” diye bağıran Bandırmalı taraftara Eskişehirspor taraftarının karşı tribünden
“Bandırcez. Bandırcezz” diye karşılık vermesi gibi.
--//--
Her neyse…
Gelelim eski stadyumun yerine.
Bu iş tam bir komediye döndü…
Bir yanda TOKİ’ciler. Diğer yanda Eskişehir geleceğini düşünenler.
Yetkililer değil, yetkisizler konuşuyor.
Ya ya ya. Şa şa şa.
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in çıkışı bazılarının kafasını karıştırdı.
Ne demişti Büyükerşen:
“Verin eski stadyumu ben burayı kente yakışır meydan yapayım.”
“Şimdiye kadar neredeydiniz?” diyenlere ise Büyükerşen’in yanıtı kısa ve net oluyordu:
“Sizi bekledim. İşleri karıştırmamak için bekledim. Baktım olmuyor. Müdahil olarak çıktım ortaya.”
--//--
Dün yazdım.
Demiryolunun yeraltına alınma işi altı yıldır sürüncemede.
Hemzemin geçitleri rezaletinin içinde sürünüyor insanlar.
Ve işin içine politikayı bulaştıranlar, nedeni bilinmeyen açmazlar içinde yuvarlanıp gidiyorlar.
Hızlı Tren-Konya bağlantısı iyi de, yetkililer bu bağlantının Eskişehir’e sağlayacağı ekonomik, sosyal ve kültürel kazancını henüz çıkarmadılar.
Konya’ya ne satacağız?
Konya’dan ne alacağız ?
Bana göre fark etmez.
Konya’nın etli ekmeğine, Eskişehir’in çiböreği iki basar.
Konya’nın Hz. Mevlana’sı varsaEskişehir’in Yunus Emre ve Nasrettin Hocası yok mu?
--//--
Aklıma gene takıldı:
Eski stadyum ne olacaksa olsa da yerel seçimlere kadar bizleri uğraştıracak yeni bir olay bulsak. Örneğin . Bursa- Eskişehir demiryolu bağlantısı olamaz mı?
Bir zaman konuşuldu. Sonradan unutuldu nedense?
Günlerin getirdiği
--AKP’de aday adı konuşmak yasak—
AKP’de şimdilik Odunpazarı Belediye Başkan aday adayına yorum yapmak yasaklanmış. Sorduğum AKP’li bir dostum: “Ben duymadım. Ama Odunpazarı’nda Burhan Sakallı güçlü olduğu içindir. Şimdilik Burhan Hoca burada tek isim. Tabi yukarı ne düşünür bilemiyorum” diye konuştu. Olabilir. İşin doğrusu böyle de olabilir. Büyükşehir’i katmıyorum. Çünkü Büyükerşen’nin adım atışını izleyen iktidar partisi yöneticileri bu konuda sır vermiyorlar. Tepebaşı ilçesi için AKP’nin öne çıkan iki adayından birisi, Vahap Ata. Diğeri Ahmet Atıcı. Ne garip. Murat Canözer’den söz eden yok. Yok da Dr. Tacettin Sarıoğlu iktidar partisi kulislerinde konuşulmaya başlanmış. Ben Vahap Ata ve Ahmet Yapıcı dediğimde partililerden birisi şöyle konuştu Listeye Tacettin Hoca’yı da alın. Geç de olsa kıymetini anladık. Tacettin Bey ile birlikte Ethem Kalın da var.
Gerçekten ilginç. Vahap Ata politikada deneyimli, bir isim ama gelişmeleri izlerken politik havası inip inip çıkıyor. Buna karşılık İl Genel Meclisi Başkanı Ahmet Yapıcı politik çizgisini başladığı günde olduğu gibi, sürdürüyor. “Ben görev istemem. Teklif edilirse düşünürüm” düsturu içinde politika yapan Yapıcı, AKP içinde sevilip sayılan bir isim olmaya devam ediyor. Yapıcı Tepebaşı ya da Odunpazarı’na aday olarak gösterilir mi? Bu konuda kimse olur ya da olmaz diyemiyor. Çizgiler ve gelişmeler izleniyor sadece. Vahap Ata, Ahmet Yapıcı, Tacettin Sarıoğlu ve Ethem Kalın AKP’de şimdilik öne çıkan isimler. İsimleri konuşmak yasak olsa da konuşuluyorlar.
---Murat Mercan hep aynı—
Bir zamanlar AKP’nin önde gelen isimlerinden olan, iki dönem milletvekili seçilen Murat Mercan’ı
fazla açmaya gerek yok. Mercan’ın AKP içinde bir tarafı ve ağırlığı hep vardır. Örneğin, adaşı Canözer’in başkan adayı yapılmasında önemli rol oynamıştır. Kazanacağız diye girdiği seçimi kaybettikten sonra nasıl üzüldüğünü adliye binasında görmüştüm. Sonucu uzun uzun anlatmaya gerek yok. AKP’nin dış temsilcisi sayılan Murat Mercan geriye çekilmişti. Kimisi üçüncü dönem özrüne sığınsa da olayların ardında kazanma ve kaybetme yorumu yatar. O dönemde Murat Mercan tıpkı Odunpazarı gibi, Büyükşehir ve Tepebaşı belediye seçimlerini kazandırabilseydi bu duruma düşer miydi?
Her neyse… Sayın Mercan bir önemli bakan yardımcısı. Yani Bakan adına imza yetkisine sahip bir kişi. Merak ediyorum. Bu ikinci oluyor galiba? Herhangi bir bakan geldiği zaman yanında bulunan AKP’nin milletvekilleri, il ve ilçe başkanları neden Mercan’ı yalnız bırakırlar acaba? Dışa vurmayan bu kavga iktidar partisinde yukarıdan aşağı sürüyor mu?