Anadolu Üniversitesi ‘Hazırlık Sınıfı’ öğrencileri, ‘aldıkları eğitimler sonunda girdikleri sınavlarda sorulan soruların eğitimi ölçecek düzeyde olmadığı, bu nedenle kendilerine bir sınav hakkı daha verilmesi’ için eylemler yapmışlardı. Bu eylemlerle Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın’a seslerini duyurmak istiyorlardı. Ancak bir türlü rektöre ulaşamadılar. Polisten copta yeseler, tazyikli suyla zorunlu banyo yapmak zorunda kalsalar da haklı eylemlerinden vazgeçmediler. Sonunda da küçükte olsa bir umut ışığı doğdu.
“ÖĞRENCİLERİN TALEPLERİ DİKKATE ALINMALI”
Önceki gün AK Parti il binasında basın toplantısı yapan Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı’ya hazırlık sınıfı öğrencilerinin yaptıkları eylemi nasıl karşıladığı soruldu. Bu soruya Avcı,“Anadolu Üniversitesi’ndeki hazırlık sınıfı öğrencilerinin talepleri yersiz değil. Öğrencilerin talepleri dikkate alınmalı” diye cevap verdi.
Şimdi Nabi Avcı’nın bu açıklamasını televizyonlarda dinleyen ve gazetelerde okuyan öğrenciler haklı olarak bir beklenti içerisine girdiler. Öğrencilerin ağızlarına bir tadımlık bal çalan ve onları ümitlendiren Nabi Hoca, artık bu işin sonunu da getirmeli. Madem “Öğrencilerin taleplerinin dikkate alınması” sözü ağzınızdan çıktı. Madem “Verilen eğitimle, yapılan sınavın eğitimi ölçecek düzeyde olmadığını düşünüyorum” diyorsunuz. O zaman Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın ile görüşerek, bu öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için yapılması gereken neyse gereken adımı atmalısınız.
Bu öğrencileri siz daha iyi anlarsınız. Çünkü sizde bir zamanlar AÜ’nün kürsülerinden binlerce öğrencilere ders anlattınız. Onlarla yeri geldi baba-evlat gibi oturup sohbet ettiniz, sıkıntılarını dinlediniz. Eğer bu öğrencilere yeni bir sınav hakkı daha verilmez ise, gelecekleri kararır, adeta bir gül gibi solarlar. Bu gülleri soldurmayın hocam.
Her anne-baba çocuklarının
mürüvvetini görmeyi hayal eder
Geçtiğimiz Pazar günü çok sevgili dostum, arkadaşım ve kardeşim Odunpazarı Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İsa Akgül’ün oğlu Rıdvan Akgül, Yağmur Kaçmaz ile görkemli bir törenle dünya evine girdi. Gazeteye gelmiş bana da davetiye bırakmış. Çok arzu etmeme rağmen İsa kardeşimin bu mutlu gününde yanında olamadım. Birileri evlenir, birileri doğar. Birilerinin ise vakti saati gelmiş, Allah’a olan can borcunu ödeyerek bu dünyadan göç eder. Bu tabiatın değişmez kanunu.
Çarşamba günü saat: 10.00’da gelen telefonla ailecek yıkıldık. Ailecek çok önem verdiğimiz, çok değerli büyüğüm, babam kadar sevdiğim aile dostumuz Hacı İsmet amcam vefat etmiş. Öğle namazından sonra toprağa verilecekti. Ancak bir hafta öncesinden İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Fercan Yavuz’la, Çarşamba günü İMO’da canlı TV programı yapmak üzere sözleşmiştik. Programı bırakıp cenazeye namazına ve mezarlığa gidemedim.
Oğlu ve kızları beni cenazede göremeyince sitem etmişler. Pazar günü mevlidi vardı. Ona da gitmesem beni defterden sileceklerdi. Artık ‘İsa kardeşime mazeretimi anlatırsam bana hak verecektir’ diyerek düğün yerine mevlide gitmek zorunda kaldım.
Benim mutlu olduğum veya üzüntülü günlerimde hep yanımda yer aldı İsa Akgül. Gerçek bir can dostu. Kendisinden af dileyerek, hayatlarını birleştiren genç kardeşlerime bir ömür boyu mutluluklar dilerim. Her anne ve baba sağlığında çocuklarının mürüvvetini görmek ister. Sevgili İsa ve eşinin, hayatlarını birleştiren gençler kadar mutlu olduklarına inanıyorum. Çünkü ben o mutluğu 7 yıl önce tatmıştım. İnşallah evlatlarından sonra torun ve torunlarının da mutlu günlerini görürler.