Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Bizim Mustafa Yıldırım ile Şinasi Kula’ya bir fıkra anlattım.
Kah kah kah.
Şinasi rica etti;
“Hocam bunu yazsana.”
Mustafa Yıldırım ise karşı çıkıp;
“Olmaz. Ne diyecek peki. Dansöz adayı tebeşir ile sekizi nasıl yapmış. Bunu anlatmak suç olmaz mı?” deyince yazmaktan vazgeçtim.
--//--
Dansöz adayı… Tebeşir… Sekiz yapma v.s.
Sanırım birileri, özelliklede dansözlüğe heveslenenler bu sözcüklerden bir şey anlarlar.
Geliyorum bir başka fıkraya.
Alman bilimadamı dinler üzerine yaptığı araştırma sonunda Müslüman olmaya karar verip, Müslüman komşusuna sormuş:
“Ben kararımı verdim. Müslüman olacağım. Bana yardımcı olur musun?”
“Çok sevindim” demiş komşusu,
“Cami imamına git. Sana yardımcı olur.”
Adam cami imamına gidip kararını açıklayınca imam demiş ki:
“Yarından sonra cuma. O gün camiye gel. Hem dua ederiz, hem de cemaate duyururuz.”
---//--
Olacak ya.
Alman bilim adamı cumaya yetişemeden vefat etmiş.
Eşi kilise papazına gidip cenaze için yardım istemiş.
“Papaz efendi eşim öldü. Yardımcı olur musunuz?”
“Eşiniz Müslüman olmuştu ”demiş Papaz,
“Cami imamına gidin.”
Kadıncağız cami imamına gidip yardım istemiş:
“Eşim öldü cenazesini kaldırır mısınız?”
İmam da kadına aynı yanıtı vermiş:
“Eşiniz henüz Müslüman olmamıştı.”
--//--
Diyeceksiniz ki:
“Ne olmuş. Alman bilim adamının cenazesi, ortada mı kalmış?”
Kalmamıştır.
Bir kaldıran olmuştur mutlaka.
Benim değinmek istediğim.
İki cami arasında kalmış beynamazlar.
Hangi mesleğe bakarsanız bakınız görüyorsunuz bunları.
Şimdi saymaya kalksak soracak ve belki de,
“Şu da var. Bu da var” demeye kalkacaksınız.
Onun için kısa kesmek lazım.
--//--
Es-Es’in Trabzon zaferi dillerden düşmüyor.
Trabzon’da yerel gazeteler 3-0’lık Eskişehir galibiyeti için şöyle demişler:
“Önce Kamara şakası sanmıştık. Sonra ateşe düştük.”
“Rezalet. Bu gemi yüzmez. Tarihin yüz karası. Yalancı bahar bitti.”
Çok güzel değil mi? Sizi bilmem ama “Kamara şakası” hoşuma gitti.
Es-Es’in taraftarını her zaman güldürmesi dileğiyle başarılar.
Günlerin Getirdiği
-Vahap Ata ve Süleyman Reyhan—
Vahap Ata, kısa sürede AKP’liler tarafından öne çıkarıldı. Şimdi arası nasıl belli değil. Ata’yı partiye ve belediye meclisine Murat Canözer’in taşıdığı söylenir. Çünkü Tacettin Sarıoğlu’nun adaylıkta önünü kesen Murat Canözer, Tepebaşı Belediye Meclisi üye listesini, kendisine göre yapmış, Tacettin Sarıoğlu döneminde meclis üyesi olanlardan çoğunu listesine almamıştı. Hatta Canözer, en yakın arkadaşı Ahmet Süzer’i bile Odunpazarı’na havale etmişti. İçinde bulunduğumuz günlerde AKP’de geri planda kalmaya özen gösteren Canözer’in Birlik
Vakfı ile ilişkilerinin iyi olduğunu bilmeyen yok. Gelecekte Canözer yeni bir politik atağa geçer mi, belli değil. Ancak bilinen Vahap Ata’nın ön plana geçme çabaları. Tepebaşı AKP İlçe Başkanı olan Ata, hem Tepebaşı, hem de Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olarak politikasını sürdürüyor. Hatta Ata’nın adı Başkan Ataç’ın karşısına aday olarak çıkacağını söyleyenler de var. Vahap Ata bu konuda sorulan sorulara “evet-hayır” demiyor. Ancak çevresinde bu olayı dillendirmeye çalışanların olduğunu bilmeyen yok. İl Başkanı Süleyman Reyhan’a gelince. Milletvekilleri ile adım adım dolaşan, AKP’de gelişen olaylara girmeyen ve çok az konuşan İl Başkanı Süleyman Reyhan’ı politik gözlemciler şimdilik oturtacak yer bulamıyorlar. Gelecekte milletvekili adayı olabilir mi sorusuna verilen yanıt olumsuz çıkıyor. Belediye başkan adaylığında Odunpazarı için “olmaz” diyenler var. Bu soruyu sorduğumuz AKP’liler ise farklı konuşuyorlar. Geçmişte il başkanlığı yaparak, milletvekilliğine sıçrayan Salih Koca’yı örnek gösterip “Neden olmasın? ”yorumunu yapanlardan birinin söylediği ise ilginç geldi bize. Bu AKP’li dedi ki “Bizde peşin konuşma olmaz. Süleyman Reyhan yıllardır işini gücünü bırakmış, AKP’nin işlerine bakıyorsa elbette bu hizmet AKP’nin tepesinde de dikkat çekecektir.” Evet şimdilik Vahap Ata ve Süleyman Reyhan cephesinde durum böyle. Bakalım günler ne gösterecek?
------ MHP’de Beytullah Asil---
Eskişehir’de üç dönem milletvekili çıkaran MHP’de nedense yerel seçimlerde başarıya bir türlü ulaşamadı.
Ve çok ilginç, partisel işler bu döneme kadar hiç karışık olmadı. Parti yöneticilerinin istifa ettikten sonra “Partili olmayanlar dışarıdan müdahale ediyor. Bunun için de çalışamaz duruma geldik” şeklindeki açıklamalarına yanıt verilemedi. Partide istifa edenlerin yanı sıra, küskünlerin olduğunu bilmeyen yok. En son yapılan kurultayda tüm bu gelişmeler aşıldı mı bilmiyoruz. İl Başkanı Ayhan Sezer diyor ki “MHP’nin hedefi yerel seçimlerdir. Adaylarımızı şimdiden hazır etmeye çalışıyoruz.” MHP’de bu gelişmeler olurken, Beytullah Asil geldi aklıma. Bildiğim kadarı ile
Parti içinde sevilen ve sayılan bir isim olan bir önceki milletvekili Beytullah Asil’den neden ses gelmiyor acaba? Milletvekili seçiminde önü kesilen Asil’in kırgınlık ve dargınlığı halen geçmedi mİ? Ahmet Vural ve Hayri Önder gibi, Asil’de mi kırgınlar kervanına katıldı?
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz.
Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...