Bir önceki yazımızın başlığı böyleydi: “Brasil e nosso!”
Yani her yer “Her yer Brezilya!”
Ve sonuna da şu tümceyle noktayı koymuştuk...
Bir süreliğine bütün sıkıntıları unutturan bu şölenin büyüsüne kapılan halk şimdilik turnuvanın sonunu beklese de,“Maracana”ya ve Rio Körfezine “Corcovado Tepesi”nin zirvelerinden bakan ünlü “İsa Heykeli” Brezilya’nın emekçi halkı için şimdiden gözyaşı dökmeye başladı bile…
Ve ekonomik faturanın bedelini ödemek zorunda kalacak olan Brezilya halkı için 13 Temmuz’dan sonra “Her yer Brezilya olmayabilir!” demiştik…
Okuduklarımızı, dinlediklerimizi, gördüklerimizi kısaca özetlemeye çalışmıştık...
*******
Bütün dünyanın gözü bir aydır Brezilya’nın üzerindeydi. Futbolun kalbi Brezilya’da atıyordu...
Peki, her şey televizyonların gösterdiği gibi rengârenk miydi, toz pembe miydi?
Oysa madalyonun diğer yüzünden bakıldığında her şey çok farklı, çok daha vahimdi?
Gıda ve ulaşım fiyatlarının sürekli artması, hastane ve okul hizmetlerinin kötüleşmesi, önemli yatırımların durması, üretimin sürekli düşmesi ve ücretlerin yerinde sayması, su kıtlığı, elektrik kesintileri ve trafik çilesi halkın yaşamını giderek kâbusa çevirmişti…
İşte böyle bir ortamda ekmek bulmakta zorlanan Brezilya’nın yoksul halkı “9,9 milyar euro tutarındaki Dünya Kupası maliyetini” duydukça isyan noktasına geliyor, futbolu neredeyse bir din olarak gören bu ülkenin çeşitli kentlerindeki protestolar, gösteriler büyük boyutlara ulaşıyordu...
Bu organizasyon ve yeni statlar için harcanan yaklaşık “10 milyar euro”, çeşitli ülke taraftarlarının konaklama ve harcamalarından, maç yayın ve reklam gelirlerinden çıkar mı bunu şu an bilemiyoruz...
“Dilma Rousseff” Başkanlığındaki Brezilya Hükümeti önümüzdeki günlerden itibaren bu turnuvanın muhasebesini hiç kuşkusuz yapacak ama bu şampiyonanın ülke ekonomisine açtığı yara her geçen gün daha derinleşecek gibi görünüyor...
********
Güney Amerika’nın samba ve futbol ülkesinin bu yoksul insanları, kazanacakları yeni bir dünya şampiyonluğunun mutluluğuyla bir süreliğine de olsa, çekilmez hale gelen ekonomik koşulların cenderesinden kısa da olsa uzaklaşacaktı…
Ama olmadı!
Aksine, yarı finalden itibaren ulusal takımlarının aldığı sonuçlar bütün ülkeyi şoka soktu…
84 yıllık dünya şampiyonaları tarihinde 7 kez final oynama başarısını elde eden Brezilya bunlardan 5’inde, “1958, 1962, 1970, 1994, 2002” turnuvalarının Dünya Şampiyonu olma onurunu da taşıyor...
Tabi böyle önemli bir istatistiğe sahip olan sambacılar 1950 yılında ev sahipliği yaptıkları bu turnuvanın finalinde Uruguay’a 2-1’lik skorla yenildikleri final maçının travmasını uzun yıllar üzerlerinden atamamışlardı...
Dünya Kupaları tarihine baktığımızda en farklı skor olarak, 1938’de İsveç’in, Küba’yı 8-0 ve 1950’de Uruguay’ın, Bolivya’yı yine 8-0’lık skorla yendiği maçları görüyoruz...
Ancak, Almanya kaşısında alınan 7-1’lik yenilgi ev sahibi bir takımın kendi evinde aldığı en ağır skor olarak kupa tarihine geçiyordu. Bu şokun hemen 4 gün sonrasında yapılan üçüncülük maçında ise 3-0’lık Hollanda mağlubiyeti bütün acıların üzerine adeta tuz biber ekiyordu...
Brezilya’da futbol ambiyansının yarattığı pembe günler geride kalmaya, ekonominin soğuk yüzü beklenenden önce kendini göstermeye başladı…
Ekonominin faturası doğal olarak 200 milyonluk bu ülkenin emekçi halkına çıkarılacak...
Yani “endüstriyel futbolun dişlileri” bu kez Brezilyalıları öğütmeye başlamıştı...
Bu andan itibaren kimin şampiyon olacağı Brezilya için artık çokta önem taşımıyordu...
Ve 2014, onlar için yıllarca unutulmayacak bir korku filmine dönüşüyordu...
Önceki yazımızda ironik olarak vurgulamaya çalıştığımız gibi artık yalnızca “İsa Heykeli” ağlamıyordu...
“Bütün Brezilya birlikte ağlıyordu!”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...