Eskişehirspor Teknik Direktörü Yücel İldiz, takdir ettiğim teknik adamların arasında ilk beşte yer alıyor…
Kendisini uzun yıllardır takip ediyorum…
Efendi, mütevazı, övünmeyi sevmeyen ve çokta göz önüne çıkmayan teknik adam…
İşini en iyi şekilde yapmak için çalışıyor…
Geçen sezon genç ve çok fazla tecrübesi olmayan futbolcuların oluşturduğu Giresunspor’u şampiyonluk potasına soktu…
Son haftalarda kaybettikleri puanlara rağmen en azından ilk 6 takım arasına girerek Play-Off’a kalmayı başardılar…
Teknik Direktörlük kariyerine İskenderunspor ile başladı…
2000-2001 Malatyaspor'u şampiyon yaparak Süper Lig'e çıkardı…
2004-2005 sezonunda 2. Ligde çalıştırdığı Orduspor ile son 17 maçını kazanarak bu alanda bir rekora imza atmış ve takımı 1. Lig'e çıkarmayı başardı. 
Orduspor’u 2004-2005, 2005-2006, 2006-2007 ve son olarak 2008-2009 sezonu olmak üzere, 3'ü üst üste toplam 4 sezon çalıştırarak bir rekora imza attı…
2009-2010 sezonunun başında Kardemir Karabükspor ile anlaştıştı ve Karabükspor'u sezon bitimine 4 hafta kala 1. Lig şampiyonu yaparak Süper Lig'e yükselmesini sağladı.
Yani teknik direktörlük kariyeri başarılarla dolu…
YÜCEL HOCA’YA
ÖVGÜLER YAĞIYOR
İki hafta önce Samsun’da Samsunspor ile yapılan karşılaşmadan sonra maçın gözlemcilerinden birisi ile ayaküstü sohbet ettik…
Siyah-Kırmızılı takımın ortaya koyduğu futbolu beğenmiş…
“Sezon başında Sergen Yalçın geldi. Sergen Hoca’dan sonra Eskişehirspor’un başına gelen Yücel İldiz Hoca, TFF 1. Ligin en iyi hocalarından birisi. Ben şahsen kendisini başarılı buluyorum. Yücel Hoca ile kısıtlı kadrosuna rağmen Eskişehirspor, Samsunspor karşısında ortaya koyduğu futbolu devam ettirebilirse hızla üst sıralara yükselebilir” demişti…
Yine Samsun’da Samsunlu gazeteci arkadaşlarla maçın devre arasında sohbet ederken, onlarda Yücel Hoca’ya övgüler yağdırmıştı…
“Transfer yasağınız olmasa, orta sahaya ve defansa yapılacak iki-üç takviye ile bu takım şampiyonluğa oynar” demişlerdi…
Deplasmanda Balıkesirspor’u yenerek yükselişe geçen Siyah-Kırmızılılar, Samsunspor ve Gaziantepspor karşısında aldıkları peş peşe iki galibiyet ile Yücel Hoca’nın ifadesiyle tünelin ucundaki ışığı gördüler…
“DÜNYANIN EN MEŞHUR
TARAFTARI ESKİŞEHİR’DE”
Yücel İldiz, kritik Boluspor maçı öncesinde gelecek için ümitli olduklarını da vurguladı…
Bolu maçı öncesi spor muhabirleriyle yapmış olduğu sohbette Yücel Hoca, önceki gün hayatını kaybeden Eskişehir’in spor adamlarından olan İlhan Mayakan’ı da andı ve ailesine ve Eskişehirlilere başsağlığı diledi…
Türkiye’nin en büyük orkestrasını oluşturan taraftarlara da “dünyada meşhur olmuş taraftarlar” diyerek onlara da övgüler yağdıran Yücel Hoca bakın daha neler söylemiş:
"Eskişehir’e geleli 3 ayı geçkin bir zaman oldu. Biz göreve geldiğimizde Eskişehirspor sıkıntılı bir süreç yaşıyordu. Mali ve sportif anlamda sıkıntılar vardı. Üzerine 3 puanımız silindi. Tekrar söylüyorum Eskişehirspor büyük bir camiadır ve bu sıkıntıları atlatacaktır. Yapmamız gereken tek şey, hiçbir şeye bakmayıp saha içine odaklanmamızdı. Böyle de yaptık. Giden oyuncular vardı ve takımı yeniden dengeli hale getirmek hiç kolay değildi. Bunu yaptık ve skorlara da yansımaya başladı. Bu sırada destekçimiz dünyada meşhur olmuş Eskişehirspor taraftarı oldu.”
“IŞIĞI GÖRDÜK”
Yücel İldiz’in,“Boluspor karşısında zorlu bir maç yapacağız. Boluspor’un kaybetmek istemeyeceği bir maç olacak. Eskişehirspor olarak tünelin ucunda ışığı görmemiz gerekiyordu. Bunu gördüğümüzü düşünüyorum. Ama yapacak çok işimiz var. Sadece biraz nefes aldık. Eskişehirspor’u hak ettiği yere getirmek için iyi bir atılım yaptığımızı söyleyebilirim. Negatiften pozitife biraz geçtik gibi” sözleri de ne kadar mütevazı olduğunun göstergesi değil mi? 
Tüm Eskişehir’in desteği ile inşallah bu zor günlerin atlatılacağına yürekten inanyor..
“YETENEKLİ GENÇ
OYUNCULAR VAR”
Yücel Hoca, bir taraftan geçen sezon şampiyonluğu play-off final maçında kaybedilmesi, siyah-kırmızılı formayı giyen futbolcuları moral çöküntüsüne sokmuştu…
Sezona bu moral çöküntüsü ile başladılar…
Ancak Yücel Hoca aynı zamanda iyi bir psikolog, futbolcuların kafalarındaki bu çöküntüyü de atmalarını sağladı…
Transfer yasağı olması nedeniyle takımdan ayrılan futbolcuların yerlerine, genç ve yetenekli futbolcuları monte etmeye çalıştı…
Bunda da başarılı oldu…
Hasan Ayaroğlu, Dorukan, Andaç Güleryüz, Hasan Hüseyin Acar’dan sonra Gaziantep maçında ikinci yarıda şans verdiği 18 yaşındaki Fıratcan Üzüm iki gol atmayı başararak gelecek için Eskişehirsporlu taraftarlara önemli mesaj verdi…
Yine ikinci yarıda oyuna dahil olan Furgan Polat’ta,ortaya koyduğu başarılı futbol ile,”bende hazırım” mesajını verdi…
Yücel Hoca, alt yapıdan gelen genç ve yetenekli futbolcuların olduğunu, risk alarak bu genç yetenekleri oynatacağını, ama onlarında hemen “havalanıp uçmamaları” mesajını da verdi…
Ben sezon sonuna Yücel Hoca ile Eskişehirspor’un ilk 6’ya kalarak en kötü play-off oynayacağına inanıyorum…
Buna şehir olarak hepimiz inanmalıyız…
 
*-******
 

İki Simge

 
Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla, sordu dedesine...
Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.
- Onlar, dedi. Benim için iki simgedir evlat!
- Neyin simgesi? Diye sordu çocuk.
- İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.
Çocuk, sözün burasında:
- Mücadele varsa, kazananı da olmalı, diye düşündü...
Ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
- Peki, dedi. Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.
- Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!