Prof.Dr. Alper Çabuk

Böyle olur (1)

Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı

31 Temmuz 2017 09:34
A
a
Sütiş Eskişehir
Son iki haftadır yazdığım yazılarımda neden olmazı, nasıl oluru anlatmaya çalışıyorum, ancak daha önce belirttiğim gibi niyetim neden olmazı, nasıl oluru anlatmaya çalışmak olunca, öyle çok şey var ki yazacak; aslında bu başlı başına bir yazı dizisi değil, kitap dizisi olur. Bu yüzden böyle olmaz serisi daha fazla uzamasın diye ‘Böyle olmaz’ başlıklı yazılar yerine, ‘Böyle olur’ başlıklı yazılar yazmaya karar verdim. Geçen iki haftadır yazmaya niyetli olduğum Ege kıyıları, Hırvatistan ve Yunan Adaları gözlemlerime dayalı olarak neden turizmde sorunlarla karşı karşıyız, nasıl oldu da olmadıyı ve nasıl olmalıyı bu hafta anlatmaya çalışacağım.
…………………..
Bir kongre için gittim Hırvatistan’a… Ancak kongre için gideceğim şehre uçağımın ineceği Zagrep’ten nasıl gidilir diye önceden araştırmaya zamanım olmayınca geriye bir çare kaldı, havaalanından otomobil kiralamak, gidiş yolu için cep telefonundaki navigasyon uygulamasına güvenmek. 
 
Yolculuğa hafta sonu Bursa’da yoğun bir jüri mesaisi yaptıktan sonra, Pazartesi günü Bursa’da yaptığımız toplantıların ardından Bursa’dan başladım. Akşam Hırvatistan’a ulaştığımda saat sekizi geçiyordu. Böyle geç saatte yorgun bir şekilde Zagrep'e ulaşınca, gideceğim Primosten'e ulaşmak için yaklaşık 400 kilometre otomobil kullanmam gerekiyor olunca ve Hırvatistan’ın engebeli ve dağlık yapısını ve son derece virajlı ve rampalı olacağını tahmin ettiğim yolu düşündüğümde, bir de kiraladığım araç küçücük, 1000 cc motorlu bir araç olunca, bu yol nasıl bitecek diye endişeli başladım karayolu seyahatine…
 
Karayolundan gitmek o ülkeyi tanımak, yeni şeyler öğrenmek, yeni yerler görmek için iyi bir fırsat... Ama yorgunum, hava kararmak üzere. Bindim kiraladığım araca, koydum cep telefonumu aracın göğsüne, açtım navigasyon uygulamasını, yazdım hedefi… 
 
Hesaplandı… 363 km… Antalya-Eskişehir arası ya da İzmir-Eskişehir arası yaklaşık 400 km. Neredeyse o kadar mesafe. Hayalimde bizim Akdeniz ve Ege kıyılarımıza benzer Hırvatistan’ın dağlık coğrafyası nedeniyle rampalı ve virajlı yollar…
Ama o ne? Navigasyon uygulaması hedefe ulaşmak için kalan süreyi 3.1 saat gösterdi… Hakikaten o küçük ve güçsüz şehir otomobiline rağmen, o dağlık arazide yapılmış elliye yakın köprü, tünel, viyadük, bence en önemlisi yaban yaşamının geçişi için yapılmış geçişlerin altından-üzerinden neredeyse hiç frene basma, vites küçültme ihtiyacı olmadan 2.5 saat gibi bir sürede yaklaşık 320 kilometrelik otoyolu tamamlayıp, sahil yoluna ulaştım. 
 
‘Wildlife crossing’ deniyor  terminolojide bu bahsettiğim yaban yaşamı geçişi için yapılmış yeşil köprülere… Biz, pek ehemmiyet veremiyoruz bu geçişlere, ancak öylesine önemli ki bu geçişler. Zira her yol, yaban yaşamı açısından kendi yaşam alanlarının bölünmesi anlamına geliyor. Belki yaban hayvanlarının su içmek ya da beslenmek için geçtikleri güzergah bir otoyol tarafından bölünüyor ve yaban hayvanları su içmek ya da beslenmek için otoyolu geçmek zorunda kalıyor. Ancak çoğu kez bu yolların etrafında tel çit olduğu için yaban hayvanları geçiş yapamıyor ya da bir yolunu bulabilirlerse, yol üzerinden geçerek otoyol güvenliği ve kendileri açısından ciddi güvenlik sorunu ortaya çıkarıyorlar. 
 
Hiçbirimizin kendi konforumuz için bir başka canlı türünün yaşam hakkını elinden alma hakkı olmamalı. İşte bu yeşil üst  köprüler yaban hayvanlarının yaşam alanlarının bölünmüşlüğünü ortadan kaldırıyor. Çok önemli… 
……………………..
Görünen o ki, ‘böyle olur’ yazımız da bir yazı dizisine dönüşecek gibi. Bu haftalık ‘mühendislik, 1000 cc motoru olan bir küçük ve güçsüz şehir otomobilini, dağlık bir arazide, üç yüz küsür kilometre neredeyse hiç frene bastırmadan, vites küçülttürmeden, 130 km sabit hızla götürmektir, bu böyle olur' diyelim, bitirelim. 
 
İyi haftalar…
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi