Böyle İstedi Özkalfa!

Geçtiğimiz haftalarda Sivasspor maçından önce çiçeği burnunda hocası “Roberto Carlos” aynen şöyle demişti “Ben kariyerimde üst üste üç maç hiç kaybet

6 Ekim 2013 19:42
A
a
Sütiş Eskişehir

Geçtiğimiz haftalarda Sivasspor maçından önce çiçeği burnunda hocası “Roberto Carlos”  aynen şöyle demişti “Ben kariyerimde üst üste üç maç hiç kaybetmedim”

Ve bu sözlerin motivasyonuyla büyük bir direnç gösteren Sivasspor, siyasetin AKP kulvarında koşmaya hazırlanan kıdemli hakem “Kuddusi Müftüoğlu”nun da yanlı kararlarıyla bu maçtan 3-2 galip ayrılmıştı…

İşte “MHK” Merkez Hakem Kurulu’da “Carlos”un bu demecine adeta nazire yaparak son iki maçını yenilgiyle kapatan kartal için adeta “Ben de Beşiktaş’ın üst üste üç maç kaybetmesine izin vermem!” diyordu…

Ve Süper Lig’in yeni başladığı şu günlerde hemen her hafta bir iki maçı itinayla katleden hakem atamaların sahibi “MHK” kalfa mı yoksa çırak mı olduğuna bir türlü karar veremediğim bir memurunu bu maça tayin etmişti…

Tamam, Eskişehirspor belki iyi değildi. Galibiyeti hak edecek bir futbol da ortaya koymamıştı. Beklenenin aksine bölüm bölüm kötü de oynadı. Peki, Beşiktaş çok mu iyi oynamıştı, kazanmayı gerçekten hak etmiş miydi?

Aksine iki takımın da yenilmemek için oyunu orta sahada kabul ettiği, beraberliğin iki tarafı da memnun edeceği, “Aytaç Kara”nın doksandan dönen muhteşem füzesinden başka pek futbol güzelliğine tanık olamadığımız “Erkan Zengin”in ilk kez bu kadar “futbol fakiri” olarak anımsanacağı,  bir maç olarak gözüktü…

Ancak maçın şaibeli hakemi “Tolga Özkalfa”nın oyunun ilk yarısında savunmanın sigortası olan “Diego ve Akaminko”ya basit pozisyonlarda sarı kart göstererek oyundan düşürdüğünü, tüm ikili mücadelelerde takdir haklarını Beşiktaş’tan yana kullandığını, avantaj kuralını hiçe sayarak rakip savunmacı gibi Eskişehirspor’un ataklarını nasıl durdurduğunu herkes gördü…

Ve son dakikada milyonların gördüğü penaltıyı da es geçerek, Türkiye’de bir hakemin sonucu nasıl etkilediğini bunun mükâfatı olarak tribünlerin koro halindeki iltifatına (!) nasıl maruz kaldığını ibretle izledik…

Geçtiğimiz Galatasaray maçının son dakikasında bariz penaltıyı vermeye yüreği yetmeyen “Cüneyt Çakır”dan sonra Beşiktaş maçının son dakikasında gelen bu penaltıyı da veremeyen “Tolga Özkalfa”yı görünce şöyle seslenmek geliyor içimden; “Çocuklar,  GS, FB, ve BJK’ye karşı penaltı kullanmak istiyorsanız lütfen 90’ncı dakikalara bırakmayın çünkü bu dakikalarda bu düdüğü çalacak bu yürekte bir hakeme ben henüz rastlamadım!”  

 

                                Şansal ve Tümer…

Maçtan sonra hızla eve geldim. Yayıncı kuruluşun ekranlarından penaltı pozisyonunu izlemek için…

Pozisyonu tekrar tekrar izlediğimde penaltı olduğu konusunda hiç kuşkum kalmamıştı. Fakat bir süre sonra yapılan yorumları duyduğumda kulaklarıma inanamadım…

Yıllardır oturduğu yerde ahkâm kesen “Şansal” ve ne şiş yansın ne kebap türünden yorumlarıyla nevzuhur eden partneri “Tümer”, pozisyonun penaltı olmadığını tekrar tekrar vurguluyorlardı…

Bu pozisyonda sürekli olarak “ben vermem, ben de vermem” sözleriyle yine zarif bir eyyamcılık örneği daha gösterdiler…

Onlara sadece şunu sormak isterim; O pozisyonda mağdur olan Eskişehirspor veya bir Anadolu takımı olmayıp BJK, GS ya da FB olsaydı acaba yine vermez miydiniz?

“Bence verirdiniz, verirdiniz!”

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi