Bizim kutlayacak 100'ümüz var

Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100'üncü yılını kutluyoruz.

19 Mayıs 2022 10:09
A
a
Sütiş Eskişehir

Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100'üncü yılını kutluyoruz.

"Keşke Yunan kazansaydı" diyen zibidileri mürşit olarak benimsemediğimiz, Atatürk ve silah arkadaşlarının yolundan ilerlediğimiz için bizim bu günü kutlayacak 100'ümüz var...

Türk düşmanı olan ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarına "Gavur" diyen ancak ısrarla Türklerin Ermeniler'e soykırım yaptığını ileri süren Mustafa Sabri gibi bir rezilin adının okullara verilmesini eleştirdiğimiz için, bizim bu günü kutlayacak 100'ümüz var...

İskilipli Sabri gibi vatan hainlerini hiç sevmedik. Geçmişin İngiliz uşağı tarikatlerini hiç unutmadık. Günümüzün Amerikan uşağı olan tarikatlerine hep mesafeli olduk. Allah ile kulun arasına girmeye kimsenin haddi olmadığını defalarca belirttik. Sümüklü ve kara cahil bir zibidiye kul olmadık. Pensilvanya'ya gidip birilerinin abdest aldığı ayak sularını içmek için birbirimizle yarışmadık. "Gel artık! Bitsin bu hasret!" diyenlerden olmadık.

Ne 'Cehennem ateşinde yanmayan' kefen satan 'Cübbeli'lerin vakıflarına milyonlar aktardık, ne de 'Bal tutup parmak yalayan'lar takımından olduk. Türkiye'yi 'Dâr-ül Harb' olarak görüp, rüşveti 'Gazâ Hakkı' olarak aklamadık. Allah'ı kandırmaya çalışmadık...

"İslam'da erkek çocuklarıyla eğleşmeye 'Bâdemleme' denir. Ama Kemalist zındıklar buna taciz, hattâ tecavüz der" diyenlerden nefret ettik. 45 Kur'an kursu öğrencisi olan çocuklarımıza tecavüz edildiğini öğrendiğimiz zaman kan ağladık... "Alnı seccadeye değenden zarar gelmez" diyenlere 15 Temmuz ihanetini hatırlattık.

Ağrı'da, Sason'da, Mutki'de ve Menemen'de asilerin üzerine arslanlar gibi giden Mustafa Kemal'in izinden gidip, teröristleri çiçeklerle karşılayanları ikaz ettik. "Yapmayın, şehit analarını ağlatmayın" dedik, yeri geldi yalvardık... Teröristlere 'Sayın' diyen Âkiller'den olacak kadar akıllı değildik belki, ancak kimseye de ardımızdan, "Namussuz! Satılık! Vatan Haini!" dedirtmedik.

100 yıl olmuş Milli Mücadele başlayalı. Üstelik görüyoruz ki o Milli Mücadele hâlen devam ediyor. Endişe etmiyoruz, zira düşmanların 'Geldikleri gibi' gideceklerinden şüphemiz yok. Bütün vatanseverler 19 Mayıs'ın 100'üncü yılını kutluyoruz. Birilerine inat, coşkuyla kutluyoruz.

Zira bizim kutlayacak 100'ümüz var...

 

Not: 20 Mayıs 2019'da Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100'üncü yılında yayınladığım bu yazıyı, noktası ve virgülüne dokunmadan bir daha yayınlıyorum. Maalesef aradan geçen 3 sene içerisinde bu yazı güncelliğini yitirmemiş durumda. Bilakis aynı yüzsüzlerin, yüzsüzlüklerini katlayarak devam ettirdiklerini de görüyoruz.

 

Ağaçlar kesilmez değildir 

Şirintepe Mahallesi Sağlık Ocağı bahçesinde bulunan ağaçların kesilmesi tepkiye neden oldu. Öncelikle haberi yapan sevgili meslektaşım Şener Çetin'i tebrik edelim. Gelelim ağaçların kesilmesi meselesine. Başkalarının düşüncesine elbette saygılıyım. Ancak bana kalırsa bir ağaç "Kesilmez" değildir. Ağaçlar kesilebilir. Ağaçlar da sizin – benim gibi canlıdır ve bir sbüre sonra ölürler. Içten içe çürüyen bu ağaçlar dışarıdan sağlam gözükseler de, tehlike arz edebilirler. Bu yüzden kesilmeleri gerekebilir. Ayrıca bazı ağaçlara da bir takım parazitler ve mantarlar bulaşabilir. Diğer ağaçların hastalanmaması için bunların da kesilmesi gerekebilir. Ayrıca akla gelmeyen bazı sıkıntılar da olabilir. Mesela ağaçlar aşırı büyüyerek elektrik tellerinin kontak yapmasına neden olabilir. Ağaçlar sadeve gök yüzüne değil, yerin altına da büyür. Bazen aşırı kök salan ağaçlar kanalizasyon sisteminde tıkanmalara yol açabilir.

Bu yüzden, "Bir ağaç asla kesilemez" demem. Fakat o ağaçların Eskişehirliler olarak bizim ortak değerimiz olduğunu da unutmayalım. Dolayısıyla yetkililerin kesilen ağaçlar hakkında mantıklı bir açıklama yapmasını beklemek de hakkımız.

 

Gençlik enerjisiyle toparlar

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de sonunda covid virüsüne yakalandı. Sanırım virüse yakalanmayanların sayısı bir hayli azalmıştır. Bu arada bilimadamlarının ne kadar haklı olduğunu bir kere daha gördük. Tam dedikleri dönemde hastalık hakkında aşılar bulundu, tam dedikleri dönemde hastalık etkisini yitirmeye başladı. Sayın Büyükerşen'in aşılarını tam olarak yaptırdığını biliyoruz. Ayrıca gençlik enerjisine de bizzat şahidim. Bu hastalığı hafif atlatacağına eminim.

 

Meclis üyesi sakatlanmış

CHP Odunpazarı Meclis Üyesi Kadir Kodak, sabah sporu yaparken kolunu kırmış. Sayın Kodak'ı bilmeyenler olabilir. Ali Baş'ın 18 Mayıs tarihli yazısında bahsettiği müteahhittir kendisi. Hani Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı 0,99'luk krediyi fırsat bilerek sahibi olduğu konutların fiyatını artırmayan kişi. Kendisi sabah sporu yaparken bir anlık dikkatsizliği neticesinde bileğini kırmış. Geçmiş olsun. Bir an önce iyileşerek, inşaat ve politika kulvarına geri gelmesini temenni ederiz. Çünkü "Fırsatçı" olmayan müteahhitlere ve politikacılara hasretiz gerçekten.

 

Ne oldi?

Karadenizli mezar taşına yazdırtmış, "Hastayım dedum; İnanmadinuz. Ne oldi?.."

Aynı yazıyı Türk Ekonomisi'nin mazar taşına da yazabiliriz. Her ne kadar "Efsane Bakan" Nurettin Nebati, "Türk Lirası zaten rezalet durumda, daha beteri olmaz" mealinde açıklamalar yapsa da doların 16 liraya dayandığını görüyoruz. Zaten son 20 senedir milletçe çok iyi öğrendiğimiz bir şey varsa, o da "beterin betininin" olduğudur. Tabii Türk Lirası'nın değer kaybından dolayı uluslar arası karnabahar lobisini suçlayabilirsiniz. Heykelci CeHaPe zihniyetini de suçlayabilirsiniz. Artık kimi suçlarsınız orasını bilemeyeceğim. Yalnız önümüzdeki yaz aylarının makineli tüfek gibi zamlarla geçeceğini şimdiden müjdeleyebilirim.

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi