Bizim Cengiz…

Şinasi Kula yazdı

1 Mart 2017 09:06
A
a
Sütiş Eskişehir
Orda bir köy var uzakta/ O köy bizim köyümüzdür/ Gezmesek de, tozmasak da / O köy bizim köyümüzdür…
 
Çocukluğumuzda severek söylediğimiz, bilinçaltımıza yerleşmiş (şiiri Ahmet Kutsi Tecer’e ait) bir çocuk şarkısıdır bu. Şarkı güzeldir güzel olasına da, büyüdükçe saçma gelmeye başlamıştır bana! Uzakta bir köy var; gitmesen de, gezmesen de, tozmasan da, o köy senin oluyor. İyi de kardeş demezler mi adama gidemediğin, gezemediğin, göremediğin, tadamadığın bir dünyaya nasıl oluyor da benim diye sahiplenebiliyorsun? Orda bir ev var uzakta; ilk kıtada olduğu gibi yatmasan da, kalkmasan da o ev bizim evimizdir diyeceksin! Nasıl olacak hiçbir şekilde nesnel bir temasının olmadığı ilişki biçiminde sahiplenmek? Türkçede sık kullanılan bir deyim gelir aklıma hemen; bana faydası olmayan… diye başlayan! Bu açıklama sonrasında da bu deyim de cuk diye oturmuyor mu Allah aşkına siz söyleyin…
 
Prof. Dr. Cengiz Türe adını kimler duydu bu kentte yaşayan yurttaşlar arasında bilemem. Kardeşim olarak sevgi beslediğim bu bilim insanı ile beş altı yıl öncesinden tanışırım. Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Danışma Kurulu Üyesidir kendisi aynı zamanda.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Macaristan'da gerçekleştirilecek “Sağlıklı Şehirlerin İnşası- Sürdürülebilir, Kapsayıcı ve Esnek” temalı toplantıya Türkiye'den çağrılan tek Türk akademisyen olduğu bildirildi diyor haberde. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Macaristan'da düzenlediği Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Toplantısına davet ediliyor.
 
İklim değişikliğinden kentlerin nasıl etkilendikleri ve risk alanları konulu konuşma yapacak orada. Haber ajanslarına şu açıklamayı yapmış: İklim değişikliğine karşı son derece kırılgan olan kentler, bir yandan karbon ayak izlerini küçültmeye yönelik çabaların merkezinde yer alırlarken, diğer yandan bu sürece uyum sağlamak için gerekli çalışmaları yapmak zorundadırlar. Bu nedenle 2010 yılında Dünya Bankası, kentler ve iklim değişikliği konusunu acil gündem maddesi olarak ilan etmiştir. İklim değişikliğine karşı kent sağlığını korumanın en önemli aşaması ise kentlerin bu duruma uyumlu hale getirilmesinden geçiyor. Şehirleri yönetenlerin, iklim değişikliğine uyum sağlarken karşılaştıkları sorunların başında, bilgi eksikliği ve idari ve kurumsal seviyedeki organizasyon eksiklikleri geliyor. Kentlerin sosyal, ekonomik, çevresel, kurumsal ve mekânsal boyutlarının hem ayrı ayrı hem de birlikte değerlendirilmesinden elde edilen bilgilere ihtiyaç duyuluyor. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri karşısında en büyük eksiklikler, kentlerin fiziki altyapısından kaynaklanıyor. Bunu idari ve kurumsal seviyedeki yetersizlikler izliyor…
 
Buraya kadar yazdıklarım işin bilimsel yanı ile ilgili. Şimdi de işin duygu yanı ile ilgili birkaç kelam etmek isterim izninizle...
Cengiz hocamla tanışmama vesile olan Tarihçi Akademisyen Kemal Yakut’tur. Kemal Hoca’da kentimizin incisi Anadolu Üniversitesinde öğretim görevlisidir. Sayın Yakut, adam gibi adam tanımlamasına denk düşen bir aydınımızdır. Söylemi ile eylemi birbirine denk düşenlerdendir yani. Anadolu Üniversitesi ile Osmangazi Üniversitesinde beş binin üzerinde akademisyen olduğunu tahmin ediyorum. İnanıyorum ki bu iki akademisyen örneği misali benim de tanışmadığım, toplumu ışıtan pek çok akademisyen vardır. Bazıları salt akademik kariyeri, nefsi ile ilgili tipler olsa da toplumu ışıtan değerlerimizin de azımsanmayacak çoğunlukta olduğuna inanıyorum…
 
Peki, biz elimizin altındaki bu değerlerden ne denli yararlanabiliyoruz hiç sorguladınız mı? Örneğin bu iki değerli akademisyeni AKP İl Başkanı, CHP İl Başkanı başta olmak üzere; tabanlarındaki insanları bilgilendirmek adına bir kez olsun bilgilendirme toplantılarına davet etmişler midir? Gerek kent bilinci-gerek kentsel dönüşüm-gerek çevre kirliliği-gerek Cumhuriyet Tarihi ile ilgili bilgi şöleni düzenlemek akıllarına gelmiş midir? Anadolu Gazetesinde yönetici olarak sorumluluğum olduğu dönemden bu yana köşe yazıları ile kente katkı sağlar bu iki dostum. Keza ES TV’de dönem dönem hoş programlara imza da attılar. Ya başka televizyon kanalları? Bu değerlerden yararlanmayı hiç mi aklılarına getirmezler? Siyaset falcılarının cik cik öttürüldüğüne tanık olduğumuz kadar, bu akademisyenlerin ışıltısından yararlansak sayelerinde hani! TRT’nin koca bir OKUL TV’si var. Kimler izliyor, hedef kitleleri ne, izlenilir oranlarından memnunlar mı bilemem. Ama kendi Anadolu Üniversitesinin böylesi değerli akademisyenleri başta olmak üzere, Osmangazi Üniversitesini de dâhil ederek mükemmel programlara imza atmak zor mudur? Güzide sendikaların umre organizasyonu kadar haber değeri de teşkil eder hem!
Orda bir köy var uzakta…
İyi de kardeşim bana ne gitmediğim gezmediğim köyden?
SİZİN SESİNİZ
Türkiye Silahlanıyor!
 
ABD’deki DefenseNews sitesi, Türkiye Silahlanıyor başlıklı yazısında şunları özetlemiş…
Silah ve modernizasyon konusunda yılda 4 milyar dolar civarında bir para harcayan Türkiye, 2023 yılı için belirlediği tedarik hedeflerine ulaşabilmek için o rakamı bir kat artırabilir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üst düzey danışmanına dayanarak 10 yıl kadar bir süredir ülkenin toplam savunma bütçelerinin yılda 10 milyar dolar civarında gerçekleştiğine, bunun da 800 milyar dolarlık gayri safi yurt içi hâsılasının yüzde 1,25’ine eşit olduğuna işaret ediyor…
Yani önce devlet dediğimiz oluşum “silahlanma” konusunda kararlı! Dolayısı ile vatandaşlar arasında da giderek artan bir yönelme var. Son on yılda inanılmaz boyutta maalesef. Ülkemizde 20 milyon insan silahlanmış ve bunlardan sadece 688 bin tanesi ruhsatlı. İ.Melih Gökçek gibi birisi de özendirenler arasında ve devletin adalet mekanizmasındakilerden çıt yok! Sonumuzu HAYIR etsin Allah…
 
OZANCA
 
ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA
 
 
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
                Orda bir ev var, uzakta
                O ev bizim evimizdir
                Yatmasak da, kalkmasak da
                O ev bizim evimizdir.
Orda bir ses var, uzakta
O ses bizim sesimizdir
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.
                Orda bir dağ var, uzakta
                O dağ bizim dağımızdır
                İnmesek de, çıkmasak da
                O dağ bizim dağımızdır.
Orda bir yol var, uzakta
O yol bizim yolumuzdur
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur…  Ahmet Kutsi TECER
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi