Zorlu ve yıpratıcı bir seçim sürecini geride bıraktık. Artık adaylar söyleyeceklerini söyledi ve vatandaş da büyük oranda kime oy vereceğine karar verdi. Seçim sonuçlarının hayırlı olmasını dileriz elbette. Ancak seçimlerin bitiyor olması – sanırım – en çok gazetecilerin işine yaramıştır. Açık konuşmak gerekirse her bir gazetecinin "Oh çok şükür. Bu seçim de bitti" dediğine kalıbımı basarım.
Nasıl şükretmeyelim ki? Bizim talihsiz bir mesleğimiz var. Hani ucuz Amerikan filmlerinde kötü adamlar vardır ya, biz gazetecileri biraz onlara benzetirim. AK Partili bir adayla ekranların karşısına çıktığımız zaman CHP'liler "Neden şu soruyu sormadınız? Demek AKP'nin tarafını tutuyorsunuz" der. Aynı program hakkındaki AK Partililerin yorumu ise "18 milyon liralık kaynak aktarılmış size. Ce Ha Pe'nin sözünden çıkamazsınız tabii" der...
Her gelen bize yüklenir anlayacağınız. Her neyse... Bu kadar ağlandığımız yeter sanırım. Yapacak bir şey yok; bizim mesleğimizin de yapısı böyle...
İsterseniz seçimlerin son gününde, şöyle kısa bir aday değerlendirmesi yapalım. Adayların performansları nasılmış, dilimiz döndüğü kadar anlatalım.
Yılmaz Büyükerşen
Tüm Türkiye'nin yakından tanıdığı Yılmaz Büyükerşen, seçimlerin 'rahat' isimlerinden biriydi. Ebette Sayın Büyükerşen de zaman zaman rakipleriyle polemiklere girdi. Ancak seçim stratejisini de 'Polemiklere girmek' üzerine kurmadı. Televizyonların karşısına çok geçmedi. İşi tadında bıraktı. Bu tutumu bile sanki seçim stratejisinin bir parçasıydı. "Hoca seçimlere çok asılmıyorsa, demek rahat kazanıyor" imajının oluşmasını sağladı. Kent merkezine gitmek yerine kırsal ilçelere ağırlık verdi. Sürekli Belediye Meclis üyeliklerine dikkat çekerek, seçimleri kazanacağına zaten inandığını göstermiş oldu.
Burhan Sakallı
Tam 10 yıl boyunca Odunpazarı Belediye Başkanlığı yapan Burhan Sakallı da 'Rahat' bir isimdi. Tıpkı rakibi Büyükerşen gibi polemiklerden kaçındı. Hatta Büyükerşen'den bile daha az polemiği girdi. Her zaman sakindi, hiç sinirlenmedi. Yüzündeki gülümseme yapmacık değildi. "Bu A Ke Peliler gelirse yandık" diyen CHP seçmeni üzerinde bile olumlu bir izlenim yarattı. Uzlaşmacı bir belediyecilik yapacağını ortaya koydu. Bazı AK Partililerin verdiği 'gazlara' karşın, rakibi Büyükerşen'in yaşını seçim kozu olarak kullanmadı. Bunun yerine 'Gençlik enerjisinden ve heyecanından' bahsederek ve terbiye sınırlarını zorlamadan avantajlarını ortaya koydu. Seçim sürecinin başarılı isimlerinden biriydi...
Kazım Kurt
Seçimlere ittifak desteğiyle girmeyen tek isimdi. Zorlu bir süreç geçirdi. Seçimlerden önce aday gösterilmesi bile olaylı geçti. İYİ Parti ile CHP arasındaki 'Odunpazarı Yarışı'nı ustalıkla ullandı. Özellikle belediye personeline karşı yapılan karalama kampanyaları karşısında sükunetini muhafaza etmeyi başardı. Mesai arkadaşlarını savundu ancak bütün seçim stratejisini de 'savunma' üzerine kurmayarak akılcı bir yol izledi. Rakipleri Volkan Doğan ve Salih Karabacak'ın adını ağzına bile almadı. Kitle iletişim araçlarını akılcı bir şekilde kullandı. Belki de sivil toplum kuruluşlarıyla en iyi bağlantıları kuran isimdi. Derneklerden ciddi bir destek almayı başardı.
Volkan Doğan
Partisinin Odunpazarı İlçe Başkanlığı döneminden beri belediye başkanlığı görevine kilitlenen Volkan Doğan da seçimlerin çok konuşulan isimlerinden biriydi. Sayın Doğan diğer adaylardan farklı olarak polemiklere girmekten kaçınmadı. Elbette önemli projelerle halkının karşısına çıktı. Ancak projeleri kadar rakibi Kazım Kurt'a yaptığı eleştirilerle de dikkat çekti. Zaman zaman gazetecilerle bile münakaşa etmekten kaçınmadı, "Volkan Doğan nasıl da susturdu gazetecileri?" taktiğine güvenen Doğan, CHP seçmenini etkilemekten ziyade, MHP seçmeninin üzerine çalıştı. Gençlik enerjisi ve partisinin de desteğini alan Doğan, yerel medya kurumlarını da etkin bir şekilde kullandı.
Salih Karabacak
Başlangıçta Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yola çıkan Salih Karabacak, seçimlere en dezavantajlı giren adaydı. İYİ Parti ve CHP arasındaki Odunpazarı çekişmesi, zaman zaman adının ikinci plana itilmesine neden oldu. Yeni kurulan bir parti olan İYİ Parti'nin düşük bir bütçeyle seçimlere girmesi de sıkıntı yarattı. Ancak Sayın Karabacak karanlığa küfür etmeyi değil, bir mum yakarak önünü aydınlatmayı tercih etti. Şahsının ve partisinin girişimleriyle kısa sürede etkili bir kampanya yürüttü. Hem CHP hem AK Parti hem de MHP'deki küskün seçmenlere hitap etmeyi başardı.
Ahmet Ataç
Seçimlerin en rahat ismiydi. 'Dostlar alışverişte görsünler' kabilinden bir seçim süreci yürüttü. 15 yıllık belediye başkanlığında yaptıklarının meyvelerini topladı. "Yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır" havasındaydı. Kendini fazla yıpratmadığı gibi, rakibi Hasan Tuç'la da ağız dalaşına girmeyerek akılcı b.ir strateji izledi. Tıpkı Büyükerşen gibi kitle iletişim araçlarını sınırlı olarak kullandı. Ancak yine Büyükerşen gibi "Zaten işi bitirmiş. O yüzden ekranlara fazla çıkmıyor" izlenimi uyandırmayı da başardı.
Hasan Tuç
Seçimlere talihsiz bir gelişmeyle katıldı. Partisinin eski Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim yılmaz Kaynarca'nın adaylığı açıklandıktan sonra, son dakika gelişmesiyle adaylığı açıklandı. Parti içerisindeki bu operasyondan rahatsızlık duyanları da ikna etmesi, onların gönüllerini kazanması gerekti. Belki de bu uğraşı, seçim çalışmalarına biraz geç başlamasına neden oldu. Yine de MHP'li seçmenden iyi destek almayı başardı. Ayrımcılık yapmadan bütün Tepebaşı seçmenini kucaklamayı başardı. Rakibinin kuvvetine psikolojik olarak yenilmedi. Seçimleri kazanmak için ne yapılması gerekiyorsa yaptı. Bir müddet aktif siyasetin dışındaymış gibi görünen Tuç, siyasette hiç paslanmadığını dosta düşmana göstermeyi başardı.
İsmail rumuzlu arkadaş, ismaile inen koç gibi kendisini kurban etmiş.Arkadaş müneccim galiba.Kafasındakileri hemen galip ilan etmiş.Az bekleeee.Gerçeği yarın görürsün,ismail.....
ben eski mhp liyim volkanın belediye başkanı olarak önümüze getirilmesi iyi olmadı
Tarafsız birisi olarak bu adayların içinde bir tek volkan dağana içim ısınmadı diğer adaylardan hangisi kazanırsa kazansın mutlaka şehrimize faydalı işler yapacaklardır ama volkan doğan daha çok laf ebeliği yapıyor agresifliği ile öne çıkıyor o koltuğu hakedecek birisi gibi görünmüyor
Volkan doğanın kazandı bile inşallah Burhan sakallı da alacak
biraz zor
Oyumuz Yılmaz hocaya. Ama Burhan bey de centilmenliği ile 5 sene sonra başkan olacağının sinyalini verdi Eskişehir halkına.
Alpu belediye Başkanı Rafet Demirtaş karıştığı sıkandallarla sürece damgasını vurdu. Alpu'yu ve kendisini malzeme yaptı.
3-0 olur. aynen başkanlar devam eder. hayırlı uğurlu olsun yenidönem.