Pazartesi günü AK Parti’de her hafta olduğu gibi ‘Milletvekillerinin halkla buluşması’ yapıldı. Bu hafta nöbetçi milletvekili Salih Koca idi.
Vatandaşların sorunlarını dinlemeye geçmeden önce her hafta diğer milletvekilleri gibi gazetecilerle sohbet etti. Ardından da basın açıklaması yaptı. “Sorusu olan arkadaşların sorunlarını alayım”dedi.
Sakarya Gazetesi’nden Altan kardeşim Esentepe Mahallesi’nde bulunan ‘Aczmendi Dergahı’nı sordu. Milletvekili Salih Koca’da. “Bilgi sahibi değilim. Bu dergahın açılması yasal mı değil mi, bilgi sahibi olmadığımdan bir şey söylemem doğru olmaz. Ben de haberi gazeteden okudum” diye cevapladı.
ES TV’nin Genel Yayın Yönetmeni sevgili kardeşim Soner Yüksel de, milletvekiline soru soran Altan kardeşimi bilgilendirmek adına bildiklerini paylaştı.
Soner Yüksel, "Biz o konuyla ilgili bir araştırma yaptık. İzin varmış. Emniyet tarafından da onay alınmış. Bina toplanma amaçlıymış. Herhangi bir eylemde bulunmuyorlarmış" dedi.
Ardından da ben;
“Dernek merkezi gibi bir yer. Onların toplanma merkezi gibi bir yermiş" dedim.
Kaldı ki zaten hem ben, hem de Soner, soru sorulduktan sonra değil, Salih Koca’nın “konu hakkında bilgi sahibi değilim” demesinden sonra, yukarıda yazdıklarımızı söyledik.
Altan kardeşimin Salih Koca’ya sorduğu soru şöyle:
“Söz konusu Aczmendi Dergahı hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Nasıl bir adım atacaksınız?"
Siz değerli Eskişehirliler’e soruyorum.
Kaldı ki bu soru milletvekiline sorulması gereken soru değil.
Kaldı ki eğer yasal olmayan bir yer ise vali ve emniyet müdürü zaten gereğini yapardı.
Vali ve Emniyet Müdürü “Yasal olmayan bir yer olmasına rağmen gerekeni yapmayarak o dergahı koruyorlar” anlamı çıkmıyor mu milletvekiline “Nasıl bir adım atacaksınız” diye sormakla.
Yukarıdaki sorunun neresi tehlikeli?
Haber gazete yayımlandıktan sonra eğer bir suç unsuru teşkil ediyorsa vali ve emniyet müdürü kanunlar çerçevesi içerisinde gerekeni çoktan yapardı.
O zaman bu sorudan ben şu anlamı çıkarıyorum.
“Valimiz ve emniyet müdürü Aczmendi Dergahı’nın kapatılması için adım atmadılar. O dergahın açık kalmasına göz yumuyorlar. Kolluyorlar. Bari milletvekili olarak siz adım atın. Bu yasal olmayan yerin kapatılması için gerekeni yaptırın.”
Peki, ilin valisi ve emniyet müdürünü aşıp, yasama görevini yapan bir milletvekiline “Nasıl bir adım atacaksınız?” diye sormak sapla samanı bir birine karıştırmak değil mi?
Yoksa bu sorunun altında, CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Vural Yörük, adı geçen dergah hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu, soruşturmanın açılmaması adına milletvekilinin yargıya müdahalesi olup olmayacağımı yatıyor?
Gazetecilik mesleğimizde bizim bilmediğimiz bir kural daha var.
Sorduğu soruyla milletvekilini veya herhangi birisini zor durumda mı bırakmak?
Tekrar ediyorum. Milletvekili Salih Koca, “Konu hakkında bilgi sahibi değilim. Haberi de gazeteden okudum”dedikten sonra gerek Soner Yüksel gerekse ben açıklama yapma gereği duyduk. Eğer gazetenin yazı işleri müdürüne konuyu çarptırarak anlatmış ise gazeteci kardeşim bilemem. Basın toplantısının tüm ayrıntıları ES TV kayıtlarında mevcut. Merak ederlerse adı geçen gazetenin yazı işleri müdürü veya başka birileri gelsinler izletebiliriz.
Bu soruyla arkadaşımız sorusuyla “öküzün altında buzağı” aramaya çalıştıysa onu da bilmem mümkün değil.
Bildiğimiz bir konuyu, gazeteci arkadaşlarımızla paylaşmaya her zaman hazırız. Milletvekili Salih Koca’ya soru soran gazeteci arkadaşımıza bildiğimiz bir konuyu, bilgi sahibi olsun diye aktarmak ‘avukatlık’ ise gerek ben gerekse Soner kardeşim bu avukatlığı yapmaya devam edeceğiz. Yeter ki genç kardeşlerimiz yıllardır edindiğimiz tecrübelerden faydalansınlar.
Onlarla bildiklerimizi paylaşmak ve bilmedikleri konular hakkında bilgilendirmek ben ve benim gibi diğer tecrübeli arkadaşlarımın görevi olduğunu düşünüyorum.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...