Bisküvi denince onun adı gelir…

Gençliğimde radyoda ilk kez dinlediğim reklam beni çok etkilemişti…
Yıllarca dilimden düşürmediğim bir tekerlemeydi..
“Bir bilmecem var çocuklar. Haydi sor sor. Çayla kahvaltıda yenir. Bisküvi denince hemen onun adı aklıma gelir. ETİ ETİ ETİ..”
Ortaokul’da âşık olduğum kız arkadaşıma ben ETİ’nin bu radyo reklamını şöyle uyarlamıştım…
“19 Mayıs Orta Okulu 1- C sınıfı denilince hemen onun adı aklıma gelir  “Ülkü Ülkü Ülkü...”                              
 Bu reklam aradan yıllar geçmesine rağmen bugün de hala radyo ve TV’lerde dönüyor…
Ne zaman radyoda dinlesem, TV’lerde görsem beni Orta Okul çağlarıma götürür…
İşte o markanın yaratıcısı, Eskişehir’in tanıtımında çok büyük katkısı olan Firuz Kanatlı’yı üç gün önce kaybettik…
Bugün ise sonsuza yani iki yıl önce vefat eden eşi, hayat arkadaşı Gülay Kanatlı’nın yanına uğurlayacağız…
Rahmetli Firuz Kanatlı ile iki kez İsmet İnönü Caddesindeki eski fabrikada yüz yüze görüşme imkânım oldu…
İlki yıllar önce hakkın rahmetine kavuşan öğretmen arkadaşım, ağabeyim Fikret Çelikkanat ile birlikte yazdığı kitabına reklam istemek içindi…
Sanıyorum 2-3 yıl sonra bu kez tek başıma gittim…
O yıllarda Tercüman Gazetesi’nin Eskişehir Bürosu’nda çalışıyordum…
ETİ ile ilgili haber yapmak içindi…
Sekreteri,”Efendim Tercüman Gazetesi Eskişehir Bürosu’ndan Sadi Seda Bey geldi. Sizinle haber için görüşmek istiyor” dedi…
Odasında misafirleri varmış…
Biraz bekledim...
Sekreterinin ve kendisinin makam odasına girmek o kadar kolaydı…
Güvenlik falan yoktu…
Ben sekreterinin odasında beklerken üzerindeki giysilerinden ne olduğunu çıkaramadığım orta yaşlarda bir adam geldi…
“Firuz Beyle görüşmek istiyorum” dedi…
Sekreteri,”Bu Bey bekliyor. O görüşsün ondan sonra sizi alırım” dedi…
Misafirlerini geçirmek için odasından çıktığında sekreterinin odasında beni gördü…
Tanımış olacak ki,”Bekle geliyorum” dedi…
Misafirlerini geçirdi, odasına birlikte girdik…
O sırada benden sonra gelen üzerindeki kıyafetleriyle temizlik veya inşaat işçisi olduğunu sandığım adamı görmedi…
Firuz Beyle sohbet ederken telefonu çaldı…
“Tamam, gelsin” dedi…
Temizlik veya inşaat işçisi diye yorumladığım kişi odaya girdi…
Firuz Kanatlı,”Evet evladım ne istiyorsun? Söyle derdini” dedi…
“Efendim çok özür diliyorum karşınıza bu şekilde geldiğim için. Belediye de temizlik işçiyim. Üç çocuğum var. Birisi orta okulda diğeri ise lisede okuyor. Ne eşimin ne de benim anadan-babadan kalma bir malımız, mülkümüz, tarlamız yok. Çocukları okutacağım ama maaşım yetmiyor. Sizden çocuklara burs ve yardım isteyeme geldim” diyerek başladı ağlamaya…
Firuz Bey, iyi kalpli, hayırsever bir insandı…
Adamın ağlamasına dayanamadı…
Sekreterini yanına çağırdı…
“Bu beyi muhasebeye götür. Ne istiyorsa yapsınlar. Burs işini de halletsinler. Bayram önceleri ve okullar açılmadan evlerini ziyaret etsinler” talimatı verdi…
Adam odadan çıktıktan sonra,”Firuz Bey adamın doğru söyleyip söylemediğini nereden biliyorsunuz? Bir araştırsalardı” dedim…
“Ben insan sarrafı oldum. Adam darda olmasa bu vaziyette bana gelmez. Muhtaç değilse de Allah bilir. Zaten arkadaşlar evine gidecekler. Yanlışlık görürlerse bana söylerler” dedi…
Bu da benim yaşadığım ilginç bir anı...           
ETİ’de çalışan arkadaşlarımdan buna benzer birçok anı dinledim …
BİSKÜVİ YAPMA FİKRİ
ASKERDEYKEN GELDİ
Askerde Kantin sorumlusuyken aklına bisküvi yapma fikri girdi. Askerlik dönüşü de bunu gerçekleştirdi. Kanatlı, markayı "BAL" adıyla çıkarmak istedi ancak marka ismini başka biri kullandığından tescil ettiremedi, ETİ markasını seçerek 1962 yılında Eskişehir’de üretime başladı.
‘ETİ Bisküvi Fabrikası‘, bir yıl sonra 22 çalışanıyla üretime geçti. Fabrikanın ilk ürünleri arasında, ‘Finger’, ‘Marie’, ‘Kremalı’, ‘Sable’ ve ‘Bademli’ yer aldı… Bugün ise fabrikalarında 5 bine yakın çalışanı var...
1965 yılına gelindiğinde Eti artık Türk mühendislerin de katılımıyla otomasyona geçişi tamamladı. 1972’de ticari ünvanı ‘Eti Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ olarak değişti… İlk ihracatını 1974’te Kıbrıs’a gerçekleştiren Eti, beş yıl sonra grup şirketlerinin tüm makine ve tesis ihtiyaçlarını kendisi karşılamaya başladı.
1980’de ‘Tam Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ olarak Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde kuruldu.
Bugün Eti’nin kraker, kek, turta, çikolata kaplı gofret, çikolata, sağlık ve çocuk ürünleri kategorilerinde 150 çeşidi aşkın ürünü bulunuyor.
Türkiye’nin bisküvi sektöründeki ilk ISO 9002 belgesini alan ETİ, Kasım 2001 – Mart 2002 arasında yapılan ‘Tüketicinin En Güvendiği Marka‘ anketi sonucunda 2002 Kalite Ödülü’nü aldı.
Eskişehir Eti
ile özdeşleşti
İşte o hayırsever insan, Türkiye’nin sayılı zenginleri arasına girmesine rağmen hiçbir zaman geldiği yeri unutmayan Firuz Kanatlı yok artık. Eskişehir "Firuz Babası"nı kaybetti. Binlerce insana iş, aş, ekmek verdi. “Kimsesizlerin kimsesi" oldu. Fakirleri doyurdu. Muhtaçların elinden tuttu…
Avuçlarının içerisinde büyüttüğü ETİ Markasını "Avrupa Markası" yaptı. Zamanı geldiğinde de ETİ’yi daha da büyütmek ve "Dünya Markası" yapmak için koltuğunu oğlu Firuzhan Kanatlı'ya devretti…
Firuzhan Kanatlı babasından aldığı bayrağı daha yukarılara taşıdı ve ETİ’yi "Dünya Markası" yaptı… ETİ Camiası ve Eskişehirlilerin örnek aldığı "Firuz Baba", bugün emanetinin kendisinden daha iyi koruyacağına emin olarak huzur içerisinde "Fani Dünyaya" gözlerini bir daha açmamak üzere yumdu…
Eskişehirliler olarak kaybımız ve acımız büyük. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Başta Firuzhan Kanatlı olmak üzere tüm "Kanatlı Ailesi"ne, yakınlarına, ETİ Şirketler Grubu çalışanlarına ve tüm Eskişehir halkına başsağlığı diliyorum. Allah gani gani rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun...