Sayılı günler çabuk geçer deriz ya..
Seçim olayı da öyle oldu..
İki yıl.. Bir yıl.. Altı ay.. Bir ay..
Derken süre on güne indi.
Yani 7 Haziran’da sandık başına gideceğiz..
--//--
Diyeceksiniz ki..
Sandık başına gitmek için hazırlığımız tamam mı?..
Sizi bilmem ama..
Bizim evde hazırlık tamam..
Muhtarlıktan sandık kağıdı geldi.
Nüfus cüzdanları hazır..
Geriye:
“7 Haziran’da Mehmetçik okuluna gidip oy kullanmak kalıyor”.
---//--
Seçim için demokrasinin tecellisi deriz.
Öyledir gerçekten de..
Sandık başına gider:
“Ülkeyi yönetecek insanları tercih ederek seçeriz”
Bu seçimde öyle olacak..
Yeter ki:
“Demokrasiye leke gelmesin.. “
Sandık başına gidecek insanlara baskı yapılmasın.
Yani yandan, önden:.
Demokratik ortam zedelenmesin..
--//--
Eskişehir’de siyasi hava çok iyi..
Birebirini tanıyan, ama değişlik görüşte olan insanlar sandığa gitmeye hazırlanıyor.
Şimdiye kadar, başka illerde görüp duyduğumuz:
“Kırıcı olayları ilimizde yaşamadık..”
Bu olay ilimizde:
“Demokrasiye inanmışlığın göstergesidir”
-*-//--
Eskişehir’den altı milletvekili gidecek Ankara’ya..
Geçtiğimiz seçimde bu sayı:
“Üç AKP’den, iki CHP’den ve bir de MHP’den” olarak gerçekleşmişti..
İçinde bulunduğumuz dönemde:
“MHP’nin tek milletvekilliğine yorum yok..”
Ama AKP ile CHP ikinin dışında üçüncü milletvekilliği için yarışıyorlar.
AKP’nin üçüncü sıra adayı Eskişehir kökenli kontenjandan gelme:
“Emine Nur Günay..”.
CHP’nin adayı:
“Avukat Cemal Okan Yüksel..”
Hangisi kazanırsa o parti üçleyecek..
Arada bir yazıyor ve yorumluyorum:
“İbre geçtiğimiz seçime bakarsanız Emine hanımdan yana..”
Ama Cemal Okan Yüksel’de:
“İbreyi, kendinden yana çevirmek istiyor..”
--//--
Dedim ya..
Seçimler demokrasinin tecellisidir:
Bu tecelliye katlanmak gerekiyor..
Sandığa bunun için gitmeliyiz.
Bunun için yüreğimizin sesi olan oyumuzu gönül rahatlığı içinde kullanmalıyız.
Düşünmeliyiz ki:
“Bu ülke bizim..”
Bir ozanın dediğini tekrarlamalıyız:
“Demokrasi güzel şey be kardeşim
----- Günlerin getirdiği
--Sesi soluğu çıkmayanlar—
Köşemiz okurlarından sık sık yakınma alırım. Bu yakınmalar genelde politik olur. Bazılarını değerlendirir, bazılarını ise sumen altına atarım.. Son gelen yakınmalar da gene politik ağırlıklı... AKP’li olduğunu söyleyen bir okurum mail atmış ve demiş ki “AKP’de en çok konuşan Mustafa Birsen vardı. Zihni Çalışkan vardı.. Ertuğrul Dindar vardı.. Osman Yüksel vardı. Murat Mercan ve Murat Canözer vardı.. Daha çok sayabilirim.. Bu arkadaşlar seçim çalışmalarına katılıyor mu?. Katılıyorsa sesleri neden duyulmuyor.. Dahası 38 milletvekili adayından kaçı çalışmalara katılıyor acaba?. Bunları AKP İl Başkanı ve milletvekilleri takip etmiyor mu?. Seçim sonrasında bazılarından hesap sorulacak mı , merak ediyorum” İlginç gerçekten.. Özellikle bazı isimlerin ortalıkta görünmeyişi demek ki, göze batıyor. Okurumuz gibi bizde merak ediyoruz. Seçim sonrasında AKP’de bir hesaplaşma olacak mı, yoksa herkesin yaptığı yanına kar olarak mı kalacak?..
--Sevilen bir aday—
CHP’nin ikinci sıra adayı Utku Çakırözer için bir okurum aradı. Kendisini bir mahalle toplantısında izlediğini belirten okurumuz “Ben CHP’liyim. Partinin yaptığı bir kahve toplantısını izledim.. Prof. Dr. Gaye hanımı tanırım. Ama ikinci sıra adayı Utku Çakırözer’i ilk kez görüp dinledim. Samimi olarak belirteyim. Utku beyi çok sevdim.. Eskişehir adına isabetli bir isim olduğunu gördüm.. Belki hatırlar, bunu kendisine de söyledim ve kutladım.. Eğer CHP Eskişehir’den üç milletvekili çıkarırsa bunda Utku Çakırözer’in payı olacaktır” dedi.. İlginç değil mi? Gittiği her yerde yalnız partililerin değil partili olmayanlarında olumlu desteğini alan Gazeteci arkadaşımız Utku Çakırözer’in bu şekilde konuşulması doğrusu bizimde hoşumuza gidiyor. Kolay gelsin diyoruz kendisine ve başarılar diliyoruz...