BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURMAK

Geçen hafta oynanan, Mersin İdmanyurdu maçından önce basın ve taraftarlarla arasındaki buzları eriten, tribünle bütünleşen Teknik Direktör sayın Ersun Yanal ve futbolcular taraftara Mersin maçında üç puan hediye edememenin burukluğunu yaşamıştı.

Deplasmanda oynanacak Gençlerbirliği maçı iki anlamda önemliydi. Birinci anlamı; puan veya puanlar alarak, Avrupa iddiasını sürdürmekti. İkinci anlamı ise, Mersin maçında taraftara hediye edemediği üç puanı hediye etmekti. Alınacak bir galibiyet iki hedefin gerçekleşmesi anlamını taşıyordu. Yani bir taşla iki kuş vurmaktı. Bütün oyun stratejisi bunun üstüne kurulmuştu.

Amaç kazanmaktı ve kazanmak adına ne gerekiyorsa sahada o yapıldı. Güzel ve ihtiyaç olan bir galibiyet alındı. Adına takım disiplinli oynadı dersiniz. Alan savunmasını iyi yaptı dersiniz. Orta saha üstünlüğü bizdeydi, bu yüzden kazandık dersiniz. Savunma görevini eksiksiz yaptı dersiniz. Kalecimiz günündeydi dersiniz. Kulübede teknik direktörümüz maçın başından sonuna kadar oyuna konsantreydi, oyunu iyi okudu, zamanında gerekli hamleleri yerinde yaptı dersiniz. Futbolcular sahada kazanmak adına, varını yoğunu ortaya koydular. Bu maçı kazandılar dersiniz. Birçok şey diyebiliriz. Bu güzellikleri hep beraber yaşayabiliriz.

Ne hikmetse takım sportif anlamda bu kadar başarılıyken, bizler farklı konulardan dem vurmaya çalışıyoruz. Takım üzerindeki olumlu sinerjiyi olumsuza çevirmeye çalışmanın ne anlamı var. Bazen haber niteliği taşıyan bilgi ve belgelere ulaşabiliriz. Bu bilgi ve belgelerin geçerliliğini iyi araştırıp yeri ve zamanı geldiğinde kamuoyuyla paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Takım iki kulvarda da yoluna devam ederken her konuda destek olmak gerekliliğine inanıyorum. Yönetimsel olarak sıkıntılar muhakkak var. Bu konulara da zamanı geldiğinde olumlu veya olumsuz değineceğimizden kimsenin endişesi olmasın. Ancak şimdi zamanı değil. Şimdiden savaş baltalarını çıkarmanın hiçbir anlamı yok. Bardağın dolu tarafından bakmak gerekli.

 

KISSADAN HİSSE

Orta yaşlı bir adam eşiyle benzin almak için benzinciye gider. Pompacı çocuk arabaya benzin doldururken, diğer taraftan arabanın kirli olan camlarını elindeki süngerle temizliyordu. Camların temizliğinden memnun olmayan adam, kızarak camların tekrar temizlenmesini istemiş. Çocuk tekrar temizlese de adam bir türlü memnun olmamış. Çocuğu azarlamaya devam etmiş. Yanında oturan eşi kocasının bu tepkisine bir anlam veremiyordu.

Çünkü adamın bakış açısına göre camlar hala çok kirliydi. O sırada kadın eşinin gözlüğünü gözünden çıkararak, bir bezle temizledi. Gözlüğü gözüne takan adam camların pırıl pırıl parladığını gördü. Söylediklerinden ve yaptıklarından çok utandı ve çocuktan defalarca özür diledi.

 

Lütfen beyler bakış açınızı biraz değiştirin.