Bir tanıdık olursa

Yaşamın İçinden Bir tanıdık olursa Garip bir alışkanlığımız var. Haklı olduğumuz durumlarda bile, kamu

19 Aralık 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaşamın İçinden
Bir tanıdık olursa
Garip bir alışkanlığımız var.
Haklı olduğumuz durumlarda bile, kamu kurum ve kuruluşlarına güvenmiyoruz.
Onun için de bir yere giderken, o kurum içinde tanıdığı olan birini arıyoruz.
Emniyete, hastaneye, adliyeye, tapuya, nüfusa, maliyeye, belediyeye.
Nereye giderseniz gidin endişe duyarız.
Geçenlerde yaşadım.
Karakoldan evine bir kağıt bırakılan tanıdık aradı:
“İşin yoksa karakola gidelim. ”
Sordum:
“Hayırdır ne var?”
Anlattı:
“Eve bir kağıt bırakmışlar. Karakola gelin deniyor.”
”Öyleyse git ”dedim,
“Kağıdı göster ve ne istediklerini sor.”
Endişeliydi vatandaş.
Çekiniyordu. İşte bunun içinde bir tanıdık arıyordu.
Beraber gittik.
Bir ifadesi varmış, verdi ve geldik…
Üstelik karakolda güler yüz bulduk.
Sordum vatandaşa:
“Aynı işi sende yapardın. Neden yalnız başına gelmedin?”
“İş öyle değil” dedi gülümseyerek,
“Siz olmasanız işim böyle görülmezdi. ”
--//--
Aynı olayı Defterdarlık için de yaşadım. Vergi borcu olan bir vatandaş dedi ki:
“ Bir tanıdık olsa taksit yaparlarmış. Ne olur tanıdığın varsa maliyeye gidelim.”
“Sen git yaparlar” filan dediysem de dinlemedi.
Gittik hiçbir zorluk çıkmadan, vergi borcu takside bağlandı.
Aynı şekilde ona da anlattım:
“Bak gördün mü? Bu kurumlar size hizmet için kurulmuş. Burada çalışanlar size hizmet verdikleri sürece maaş alırlar. ”
Ama vatandaş inanmıyor,
Bir tanıdık olmadığı sürece, işinin yapılmayacağını, en azından geciktirileceğini söylüyordu.
--))—
Yaşadığım iki örneği verdim.
Hastaneden, tapudan, postaneden, milli eğitimden, vilayetten, adliyeden tutun da aklınıza gelen tüm resmi kurumlara vatandaş çekinerek gidiyor.
Haklı olduğu halde haksız çıkacağından, azarlanıp kovulacağından, işinin savsaklanacağından korkuyor.
Böyle bir alışkanlık nasıl oluşmuş, kim ya da kimler oluşturmuş belli değil.
Bu alışkanlığın kalkması için tüm kamu kurum ve kuruluş görevlileri ile bu kurumların başında olan müdürlere önemli sorumluluk düşüyor. Son yıllarda benzeri ilgisizlik ve horlanma gibi durumlar kırılmış olsa da, bazı gelişmeler ne yazık ki, vatandaşa yansımıyor.
Onun için de vatandaş azarlanacağından, işinin geciktirileceğinden ve de haklı iken haksız çıkacağından korkuyor.
Onun için de bir tanıdık arıyor.
Bu alışkanlığı kırmanın yolu, eğitimden geçiyor galiba.
Hizmeti alacaklarda eğitilmeli, hizmeti vermek için masa başına oturanlarda.
 
Günlerin Getirdiği
Muhtarlık trafik kuşatmasında
Önceki gün bir okurum aradı. Evi birinci kattaymış. Bir araç pencerenin önüne park etmiş. Dedi ki “Tam bir hafta arayıp soran olmadı. Trafiği aradım. Sabah geliriz dediler. Ama araç sabaha kalmadan sahibi, tarafından götürüldü. ”
Her neyse, Hacıseyit Mahalle Muhtarlığı’nın çevresi özellikle servis araç ve otobüsleri ile çevriliyor. Sabah saat 10. 00’dan itibaren buraya park eden araçlar lazım olduğunda alınıyor. İşe geliş gidişim burada olduğu için manzarayı çok iyi biliyorum. Muhtarlığın bir yanı Tek yönlü trafiğe açık. Zübeyde Hanım Caddesi’ne , bir başka yanı ise Muttalİp Caddesi’nden gelen Duatepe Sokak’a açılıyor. Yani muhtarlığın iki yanı trafik açısından önemli. Gelin görün ki, muhtarlığın Zübeyde Hanım Caddesi’ne bakan yanından araç gelip gelmediğini, Duatepe’den gelen araç göremediği için kaza kaçınılmaz oluyormuş. Muhtar Münir Çatalmaş birkaç kez şikayet etmiş. Bir ara araçların park etmesi yasaklanmış, ama sonradan gene aynı durum başlamış. Dün vatandaşın yakınması üzerine gene baktım buraya. Muhtarlığa bakan azaya “Trafiğe telefon edin. Bu araçları çektirmeye güçleri yeter” dediğimde aynen şu yanıtı verdi “ Kaç kez konuştuk. Özel telefon ettik. Ama olmadı.” Evet işte iki caddenin ortasında ki muhtarlık binası ve her an kazaya açık olan görünüm. Özellikle akşamdan sonra hiçbir önlem alınmadan bırakılan araçlar çok tehlikeli oluyor.
 
Çocuk suçlarında ilk sıradayız
Kısa adı HEGEMolan Hayat Boyu Eğitim ve Gelişim Derneği tarafından yapılan 81 ilde çocuk suçları üzerine bir araştırma yapılmış. 10 bilim adamının katılımı işle yapılan araştırmada çocuk suçlarında ilk beş sırayı Eskişehir,İzmir, Manisa, Balıkesir ve Aydın almış. Eskişehir’in ilk sırada yer almasını değerlendiren avukat Hasan Singi ”Yapılan araştırmalarda en yaşanılır kent seçilen Eskişehir’in çocuk suçlarında ilk sırada olması şaşırtıcıdır” demiş.
Gerçekten de çok ilginç. Suça karışan çocuk sayısının artması çocuk ana ve babalarını düşündürmeli. Çocukları okula göndermek yetmiyor demek ki. Onları suça yönelten gelişmelerde takip edilmeli. Bu konuda ailelerin okul yönetimleri ile el ve işbirliği yapmaları çok önemli çünkü.
 
 
 
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi