Bir sağlık çalışanının Korona günlüğü-2: “Bu illet hiç kimseyi ayırt etmiyor!”

Eskişehir’de görev yapan bir sağlık çalışanının gönderdiği notları siz değerli okurlarımıza aktarmaya devam ediyorum.
*
İlk yazı dündü ve yazının başlığı şöyleydi: ‘Köprübaşı’na bağlayın, gelip geçen yüzüne tükürsün!’
Başlığın anlattığı ise şuydu: Sağlıkçılara saldıranları ifşa edin ki, hem hukukun önünde hem de insanların vicdanlarında yargılansınlar.
(Yazının tamamını BURAYI TIKLAYARAK okuyabilirsiniz.)
 
*
 
Söz konusu sağlık emekçisi, Korona günlerinde aldığı notların devamını aktarmaya, “bugün Mart’ın 23’ü” şeklinde başladı.
 
*
 
Ve şöyle devam etti:

SAĞLIK BAKANI NE YAPSIN?
“Tedbirler artıyor… Hadi bizi dinleyen yok, Bakan bas bas bağırıyor, ‘evde oturun’ diyor. Ezan bitince imamlar sesleniyor, gene de dinleyen yok. Banka kuyrukları, asker uğurlayanlar, düğün yapanlar, güreş tutanlar, balık tutanlar, hele dedeler... 65 yaş üstüne yasak geldi, fakat bizde hiç yaşlı yokmuş; kime sorsan 45-50! Verilerin gelmesiyle beraber kaygılar artıyor. Çabuk ölçüm yapan kitler geldi. Daha, gözle görülür bir şey yapmadık. 20 bin tarama, yüzde 5 hasta, 30 ölüm. Dedikodu çok fazla… İlçe karantinada, doktorlar hasta, bir hemşirenin durumu kritik. Sağlık Bakanı yorgun, gözlerinden belli, ayrıca biraz daha aydınlatıcı bilgiler vermesi gerekir. Ama o da ne yapsın, siyasi irade ne kadarına izin veriyorsa, Bakan da o kadarını aktarabiliyor. Hastanelerde sistem oturmaya başladı. Girişlere çadırlar, konteynerler... Geleni kontrol ediyoruz. Binanın birini izole ettik. Şüpheli hasta oraya gidiyor. Yoğun bakımlar bir kat boş, ağır hastalar oraya alınıyor. Poliklinik hizmeti ile ameliyatlar, acil durumlar dışında durdu.

TAM EKİP OLUYORDUK AYRIŞTIRDILAR
Toplumsal sıkıntı, tepkiye dönüşebilir. Mağazalar, lokantalar, kahvehaneler bitti. Seyyar satıcılar, fabrikadan atılanlar evde; sayı çok büyük. Bunların çoğu yevmiyeci, işe giderse karnı doyar; Bakan zorda… Ama biraz moral de bulduk... Sokaklarda alkış, ıslık, havai fişek; 3 günde olsa hoşumuza gitti. Gerçi ben hep yetkilileri alkışladım! İşini iyi yapan, bizi düşünen başkanlar da vardı. Sağlık çalışanlarına ulaşımı ücretsiz yaptı, hatta otel kiralamaya çalıştı. Bu duruma Sağlık Bakanı da kayıtsız kalamazdı. 32 bin personel atanması sözü verdi, ‘ek ödemelere zam’ dedi. Maliye Bakanı da ‘performans vereceğiz’ dedi. Bakanlar bu vaatleri kimler için verdi? Sağlık çalışanları için verdi. İşte, tam ekip oluyorduk, aramıza girdiler gene, bizi ayrıştırdılar.

SIKINTI BÜYÜYOR EKONOMİ SALLANIYOR
Çok ilginç! Sayın Bakan milyon kitten bahsediyor, 3 gün geçti, bizde hala kit mit yok. Günler geçiyor, ülke olarak daha 4 bin test yapamadık. Derken, 5 bin 35 test yaptık. Yeter mi peki? Yetmez elbette. Tüm bilim insanları ‘günlük en az 15-20 bin test yapılmalı’ diyor. Test önemli. Bu güne kadar test yapılan insanların yüzde 10’u hasta çıkıyor. Demek ki hasta çok. Bu nedenle sokağa çıkma yasağı olup olmaması üzerinde tartışılıyor. ‘Bilim kurulu yasak tavsiyesinde bulundu, hükümet kabul etmedi’ şeklinde haberler çıkıyor. Sıkıntı büyüyor, ekonomi sallanıyor. Binlerce insan işsiz kaldı, kepenkler kapatıldı, kayıt dışı yevmiyeciler evde oturuyor. Tabii ki gözler hükümette. Ama hükümet, patronlara dönük ‘yeni kredi’ dedi: 6 ay ödemesiz, 36 aya kadar düşük faiz!

KORONADA KAYBOLANLAR
Çok eleştiri alan Diyanet, sonunda devreye girdi. Her ezandan sonra camilerden, niçin sokağa çıkılmaması gerektiği anlatılıyor artık. Bence etkili bir yöntem. Birde geçmişte her yaptığını selfi çeken, poz vermek için bahane arayan, gazetelerde kendilerine yer bulmaya çalışan bazı vekiller, bazı belediye başkanları, bazı oda-sendika-dernek başkanları, bazı atanmışlar, parası çok olanlar, şu dönemde ortada yoklar! Evden çıkmıyorlar! Virüs bitince her halde şova devam ederler! Aslında onlara şimdi ihtiyaç var! Halk unutur mu bilmem, ama ben unutmam!

ÜRETİM ALANINA DOZER SOKTULAR
Bu arada, canı sıkılan atanmışlar da boş durmadı! Virüs bize ders veriyordu ya hani... Peh! ‘Tarıma yönelin, yer altı sularına sahip çıkın, doğayı kirletmeyin’ derken, bir taraftan da, bir kurumda, o kurumun yöneticisi, ‘yerli tohum ve bitki üretimi yapılan alana’ kreş, botanik bahçesi, bilim müzesi, yapay zeka uygulamaları, mükemmeliyet merkezi, çocuk kütüphanesi ile öğrenci projeleri geliştirme ve destekleme merkezi adı altında bina yığını dikmek için dozerleri soktu!

EKREM İMAMOĞLU VE MANSUR YAVAŞ
Tarih önemli: 27 Mart 2020’deyiz! Devlet işleri durmaz. Maskeler yüzde, ihaleye devam! Ventilatör, maske, eldiven tedarik işleri değil, Kanal İstanbul’un ayar işleri yapılıyor! Aynı gün Amerika, Koronada liderliğe yükseldi ve vaka sayısı 500 bini geçti. Bizim kurumda hala kit yok! Kanlar, başka bir hastaneye gidiyor. 3 arkadaşımız Koronaya yakalandı. İkisi hemşire, biri aşçı. Sayı artıyor. Bu illet, İngiltere Başbakanı, prens, futbol camiası hiç kimseyi ayırt etmiyor. Önlemler de artıyor; pazarlarda, gıda satışlarında, kapanan fabrikalar… Fakat iki belediye başkanı gerçekten müthiş işler yapıyor bu süreçte. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan bahsediyorum. İmkanlarını seferber ettiler. Diğer büyükşehirlerin belediye başkanları örnek almalı bu iki ismi. AK Partilisi de, CHP’lisi de örnek almalı. Hatta CHP Genel Merkezi, ‘bu iki ismin yaptıklarını siz de yapacaksınız’ diye talimat vermeli diğer CHP’li belediye başkanlarına.

GÖNÜLLÜ KARANTİNA
Sonunda VİP Cuma namazı da gördük! Bir kişi telefonu ile oynuyor, diğeri de onu çekiyor. Anlamış değiliz. Bazı ilçeler ve köyler karantinaya alınmaya başladı. Durum ciddi! KDV kalktı diye sevinmeyin, uçuşlar iptal! İtalya’da 46 doktor ölmüş, İzmir’de ‘22 doktor tedavi ediliyor’ şeklinde duyumlar alıyoruz. Bu arada ‘Ulaştırma Bakanı Kanal İstanbul ihalesini yaptı, görevden alındı’ deniyor. Bizde inandık! Cuma günü fazlaca umutlandık. İçişleri Bakanı ‘şehirlerarası ulaşım, piknik, mangal hepsi yasaklandı’ dedi. Akşamüstü Sağlık Bakanı yeni önlemleri açıkladı, ‘yaşamdan kısıtlama istiyoruz’ dedi. Açıkça ‘sokağa çıkma’ demedi, ‘büyüklerimiz bilir’ dedi. Ekonomi önemli tabii; bununla beraber gönüllü karantina geldi!”
 
*
 
Devam edecek…