Görüşler
Bir ruh yakınlığı
Öyle bir seçime gidiyoruz ki, tarih bunu çok ayrı yazacak...
Pek çok güç bir sandıkta birleşecek...
"Bir ruh yakınlığı gibi..."
……….
Klasik Batı Müziği'ne yakınlığımız pek yoktur ama, "Chopin"in çok özel ayrıcalığını bilmeyecek kadar değil...
"Frederic François Chopin", 1810 yılında Varşova yakınlarında bir kasabada doğmuş...
Fransız babayla Leh bir annenin çocuğu...
Çocukluk yıllarını Varşova yakınlarında geçirmiş…
Yaşama 1849 yılında Paris'te veda etmiş...
Vasiyeti üzerine, vücudu Paris'te gömülmüş, kalbi ise Varşova'da...
İki ayrı yerde, iki ayrı mezarı olan bir efsane sanatçı…
Yaşarken çoğumuzun içinde böyle görünmeyen bir seçim vardır... Hiç olmadı mı?
"Siz bir yerde, kalbiniz başka yerde..."
Kimi sevgiye, kimi aşka dayanır...
"Ya toplumsal seçimler?"
Tıpkı yaşadığımız günlerde olduğu gibi...
Bir bölünmüşlük yok mu?
"Vücutlar ayrı.."
"Kalpler direniyor!"
"Ne boy kalıyor, ne soy!"
Açıkça söylemedi mi?
"Bitaraf olan, bertaraf olur!.."
…………
Bugün ruhları gerçekten birbirine çok yakın milyonlar var bu ülkede...
"İnsan sevgisinin bitarafı onlar..."
İşte bunun için çok ayrı bir seçime gidiyoruz...
Nefretle değil... Sevgiyle umutla…
“Pek çok oy bir sandıkta birleşecek..."
Bir ruh yakınlığı gibi...
Kupa sana yakışır ES ES
Açık söylemek gerekirse, Çaykur Rize maçından çok çekiniyorduk...
Rakip tehlike çemberinde...
Son haftalarda da başarılı maçlar çıkardılar...
Kendi evlerinde puan vermemek için tüm çabalarını göstereceklerdi...
Madalyonun bir başka yüzü de, tehlike çemberinde olan diğer takımlar...
Hepsinin gözü üzerimizdeydi...
"Acaba ES ES, kupayı düşünüp Rize maçından puansız döner miydi?"
Şükür ki olmadı...
Eskişehirspor, kendine yakışan ve adeta rakip takımı uyutan bir futbolla bir puanla döndü...
Ve de dipteki takımlara "Helal olsun" dedirtti...
Şimdi sırada kupa var...
Antalyaspor ile bu akşam ilk maçımızı oynayacağız... Onların durumu da ligte hiç parlak değil...
Ancak kupa için asılacaklarını biliyoruz...
Her şeye karşın, bu büyük taraftar ile Eskişehirspor'un avantajlı bir sonuç alacağına inanıyoruz...
Ah!.. Keşke o gereksiz kırmızı kartı görmeseydi "Akaminko..."
Haydi ES ES, kupa sana yakışır...
“Ölüm ilanı bekliyorum”
Çatık kaşlı bir adam, her sabah gazete satış bayiine geliyor, parasını verip gazete
alıyor ve şöyle bir göz attıktan sonra gazeteyi bırakıp gidiyordu.
Bir gün gazete satıcısı dayanamayıp sordu:
"Beyim, gazeteyi alıyor, ama sadece birinci sayfaya göz attıktan sonra bırakıp gidiyorsunuz. Nedenini sorabilir miyim?"
Adam, "Ölüm ilanlarına bakıyorum" diye karşılık verince satıcı, "Ama ölüm ilanları iç sayfalarda çıkar" der...
"Olsun..." diye yanıt verir adam:
"Benim baktığım herifin ölümü birinci sayfadan verilecek..."
Küçük kız ve sirk
Annesi küçük kızına nasihat ediyormuş:
"Şayet uslu olursan, cennetin kapıları, yani gökyüzü çarçabuk kabul eder seni.. Ama yaramazlık edersen yerin cehennem olur..."
Kız da sormuş annesine:
"Peki, kasabaya yeni gelmiş sirke gitmek için ne yapmak gerekiyor?"
Günün Olayı
Gaziantep'te bir işsiz Kılıçdaroğlu'na ayakkabı fırlatmış.
AKP mağdur edebiyatıyla öyle beyin yıkıyor ki, vatandaş CHP'yi iktidarda sanıyor...
Günün Biberi
"Bana niye Atatürk posteri sallıyorsunuz?" diye soruyor...
Parmak sallasak, suç. El sallasak, suç, Ayakkabı kutusu sallasak, suç. Mendil sallasak, yine suç. "Atatürk sallıyoruz, o da suç!.."
Işık Kansu