Bir piyanist gözünden İkinci Dünya Savaşı: Piyanist

Hilal Köver yazdı

26 Ağustos 2018 09:29
A
a
Sütiş Eskişehir
Gerçek bir yaşam öyküsünün sinema uyarlaması olan başarılı film Piyanist’ten bahsedeceğim bu hafta sizlere. Wladyslaw Szpilman’ın hayatını ele alan film İkinci Dünya Savaşı’ndaki trajediyi bir piyanist üzerinden gözler önüne seriyor. 2002 yılında vizyona giren, yönetmen koltuğunda Roman Polanski’nin oturduğu, günümüze kadar da konusuyla ilk akla gelen filmlerden olan Piyanist IMDB’de de 8,5 ile yüksek bir puana sahip. Özellikle gerçek bir öyküye sahip olmasının filmi benim için çok daha etkileyici kıldığını söyleyebilirim.

SAVAŞIN ENDİŞESİ
İkinci Dünya Savaşı dönemi her zaman çok ilgimi çeker. Bu dönemle ilgili geçmişten günümüze birçok film de çekildi. Kimi bir Alman gözünden, kimi bir Yahudi gözünden işlendi. Bu film ise Yahudi bir piyanist olan Wladyslaw Szpilman’ın gözünden dönemi ele alıyor. Szpilman’ı Adrien Brody canlandırıyor. Polonya’da geçen film insanlık adına utanç verici birçok olayı gözler önüne seriyor. Polonya’nın Almanlar tarafından işgal edildiği sıralar Szpilman’ın piyano çaldığı bir sahneyle başlıyor film. Piyano çaldığı esnadaysa bulunduğu bina bombalanıyor. Savaşın tüm endişesini üstünde taşıyan Szpilman ve ailesi, dönemin acı olaylarını tüm gerçekliğiyle yansıtıyor. Filmde Yahudilerin acımasızca ötekileştirildiğine tanık oluyoruz. Her geçen sahnede Yahudiler bir adım daha ölüme yaklaşıyor adeta. Buna rağmen verilen yaşam savaşı insanın içini acıtıyor.

YAŞAM MÜCADELESİ
Nazi yaptırımıyla Yahudiler için hayat gittikçe zorlaşıyor filmde. Onları damgalayan Yahudi kollukları takmak zorunda kalıyorlar. Bir Yahudi bölgesi kuruluyor. Bazı mekanlara Yahudiler giremiyor. Paralarına sınırlandırma geliyor, istedikleri kadar para sahibi olamıyorlar. Hatta filmin bir sahnesinde Alman askeri Szpilman’ın babasının kaldırımdan dahi yürümesine izin vermiyor. Bolca ötekileştirmeyle karşılaşıyoruz filmde. Szpilman’a asker olması için teklif geliyor, ancak o bu teklifi reddediyor. Yahudi bölgesine taşınmak zorunda kalan Szpilman, ailesi ve binlerce Yahudi zaman zaman yiyecek bir şey bile bulamıyor. Yerlerde ölüler, bir damla su arayanlar, birkaç kuruş kazanabilmek için çırpınanlar… Kargaşa sahnelerle etkileyici bir şekilde işleniyor. Ve toplama kampları… Artık Szpilman ve ailesi için ayrılık vakti geliyor. Tam bu esnada bir kadının ağlaması dikkat çekiyor. Kadın, Alman askerleri geldiği sırada ağlayan bebeğinin sesi çıkmasın diye ağzını kapatıyor ve bebek ölüyor. İnsanların hayatta kalma mücadelesi bir kez daha gözler önüne seriliyor. Ailesi toplama kampına gönderilen Szpilman, filmin geri kalanını Nazilerden kaçarak, saklanarak geçiriyor.

ETKİLEYİCİ SAHNELER
Filmde insanların sadece Yahudi olduğu için öldürülmesi, Alman askerlerinin acımasızlığı aktarılırken, öte yandan Yahudi askerlerin tutumu da dikkat çekiyor. Yahudi askerler de zaman zaman kendi vatandaşlarına oldukça sert davranıyor. Ayrıca Alman askerlerinden Yahudilere iyi davrananlarla da karşılaşıyoruz. Genellikle Yahudi Soykırımının işlendiği bir film mutlaka bir tarafın gözünden, o tarafın çıkarları doğrultusunda işlenir. Bu filmde zaman zaman karşı tarafın da bazı kötü ya da iyi yönlerine değinilmiş. Szpilman bazı sahnelerde hayali piyano çalıyor. Bu savaşta tüm sıfatlar bir kenara bırakılıyor ve herkes Yahudi olduğu için ölüme sürükleniyor. Mesleği, yaşı, cinsiyeti fark etmiyor, herkes savaşın getirilerini yaşamak zorunda kalıyor. Dönem filmlerini seviyorsanız eğer, özellikle de Yahudi Soykırımı ilginizi çekiyorsa bu başarılı yapıtı mutlaka izleyin derim. Szpilman’ın naif bir oyunculukla savaş içinde kalmasından, ailesinden kopmasından, tanık olduğu sahnelerden etkilenmemek mümkün değil. Filmi izlerken gördüğünüz birçok sahnede kendinizi sorgularken bulabilirsiniz.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi