Görüşler
Bir küçük yanlııış!..
Çocukların bir oyun seti var…
İlgimizi çekiyor…
Oyunu bitirdiğiniz an başlıyor çalmaya:
"Oooooo! Mercan.."
"Ne getirdi amcan?"
"Bir bardak süt!.."
…………
Seçildiği ilk günü dün gibi anımsarız...
Saçları yeni kesilmiş, ilk komutunu çavuştan alan askerlere sesleniyordu sanki ;
"İşini yapmayan bürokrat kendini sınırda bulur!"
Pek çok kişi..
"Emredersiniz" demişti...
Sonra Eskişehir'de göremedik kendisini...
Çok işi vardı çoooook!
"Ülkeyi AB’ye soktu çıkardı!.."
…….......
2009 seçimleri yaklaşmıştı...
Zamanın sevilen valisi "Kadir Çalışıcı" ne yapmıştı ki?
"Anında şut!"
Ama biliyorduk...
Hoca'yı seviyordu, sıcak ilişkileri vardı Büyükerşen' le…
Sen misin seven!
"Doğru merkeze..."
Bununla yetinmediler...
Btiyükerşen için, adına yakışır büyük bir yürüyüş!
En önde Murat Mercan...
Nereye?
"Adliyeye..."
Vay sütçü vaaaay!
"Neler katmış güğüme!.."
……………..
Mercan gitti , Koca geldi...
Bu günlerde aynı görevi "Salih Koca" yapmaya çalışıyor...
Bırakın işini…
"Yaşıyla uğraşıyor Hoca' nın!"
………….
Nerede kalmıştık?
"Bir bardak süt..."
"Yatmadan önce, uyumadan önce içmeli insan..."
“Değil mi Mercan!”
Sonra?
Çevir başa getir:
Ooooooo Mercan! Ne getirdi amcan?”
Çocukların Salih Bey için de “Cesur Civciv”in güzel bir şarkısı var… Şöyle başlıyor:
“Bir küçük yanlııııış!..”
Bestesi senden olsun Kemal Hoca
Bugünlerde rahatsız olduğunu öğrendiğimiz için önce "Geçmiş olsun" dileklerimizi iletmek istiyoruz...
"Gül"ün adını çok iyi bilen bir emekli öğretmen "Kemal Gültekin..."
Bir gün sormuştuk kendisine:
"Öğretmenin kaç günü var?"
Yanıtı netti:
" 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve 24 Kasım bizimki..."
Oysa, her gün öğretmenindir...
İşte 5 Ekim gelip geçti ama, bugün de değil mi?
Eğit-Der Şube Başkanı "İbrahim Gerede" arkadaşları Emin Dağlı, Hamit Türkmen ve Ercan Sav’la birlikte açıklama yaptılar...
Özlük haklarından daha çok değindikleri konu önemliydi:
"Eğitim dinselleştiriliyor..."
Kendi öğretmeninin bile bir mektupla eleştirdiği Bakan "Nabi Avcı" duyabiliyor mu acaba?
…….
Günümüzün öğretmenini tanımlayalım:
"Ulusal bir eğitim politikasının yoksunluğu içinde, devre göre kendini arayan insan..."
"Özlük hakkını alamayan eğitimci..."
Ne yazık ki..
"Demokratik insan yetiştirmeye çalışırlarken, kendilerine demokrasi uygulanmayanlar!"
Ve de, "ücret dengesizliği içinde çırpınan devlet memurları..."
"Nihat Çokoğlu" şöyle yazmıştı:
"Biz ki eğitim emekçileriyiz, çiçekler yetiştiririz, renkli renksiz... Ama çiçek, ama duygulu..."
Yap şunun bestesini artık Kemal Hoca...
Ümmet bilinci
Melih Aşık dile getirmiş:
-Her sabah okullarda okunan "AND"ı eleştirebiliriz.
Laik demokrasiye inanan bir yurttaş olarak...
Sizin, bizim eleştirmemiz başkadır.
Bu iktidarın "And"ı kaldırması başka...
"Benim istediğimi yaptı" diye kararı alkışlamak bambaşka!
Bu iktidar ulusal bayramları yasakladı... Eğitimden “Atatürk"le ilgili ne varsa çıkarmaya çalışıyor.
Valiliklerden T.C. ibaresini kaldırmaya kalkıştı. Anayasa’dan "Türk" sıfatı çıkarılıyor. Bütün bunlar millet direncini ve bilincini ortadan kaldırmak, "ümmet bilinci”ni yerleştirmek için yapılıyor.
Okyanus ötesinden bu yüzden destekleniyor. Mesele "Andımız" değil. Mesele neyin ne amaçla yapıldığını görmemiz.
TRT’nun "temiz" yayınları!
Kırklareli milletvekili "Turgut Dibek", Bakan "Bülent Arınç"a verdiği önergede soruyor:
"TRT’ye temizlik hizmeti veren firma elemanları yayın işlerinde çalıştırılıyor mu?"
Bülent Bey’in henîz bir yanıtı yok...
Ancak bir okur diyor ki:
"Temizlikçilerin yayın işinde çalıştırılmadığına biz kefil olabiliriz. Eğer çalıştırılsa yayınlarda düzelme görürdük!..”
"Patagonya'da olmak vardı!..”
Bir aile davetinde erkekler ve kadınlar gruplar halinde sohbet ediyorlarmış. Sohbetin iyice koyulaştığı sırada, erkeklerden biri, biraz da yüksek sesle , "Ah ulan ah... Şu anda Patagonya'da olmak vardı” demiş. Arkadaşları nedenini sorunca da devam etmiş:
"Hiç sorma arkadaş, Patagonya'da 1 erkeğe 10 kadın düşüyormuş. Üstelik, kadınlarla beraber olduğun zaman, her defasında sana 100 dolar veriyorlarmış. Ah ulan ah... Şu anda Patagonya'da olmak vardı..."
O ana kadar konuşmaları sessizce dinleyen eşi dayanamamış:
"Kocacığım, sana bir soru sorabilir miyim?"
Adam "Tabii hayatım, neyi merak ettin?" deyince de kadın "Şunu merak ettim" diye başlamış:
"Patagonya'da 200 dolara bir ay boyunca nasıl geçineceksin?"
Ağa'nın soyadı
Diyarbakır'da ağa kendine fiyakalı bir soyadı arıyormuş… Adamlarından biri "Sana Kurtoğlu yakışır" deyince hoşuna gitmiş... Bir süre sonra da adamlarından birine "Benim adım neydi?" diye sormuş...
"Kusura bakma ağam" demiş adam:
"Bir hayvanın oğluydun ama hangisinindi unuttum..."
Günün Olayı
1 Mayıs'ta polisin parmağını ısıran gösterici hakkında 4 yıl hapis cezası istenmiş.
Normaldir!
İktidar eliyle muhaliflere yalnızca "orantısız şiddet" değil, "orantısız ceza" da uygulanıyor...
Günün Biberi
AKP’li Fethiye Belediye Başkan adayı adaylığını cami avlusunda açıklamış.
Bu iktidarın döneminde, camide yaralıya yardım yasak, siyaset yapmak yasak değil!
Akif Kökçe
Gerilim
AKP şimdi de “Ne mutlu Türküm diyene” yazısını kalsırmaya başladı.
Milleti mutsuz ettikten sonra yazısı da kaldırılacak tabii...
Günün Balı
Memleketin bölünmesi için artık “böl ve yönet” politikası değil, “paket ve yönet” politikası uygulanıyor…
Günün Sözü
Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız, ya okunmaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yapın...
Victor Hugo
Günün İncisi
Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur…
Çehov
Günün Şiiri
Çakıl
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içinde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Mavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıltaşı ısınır içimde.
B. Rahmi Eyüboğlu (Varlık-1956)