Yani erkek ya da kadın olacağımızı belirleyen Y harfi ile sembolize edilen kromozomu taşıyıp taşımadığımız oluyor.
Sonrada dünyanın haline bakıp bir harflik dişikliğin, insanların yaşamlarında ne kadar büyük değişikliklere ve haksızlıklara neden olduğunu düşünmeden edemiyorsunuz. Bir harf deyip geçemeyin... Günümüzde en gelişmiş ülkelerde bile, bu bir harf değişikliğinin yarattığı kadına şiddetin boyutları tedirgin edici noktalara gelmiş durumdadır. Üstelik bu çağda. Geçmiş çağları düşünmek bile istemiyorum...
Bu nedenle 25 Kasım günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından, tüm dünyada ‘Kadına şiddete hayır günü’ olarak ilan ediliyor...
Sadece şiddet mi? Kadınların yaşadıkları. Hayır... Hemen her alanada sadece Y harfi ile ifade edilen kromozoma sahip olmayan ve tüm insan nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, haksızlıklara uğramak ve acılar çekmek zorunda kalıyorlar...
Artık toplumların yönetimine daha çok erkek egemen kültür ve medeniyetin söz sahibi olmasının, doğa üzerinde olduğu kadar kadın üzerinde yarattığı etkiler de ortadır. Dünyada sayısal bakımdan eşit olmakla beraber, iki cinsin toplumsal alanda etkinlikleri farklılıklar göstermektedir. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan bir rapora göre; dünyada toplam iş saatlerinin %60’ını kadınlar çalıştığı halde, tüm gelirinden ancak %10 pay alabilmekteler ve tüm mülkiyetin sadece %1’ine sahip olabilmektedirler.
Bu durum dünya üzerinde yaşayan kadınların sadece fiziksel şiddete değil, yoğun bir şekilde sosyo-ekonomik şiddetete maruz kaldıklarının önemli bir göstergesidir... İnsanlığın genetik kodlarında var olan ve dünyaya gelirken tesadüfen sahip olduğumuz bir harflik değişikliğin, insanlığı getirdiği hale bakın...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...