Bir gün zor dayandık…

Sevgili Anadolu Gazetesi okurları, yaşadığım sağlık sorunu nedeniyle, bir süre sizleri köşemde ağırlayamadım. Şimdi ise sizlerle tekrar buluşmaktan çok mutluyum.
Ama yine de, Eskişehir gündemini elimden geldiğince takip etmeye çalıştım, elbette…
Geçen süre zarfında, kentin gündemini meşgul eden irili ufaklı pek çok olay yaşanmış olsa da, beni en çok etkileyen konu yaşanan bir günlük su kesintisiydi.
Pek çok kez, bu köşeden; su, hava, gıda, toprak ve iklim vb. gibi ekolojik ve çevresel konularda, dilim döndüğünce sizlere bilgiler vermeye çalışıyorum…
Fakat yaşanan bu durum, kentimizin bir günlük su kesinti karşısında göstereceği direncin test edilmesi açısından oldukça önemli bir deneyim oldu.
Neler mi oldu?
Okullar tatil edilme noktasına geldi… Yemekhaneler, lokantalar, berberler, kuaförler kapandı, birçok işyeri isyan etti…
Vatandaş marketlerdeki pet şişe sularına katar stokladı… Küvetler, şişeler, bidonlar ve her türlü kap kaçak suyla dolduruldu…
Bence bu telaşla, kentte üç günde tüketilebilecek su miktarı stoklandı. Ertesi gün suların gelmesiyle ise gereğinden fazla stoklanan sular, tuvalet ya da lavabolara dökülerek ziyan edildi…
Sonuç; kontrollü ve su kıtlığına bağlı olmayan bir günlük su kesintisi nedeniyle yaşananlar gösterdi ki, kent bir günde felç oluyor.
Bir de bu su kesintisinin, etkileri giderek görülmeye başlanan küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle, kesinti zamanı ve süresi belli olmayacak şekilde gerçekleştiğini düşünün… Vay halimize…
Buna bağlı olarak çeşmelerden gelen “tııısssss…” sesinin, kentin kanaat önderleri için söylenecek pek çok kelimeden daha fazla şey anlatacağı kaçınılmazdır…
İşte bu yüzden, karşılaşılacak benzer sorunlar için, halkın kriz yönetimine nasıl katkı sağlayacağı konusunda bir eylem planının oluşturulması, büyük önem taşımaktadır.