10 Kasım 1954 yılında Eskişehir’ de dünyaya geliyor…
Özbeöz Eskişehir çocuğu. Adı “Coşkun Demirbakan”…
Çalıştırdığı kulüplerin taraftarları ona kısaca “imparator” diyor…
Babasının görevi nedeniyle ilk gençlik yılları Kadıköy’ de geçiyor…
Özel yetenekleri, içindeki futbol tutkusuyla birleşince henüz 16 yaşında İstanbul Amatör Liginin seçkin takımlarından Çamlıca Kulübü’nün formasıyla yıllar sürecek bir futbol serüvenine merhaba diyor…
Hemen 1 yıl sonra 1972 Yılında henüz 17 yaşındayken Fenerbahçe’nin önce genç sonra A Takımı’nın formasıyla tanışıyor…
Ve 1973 yılında Malatyaspor ile günümüzde PTT 1. Lig diye anılan o dönemin 2. Ligi’nde Anadolu futbolunun her türlü zorlukları içinde pişmeye başlıyor…
1974 sezonuyla birlikte Anadolu’da futbol devrimini ateşleyen Eskişehirspor’un o yıllardaki efsane kadrosunun son dönemlerine yetişiyor ve 3 sezon bu takımın değişmez oyuncusu olarak taraftarın gönlünde taht kuruyor…
1977 yılına gelindiğinde Fenerbahçe ile yapılan pazarlıklar sonunda “Ender Konca, Recep, Celal ve Rıfkı” gibi dört futbolcunun yanı sıra “Alper Potuk” transferinde olduğu gibi Eskişehirspor’a tarihinin en büyük paralarını kazandırarak Fenerbahçeli oluyor…
Üç yıl aralıksız Sarı-Lacivertli formanın değişmez ismi oluyor ve bu arada 4’ü A Milli Takım olmak üzere çeşitli kereler Amatör ve Ordu Milli takımında oynuyor…
Futbolculuk döneminde Fenerbahçe formasıyla 3 lig şampiyonluğu, 3 Türkiye Kupası, 3 Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Sakaryaspor formasıyla da bir kez 2. Lig şampiyonluğu yaşayarak futbola veda ediyor…
İçindeki futbol aşkı, hırsı ve yılların kazandırdığı deneyim onu futbol dünyamızın içinde tutmaya devam ediyor. Türkiye’ nin ilk “UEFA Pro Lisanslı” hocaları arasında yer alarak teknik direktörlüğe adım atıyor…
Sakaryaspor, Erzurumspor, Malatyaspor, Kahramanmaraş, Diyarbakırspor, Eskişehirspor, Alanyaspor, Antalyaspor, Boluspor, Fethiyespor, Altay ve Tavşanlı Linyitspor gibi takımlarda çeşitli başarıların sahibi oluyor…
Bu arada çalıştırdığı takımların çoğunu PTT 1. Lig Play-Off maçlarına taşıyor 3 takıma Play-Off finali oynatıyor ve Sakaryaspor, Diyarbakırspor gibi takımları da şampiyon yaparak bu kentlere Süper Lig heyecanı yaşatıyor…
Bu gün futbolumuzda bir marka haline gelen “Aykut Kocaman, Hakan Şükür, Tuncay Şanlı, Burak Yılmaz” gibi isimlerin bu günlere gelmesinde ve daha birçoklarının Türk futboluna kazandırılmasında büyük emeği oluyor…
Bütün futbol birikimine ve deneyimine rağmen “nev-i şahsına münhasır” kişiliğiyle, ilkelerinden ödün vermeyen karakteriyle, futbolda dik duruşun seçkin bir temsilcisi olan “Demirbakan” ne yazık ki birçok kulüp başkanına ters geliyor…
Oysa kulüp başkanlarının kapısında haftalarca stepne olarak bekleyen, onların adeta emir eri gibi davranan, istedikleri onbiri sahaya sürmekte bir sakınca görmeyen omurgalarındaki diskleri kaymış teknik direktörlerin dünyasında “Demirbakan” ve benzeri hocalara şans verebilecek kaç başkan var?
Futbol dünyamızda istediğin kadar birikimin olsun, istediğin kadar deneyim sahibi ol arkalarına siyaset mühendislerinin, cemaatlerin, bazı gizemli örgütlerin rüzgârlarını alamayan teknik direktörlere bu arenada maalesef yaşam hakkı tanınmıyor…
Bütün bunlara rağmen ismi yeniden Antalyaspor’ la anılmaya başlayan “Coşkun Demirbakan” a, duruşundan ve futbol anlayışından taviz vermeyen tüm idealist hocalarımıza yeni sezonda başarı dileklerimle…