Zekayi ışın ile 2 yıl önce tanıştık. Yeni çıkardığı kitabını imzalayıp bize verdi…
-Süleymancılık, cemaate adanmış 40 yıllık hüsran!
Kitabın başlığından da anlaşılacağı gibi Işın,
Süleymancılar ile birlikte 40 yıl geçirmiş ve sonunda hüsrana uğramış…
1964 yılında Mihalıççık ilçesinin Narlı köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köy okulunda tamamladıktan sonra
Mihalıççık’ta bulunan Süleymancıların Kur’un kursunda, yatılı olarak dini eğitim almaya başladı.
1977 yılında Almanya’ya gitti. Alman okulunda liseyi bitirdi ve peyzaj eğitimi aldı.12 yıl çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 1991 yılında kendi firmasını kurdu.
İlçedeki Kur’an kursunda başlayan cemaat ilişkisi Almanya’da da devem etti. Emaatte üst düzey görevlerde bulundu.
Cemaate hizmet etmek için iki bina satın aldı 5 yıl cami hocalığı yaptı 20 yıl boyunca çocuklara dini eğitim verdi.
Çocuklarının isimleri Süleyman, Hilmi, Tunahan ve Hafıza koydu.
Peki cemaatten nasıl ve neden koptu?
Kitabın son bölümünde şu cümlelere yer veriliyor:
Yaşı ilerledikçe eşiyle birlikte birçok çelişki görmeye başladılar. Görevlendirildiği bir fabrikada domuz etinden sucuk yapıp
Müslümanlara satmaları ve bunu silsile ile üstteki hocalara iletmesi durumunda tamamının bundan haberdar olup kendisine susmasını tehditle telkin etmeleri, daha sonra cemaat yasağı konması ile bu teşkilatın gayri müslim bir yapıca idare edildiğine dair şüpheler oluştu. Para düşkünlüğü, liyakatsız hoca atamaları gibi nedenlerle cemaati sorguladılar ve eşiyle
birlikte zihninde büyük bir dönüşüm oluşturdu…
Işın’ın kitabını şunun için yazıyorum. Son dönemde tarikatlar cemaatler yine gündemimizde. İşte Zekayi Işın samimi bir Müslüman olarak, bu tarikata yıllarını vermiş. Hayal kırıklığı ve hüsrana uğramış.
Zekayi Işın’ın kitabından bazı bölümleri aktarıyorum ki olay daha iyi anlaşılsın.
-
Bu dini yapılarda rıza yoktur. Sizi köle gibi kullanırlar. Son nefesinize kadar birileri size bol bol emirler yağdırır. ‘Bunlar çok şey biliyordur' deyip her sözlerini emir bilip uygulamaya çalışırsınız. Şu sözleri kulağımda çınlıyor: ‘Sizin başınıza çöp dahi koysak ona itaat edeceksiniz…'
-Paranı, aileni, çocuğunu, iş
hayatını, yaşama biçimini, tatil planlarını her şeyini bağlı olduğun hocaya danışmak zorundasın…
-Müslüman olarak bu olayları yaşadım, gördüm.
Keşke böyle olmasaydı diyorum. Maalesef bunları yaşadım ve bu kitabı yazmak zorunda kaldım. Birçok insan gibi umursamayıp, tembelliğe kaçarak, ‘Allah'tan bulsunlar' diyebilirdim. Vicdanen birilerinin bunları bilme hakkının olduğunu düşündüm…
FATMA GİRİK’İN VASİYETİ!
Türk sinemasının 4 yapraklı yoncasından biriydi, Fatma Girik…
Ölüm haberi sevenlerini yasa boğdu!
Ölümünden günler önce Posta gazetesinden Alev Gürsoy, kendisiyle bir röportaj yapmıştı:
Girik “ölümle ilgili” şöyle konuşuyor:
-Öleceğim diye ödüm kopuyor. Çünkü arkamda bana ihtiyacı olan kişileri bırakmış olacağım. Mesela annemden önce ölmek istemem. Ne yapacak bensiz? Ki yaşı da çok ilerlerde. Kızım var, Ahu, benden başka kimsesi yok ama öleceğim sonuçta.
Allah sıralı ölüm versin herkese…
Ve Girik’e “erhangi bir vasiyetiniz var mı?” sorusunu da yanıtlıyor:
-Öldüğümde arkamdan kötü konuşmasınlar bana yeter! Kimsenin canını yakmadım, kimseye kötülük yapmadım, kul hakkı yemedim, kimseyi hor görmedim, kimseye şımarıklık ya da güç gösterisi yapmadım.
En önem verdiğim şey bu. İyi insan olmak, dünyadaki her şeyden daha zordur. Sanatımın da hakkını verdim. Halkın sanatçısı oldum.
…/…
Büyük bir sanatçıydı…
Bir kuşak onun filmleriyle büyüdü mekanı cennet olsun!
KİŞİYE ÖZEL ENFLASYON YAPILSIN!
Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer, enflasyon ile ilgili şöyle bir tahmin yapıyor:
-Hissedilen enflasyon, bütün dünyada farklı bir kavramdır. İnsanlar hep kendi hissettikleri enflasyonu en son aldığı ve daha sık tükettiği ürünlere bakıyor. Enflasyonda iki tane ölçü var.
Ya enflasyona odaklanırsınız ya da eşya maliyetine odaklanırsınız. Biz enflasyonu ölçüyoruz. Halkın enflasyonu kişiden kişiye değişir.
…/…
O zaman enfyasyonu şöyle hesaplamam gerekir.
En üsttekilerin enflasyonu…
En alttakilerin enflasyonu…
Böylesi daha kolay ve daha adil olur!
GÜNÜN SÖZÜ!
Özen gösterilen dış görünüş cilalanıyor, dışarıdan bakıldığında herkes kusursuz. Oysa vicdanlarının derinliklerinde lağımlar, çirkef kuyuları var. Bu döneme şu nitelemeyi bahşediyorum: "Kirli temizlik".
Victor Hugo / Sefiller
GÜNÜN KARİKATÜRÜ