Bir dolarlık korteksler!

5 Ağustos 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaklaşık on gündür Fethullahçıların tezgâhlarını dile getirdik...
Çok tepki aldık.
Hatta en yakın arkadaşlarımızdan!
"Tele-Kulak 0perasyonu"nun tamamen bir "Fethullahçı kumpası" olduğunu yazdık...
……..
Yukarıdaki satırlar "Dokuzuncu Sütun" adlı ilk kitabımızın 387. sayfasındaki "Fethulahçılar Panikte" başlıklı yazımızdan alıntıydı...
"Geleceği Görmek" başlıklı yazısı ile de Dr. "Reyhan Pütün" diyor ki:
-İnsan beyninin gelişiminin son evrimsel bölümü "neokorteks" dediğimiz dört milimetre kalınlığındaki beyin kabuğudur. "Homo Sapiens" olarak adlandırdığımız "Akıllı insan" iki yüz bin yıl önce ortaya çıkmış ve koteksi geliştiği içinde diğer canlılardan farklılaştırmıştır.
"Korteks" denilen beyin kabuğu geçmişi değerlendirerek, zamanda geleceği kurgulayan özel bir bilinç formudur.
"Bu yapı, bizim doğru kararlar vermemizin en büyük yardımcısıdır."
……..
"Reyhan Hoca"nın yazısı böyle devam edip gidiyor...
Tıp dilini bir yana bırakırsak, özü şu:
"İnsan dışında hiçbir canlı yarını düşünemez..."
Ve de şöyle noktalıyor:
-Özellikle gözaltına alınıp tutuklanan gazetecilere bakıyorum da, onlar adına üzülüyorum. 15 Temmuz'a kadar bu örgütsel yapının ve başındaki adamın gerçek yüzünü göremediklerini söylüyorlar. Cumhurbaşkanı gibi "yanıldık" diyorlar...
"Onca okumuş insan ve dahi general olmuş insan, ilkokul diploması şüpheli bir emekli imamın peşine nasıl takılır da bu durumlara düşer, insanın aklı almıyor!"
……..
Demek, sizin "Tıp Bilimi"nde de noksanlıklar var Hocam!
Herkesin "Korteksi" tam çalışmıyor!
Örneğin, "Tayyip Bey"in daha adı bile ortalıkta yokken, bu satırların yazarı "Fethullah’ın kumpası"nı dile getirmiş...
"Kortekse" bakın be!
"Yarını değil, 25 yıl sonrasını görmüş!"
Onlar adına da üzülüyoruz tabii!
Pensilvanya’dan "bir dolara" alınan...
"Korteksler bu kadar çalışır işte!"
*************************************
Günün Şiiri
Bizim deniz
Sen bizim denizimizsin, bizdensin
Kimi gün sarışın, kimi gün kumral
Atılır toprağı kemirirsin
Yeryüzü senin için bir yemiş
Durmaz akınların ne gündüz, ne gece
Yahut kayalar kıyılarında paramparça
Sen bizim denizimizsin, bizdensin
İnanılmaz rengine, güvenilmez bakışına
Akdenizsin, Karadenizsin, Kızıldenizsin
Alır gidersin yalıları sel sel
İşte dişlerin de bembeyaz...
                                      Selahattin Batu (Varlık-1951)
------------------
Foto: Ayşe Arman  Ömür Gedik (ekte)
Foto: Canan Güllü (ekte)
 
İntikamcı adalet anlayışı!..
"Tecavüzcüye kimyasal hadım" resmi gazetede yayımlandı. Ortalık karıştı tabii.
Erkekler hopladı!
Ancak, olayın kesmek koparmak değil, cinsel isteği azaltıcı tıbbi müdahale olduğunu anlayınca sustular.
Bu arada bazı yazarlar da aynı cezanın "hayvan tecavüzcüleri"ne de uygulanmasını istediler.
Başta "Ece Bilgin" ve "Ömür Gedik" bunu savundular…
Ömür Hanım soruyor:
"Hayvana yapan insana da yapar kaygısı bir yana, zavallı masum bir hayvana bu işkenceyi yapan insan kılıklı canavarların da cezalandırılması gerekmiyor mu?"
Bu arada "kimyasal hadım" yöntemi de tartışılmaya devam ediyor.
Avukat "Ceren Şarman", cezanın bazı ülkelerde de uygulandığını belirtiyor ve bu ülkelerde cinsel istismar suçlarında azalma olduğunu dile getiriyor.
Son olarak da "Ayşe Arman", Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı "Canan Güllü"nün görüşlerine yer veriyor.
Canan Hanım, "kimyasal hadım"ı bir cümle ile yorumluyor:
"Okumayı öğrenmeden roman okumaya yeltenmek..."
Ve de diyor ki:
“İntikamcı adalet anlayışından hayır gelmez!”
-Cezalar yeterince uygulansa, gereksiz indirimler yapılmasa daha doğru olur.
En kısa çözüm "Zihniyet değişimi..."
En küçük yaştan 'itibaren kadını, eşit birey olarak algılatacaksınız. Bunun adına "toplumsal
cinsel eşitliği" deniyor. Gece 3’te sokağa çıkarsam bu, "gelin bana tecavüz edin değil"dir diyen
cümleleri beyinlere yerleştirelim...
--------------------
Uçan Kuş'tan
Bu akşam kafayı çekecem abi!
 İzinler açıldı…
"Uçmak serbestmiş!"
------------------------------
Kıssa-dan
Devlet, kinle, öfkeyle, önyargıyla yönetilmez. Girişimde bulananlar, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır...
                                                           Emre Kongar
------------------------
Gerilim
Orduyu dayak arsızı etmeyin! Unutmayalım ki, o ordu bize lazım, dayak arsızı edilmiş, sinmiş, pusmuş bir ordu, başta kendi olmak üzere hiçbir şeyi savunamaz.
                                                                                                Ali Sirmen
--------------------
Günün Sözü
Sağlıklı bir toplum için orduyu siyasetten çekmek, ne kadar demokrasinin önkoşulu ise siyaseti ordudan çekmek de o kadar demokrasinin önkoşuludur.
---------------------------
Günün sorusu
Orduda, poliste, adliyede, siyasal partilerde, medyada, iş çevrelerinde, üniversitelerde, okullarda bir örümcek ağı gibi 1971’den beri nasıl "sistemli ve örgütlü" bir biçimde sızabilmişler?
                                                                                                                             Erol Manisalı
----------------------------
Günün Balı
Becerikli, kimsenin vuramadığı hedefi vurur. Dahi, kimsenin göremediği hedefi!
                                                                                                             Arthur Schopenhauer
-----------------------------------
Özdeyiş
Umudunu kaybettin mi, sen de kaybettin demektir...
                                                                                    Hanri Benazus
 -----------------------------------
İkram soruları!
Bugün herkesin aklına sık sık sorular düşüyor.
Örneğin…
-Cemaat'le dün kanka olup, onunla birlikte orduda, yargıda büyük tasfiyeler yapan...
-Bugün ise aynı Cemaat'e karşı kıyasıya mücadele veren iktidar mensuplarına soru:
Daha birkaç yıl önce... Yurtsever, Atatürkçü subayları o sıralar kankanız ve suç ortağınız Cemaat'in kumpaslarıyla TSK'dan tasfiye edip boşalan yerlere Cemaatçi subaylarını getirmeseydiniz...
“TSK'nın kritik noktalarını onlara ikram etmeseydiniz...”
Dahası, 17-25 Aralık sürecinden sonra da TSK'daki Cemaatçi yapılanma karşısında üç maymunları oynamasaydınız...
"15 Temmuz darbe girişimi yine de olur muydu?"
Cemaat, böyle bir şeye yine de cesaret edebilir miydi?
-----------------------
Yakında dul kalacak kadın
Kadının biri kasabalarında kurulan panayırda şöhretini duyduğu falcının çadırına girmiş.
Falcı, karanlık ve dumanlı bir ortamda önündeki ışıklı kristal küreye bakarak gelecek hakkında kendisine gelen mistik haberleri iletmeye başlamış...
"Bunu söylemem kolay değil ama sözü dolandırmayacağım" demiş üzgün bir ifade ile:
"Dul kalmaya hazırlan evladım. Kocan bu sene feci bir şekilde ölecek!"
Kadın, titreyerek yanan mum ışığında hafif ürperip, falcının yüzüne bakmış, kendine gelebilmek için birkaç defa derin nefes alıp vermiş...
Bir süre sonra da, heyecandan kuruyan genzini temizleyerek "Bir şey sorabilir miyim?" demiş.
Falcı "Evet... Tabii sorabilirsin" deyince de kadın fısıldayarak sormuş:
"Beraat edebilecek miyim?"
--------------------------------------
Ya kötü haber?
Memurun biri ciddi bir kaza geçirmiş. İki gün komada kalmış. Gözünü açınca "Geçmiş olsun" demiş doktor:
"Size bir iyi bir de kötü haberim var. Birincisi artık ömür boyu çalışamayacaksınız."
Memur "peki" demiş:
"Kötü haber neydi?"
-----------------------------------
Günün Olayı
"1 dolar" FETÖ’cü olmanın kanıtı sayılıyor!
Ve düğünlerde havaya saçılan sahte 1 dolar dönemi de böylece kapanmış oluyor!..
                                                                                                                                  Akif Kökçe
----------------------------
Günün Biberi
Askeri kurumları yok etmekte gösterilen özenin binde biri irticayı yok etmekte gösterilse bugün darbeyi değil, tatili konuşuyor olacaktık!
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi