Yaşamın İçinden
Bir deney üzerine
Psikoloji dersinde hoca büyükçe bir kafesin tam ortasına erkek bir fare, bir köşesine bir parça kek, diğer köşesine dişi bir fare koymuş.
Erkek fare koşup, keki yemiş.
Hoca bu sefer kafese biraz peynir koymuş.
Erkek fare bu kez koşup, peyniri de yemiş.
Bu durum yiyeceğin her değiştirilmesinde devam etmiş.
Yani, erkek fare dişi fareye değil her seferinde yiyeceğe yönelmiş.
Ardından hoca şöyle demiş:
“ Bakın çocuklar. Bu durum gösteriyor ki, bir erkek için yiyecek, her zaman daha önemlidir. ”
Hocanın bu yorumu üzerine bir erkek öğrenci söz alıp demiş ki:
“Hocam bir kere de de dişi fareyi değiştirsek. ”
Ardından da eklemiş:
“Hocam bakarsınız dişi fare karısı filan olabilir. Karar vermeden yanlış done kullanmayalım. ”
--//--
Erkek öğrencinin yorumunu, hocası nasıl değerlendirdi acaba?
Gülüp geçti mi, yoksa haklı mı buldu?
Gene politikaya getirmek istiyorum sözü.
Bir erkek için her zaman önemli olan yiyecekse, politikacı için her zaman önemli olan nedir?
Kazanmak mı? Bakan olmak mı? Genel başkanına yaranmak mı?
Neye sayarsanız sayınız.
Eskişehir’deki politik havayı ezberledik artık.
AKP ve CHP’den başka siyasi parti yokmuş gibi, “Al gülüm ver gülüm” gidiyorlar.
Önceki gün yazdım:
“Eskişehir’de 12’si sağda, 18’i de solda olmak üzere 30 siyasi parti var.
Seçime giriyorlar, seçmenlerine konuşuyorlar.
Öyleyse iktidarın ve muhalefetin gündemine neden giremiyorlar?
İktidar ve muhalefet partileri, neden yalnız kendilerini konuşup, “peynir ve keke” bakıyorlar?
--//---
Bir takımın teknik direktörü diyor ki,
“Başarı için haydi koçum devri bitti. ”
Ardından da ekliyor:
“Futbolcuya parayı vereceksin. Ne beklediğini anlatacaksın. Çalıştıracaksın. Ondan sonra isteyeceksin.”
Yalnız futbolda değil, yaşamın hangi dalına bakarsanız bakın.
İşin bir de bu yönü var değil mi?
Günlerin getirdiği
AKP’de eskiler ve yeniler
Hamamyolu’nda işyeri olan Şadi Doğruyol politika sahnelerinde uzun süredir görünmüyor. AKP’lilerin eskileri bilir. Şadi Doğruyol, partinin kurucu merkez ilçe başkanıdır. Üstelik çok sevilen bir yapısı vardır. Yalnız bazıları gibi kavgayı, gürültüyü patırtıyı sevmez. Bir dönem seçildiği Odunpazarı belediye meclis üyeliğine bir daha dönemde bunun için aday olmamıştı. Osman Yüksel, AKP’nin kurucu il başkanıydı. Üstelik o dönem de Recep Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerdendi. Milletvekili adaylığını kıl payı kaçıran Yüksel, birinci sıradan İl Genel Meclisi üyesi seçilmişti. Meclis başkanı iken istifa ederek, genel merkezin karşı çıkmasına karşın, il başkanlığına aday olup kazanmış, bir süre sonra “Ya istifa et ya da alırız” ikilemi içinde görevini bırakmıştı. Hemen belirteyim, Osman Yüksel de Şadi Doğruyol gibi, temayül yoklamalarında en yüksek oyu alan isimdi. Eskiler listemde daha pek çok isim var. Ancak yazımı kapatmadan, sevgili Ayhan Arslan’ın da kulağını çınlatayım istedim. Hani “Bir zamanlar kartaldı” diye bir söz vardır ya. Ayhan Arslan da AKP’de öyleydi. İşine bakan, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan Arslan başkaları gibi öne atlamayı da sevmiyor ki arada bir görüşmelerimizde gülerek “İşime bakıyorum” deyip geçiyor. Hasan Tuç, A. Fert Dökmeci, Türkan Polatoğlu ve Ayşe Alışkan’ı da alacaktım köşeme olmadı. Bir dahaki sefere onların da kulağını çınlatır hatırlarını sorarım. Ne yapıyorlar? Bundan sonra neler yapacaklar?
Hız kesen tümsekler, yol kesiyor
Sakarya ve Muttalip Caddeleri en çok gelip geçtiğim yerler. Onun içinde köşemde okurların da ısrarı ile bu caddelerde yaşanan trafik olaylarını yazıyor, ilgilileri uyarmaya çalışıyorum. Hemen belirteyim, Sakarya Caddesi sıkı bir denetime tabi tutulduğu için daha önceki sıkışık durumdan kurtulmuş. Okurlarımız “Trafik ekipleri denetim yapıyor. Onun için de cadde kısmen rahatladı” diyorlar. Yalnız Seylap Caddesi’ndeki “hız kesici” tümseklerden fazla yakınma gelmeye başladı. Seylap Caddesi’nde iki taraflı park yasağının yanı sıra, özellikle minibüs dolmuşlarının “indir-bindir”lerinin trafik akışını aksattığını belirten okurlarımız “Durak yok. İsteyen istediği yerde arabasını durdurup yolcusunu alıyor. Bu duruma bir çözüm bulunamayacak mı? ”diyorlar. Vatandaşların en çok yakındıkları konulardan biri de “tümsekler”. İşareti ve varlığı belli olmayan bu tümsekler için bir vatandaş “Hız değil, yol kesmek için yapılmışlar gibi. Özellikle geceleri hiç belli olmadığı için arabalar inip kalkıyorlar. Buna bir çare bulunmalı artık” diye konuşuyorlar. Gerçekten birkaç kez yazdık. Kim yapacaksa tümseklere bir çare bulsun artık.
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)