Bu hafta edebiyatımızın önemli romanlarından Ahmet Midhat Efendinin yeni bir yöntem geliştirerek yazdığı ve edebiyatseverlerin hayranlıkla okuduğu roman “Müşahedat” ile yazıma devam ediyorum.
Bu hafta edebiyatımızın önemli romanlarından Ahmet Midhat Efendinin yeni bir yöntem geliştirerek yazdığı ve edebiyatseverlerin hayranlıkla okuduğu roman “Müşahedat” ile yazıma devam ediyorum. Modern hikâye ve modern romanlarımızın ilk örneklerini gördüğümüz Ahmet Midhat Efendi’nin en ilginç eseridir. İlk olarak 1890 yılında kaleme alınan roman teknik olarak gerçekten ilginç yönleri olan hatta yazıldığı dönemde dünyada dahi örnekleri görülmeyen bir tarzdadır. Ahmet Midhat Efendi daha o dönemde bizlere postmodern bir roman sunuyor da diyebiliriz. Hatta bu tür sonrasında bir akımı da beraberine doğuruyor. Roman işlediği konu bakımından da Tazimat döneminin en sık işlediği konulardan birine değiniyor “yanlış Batılılaşma” problemi. Gelin biraz da içeriğine göz atalım.
YAZARDA ROMAN KİŞİLERİNEN BİR
Hepimiz ara ara yolda yürürken ya da bir otobüste çevremizdekilerin konuştuklarına istemeden de olsa kulak misafiri oluruz. Ahmet Midhat Efendi’nin de bir gün Beykoz’daki evinden işine gitmek için her gün bindiği Şirket-i Hayriye vapurunda şahit olduğu bir konuşma, zaten yazmayı uzun zamandır düşündüğü romanın başlangıcına vesile olur. Vapurdaki konuşma sonrasında da kişilerle bağlantıya geçerek onların hayat hikayelerinden roman yazmaya başlar Ahmet Midhat. Hatta zaman zaman yazdığı hikayeyi de kahramanlarına okur ve kahramanların müdahalesiyle romanına şekil verir. Dolayısıyla romanda okuyucular da metinin oluşumunda katkıda bulunurlar. Yazarın da ara ara kendi adıyla romana dahil olması bu romanı farklı kılan detaylardan biri.
“Romancılık! Yirmi yıldır uğraştığım sanatım. Sadece eserlerimi bütünüyle okuyan birisi, çok roman okumuş sayılır. Ben yazdığımın belki otuz katını okudum. Eserlerimin sayfalarında anlatıp yazmış olduğum hayallerin belki üç yüz katını planlamışım da yazarken sırasını getirerek tasvir edememişim"
Özetle...
Dönemini oldukça ayrıntılı bir gözlemle eserlerine ilginç teknikler kullanarak yansıtan Ahmet Midhat’ın bu eserini okumak gerçekten oldukça kıymetliydi benim için. Ayrıca romanda farklı kesimden insanları tanımak, onların hayat hikayelerine tanık olurken dönemi tanımak ve sonrasında dönemin sorunlarından haberdar olmak üstelik tüm bunları yeni, denenmemiş tekniklerle okumak oldukça etkileyiciydi. Türk romancılığının ilk yıllarında dünyada denenmemiş bir şekilde yazım tekniği olan ve eşi benzeri olmayan bu kitabı döneminin diliyle yazılmış fakat yanlarında günümüz Türkçesi açıklaması olan Özgür yayınlarından okumanızı şiddetle tavsiye diyorum.