Arif Anbar yazdı
Alpu Belediye Başkanı Rafet Demirtaş’ın, Eskişehir’e kurulması düşünülen kömürlü termik santral ile ilgili söyledikleri gündemdeki yerini koruyor.
Demirtaş’ın açıklamalarına son olarak tepki gösteren isim Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç oldu.
Ne demişti Ataç?
Hatırlayalım…
“Alpu belediye başkanı bir turistik tesisi tanıtır gibi termik santralin reklamını yapmış. Arkadaş demek ki sen hiçbir şey bilmiyorsun. Bilmiyorsan hiç olmazsa sus da insanlara yanlış bilgiler verme.”
*
Şimdi de ilçe halkının Alpu’yu emanet ettiği Başkan Demirtaş’ın yaptığı, şaka gibi o açıklamalarını hatırlayalım…
“Burada seracılık olacak. Buradan çıkan suyu seralara verecekler. Sadece fabrikada binlerce insan çalışmayacak. Aynı zamanda binlerce insan seracılık yapacak. Hava sıcaklığı burada artık eksi 1’in altına düşmeyecek. Ilıman bir havaya kavuşacağız. Don olmayacak. Herkes su gibi para kazanacak. Antalya’daki seralarda nasıl çiçek yetiştiriliyorsa burada da çiçek yetiştirilecek. Alpu’dan göçü engelleyecek. İnsanlar artık Alpu’da yaşamak için gelecek. Ben termik santrali çok güzel bir meyve ağacına benzetiyorum. Ve dallarından hem şehrimiz için hem de ülkemiz için çok güzel meyveler verecek. Buna çok inanıyorum. Yukarıdaki büyüklerimiz çok güzel bir proje hazırlıyorlar. Ama her şey her yerde söylenmez.”
*
Bu açıklamalar gerçekten şaka gibi değil mi?
Demirtaş hangi akla hizmet böyle bir açıklama yapabiliyor?
Demirtaş’ın yaşadığı bu kafayı ben de yaşamak istiyorum ve kendisine soruyorum: Bu kafanın formülü nedir?
*
Şimdi bakın…
Rafet Demirtaş AKP’li bir belediye başkanı.
Dolayısıyla, hükümetin yapmak istediği herhangi yatırımı desteklemesi kadar doğal bir durum olamaz.
Ancak mantıklı bir biçimde, ayakları yere basan bir şekilde desteklemesi gerekir öyle değil mi?
*
Fakat Demirtaş’ın akla mantığa uymayan, ipe sapa gelmez bu açıklaması, bir parti militanının yaptığı açıklamanın da ötesinde.
Dedim ya farklı bir kafa bu.
Formülü Demirtaş’ta.
Ve o formülü şiddetle istiyoruz.
*
Not 1: Demirtaş’ın açıklamalarını tersten okuyalım ve doğruyu bulmaya çalışalım:
“Burada seracılık olamaz. Buradan çıkan su tarımda kullanılamaz. Zaten termik santral kurulduktan sonra tarım arazisi kalmayacak. Hayvancılık yapılamayacak. İleriye dönük önü alınamaz hastalıklar ortaya çıkacak. Doğurganlık oranı azalacak, sakat doğum oranı ise artacak. Civarda sera etkisi oluşacak. Yani iklim değişecek. Böylelikle bölgede bugüne kadar rastlanmayan yıkıcı doğa olaylarıyla karşılaşılabilecek. Alpu’da fabrika işçileri dışında hiç kimse yaşamayacak. Alpu, ölü bir şehir halini alacak.”
Not 2: Rafet Demirtaş, Alpulu yurttaşlarımız tarafından seçilmiş bir zat. Dolayısıyla hem Alpu’ya hem de Alpululara hizmet etmek için söz vermiş, sorumluluk almış bir isim. Ancak Demirtaş’ın şuursuzca yaptığı bu açıklamaları, halkı yanıltmaya dönük olduğu kadar, aldığı sorumluluğu hiçe sayan, Eskişehir’in geleceğini hiçbir biçimde düşünmediğini tescilleyen, “önce ülkem ve Eskişehir” anlayışından ziyade “önce partim” anlayışında olduğunu ispatlayan bir açıklamadır.