Dem Dem takılmadı Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı İşitme Engelliler yaşa takılıyor Birbirlerini tebrik ettiler Heyecanlı maça ilgi vardı Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği… Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller… Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler… Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı… Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor… Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme … Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar… Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo… Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği! Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Bir başka yüz!..

11 Şubat 2014 09:10

Görüşler

Bir başka yüz!..

"Halkın Gündemi" köşesinde "Emine Girgin" soruyor:

"Yüz nakli yaptırmak zorunda kalsaydınız kimin yüzünü isterdiniz?"

İlginç yanıtlar almış...

50 yaşındaki kadın, "Emel Sayın"ın yüzünü İsterdim" diyor...

52 yaşındaki erkek işçi de, " Hanımla Sibel Can’ı çok severiz, onu isterdim" karşılığını veriyor...

Kendi yüzünü tercih edenlerin yanında, nakil yapmak istemeyenler de olmuş...

………..

Peki, yaşadığımız günlerde yüz değişikliği isteyen başka kimler olabilir ki?

"Neyzen Tevfik", Aksaraylı Hamdi'nin gazinosunda bir yandan demlenir, bir yandan ney çalarken bir boyacı çocuk yanına yaklaşır:

"Boyayayım mı amca?"

Neyzen yerinden kalkar, para çıkarıp çocuğa verdikten sonra yere sırtüstü uzanır:

"Gel, yüzümü boya..."

Yüzü boyanınca, Kadıköy’deki bir başka meyhaneye , Papazın Bağı'na gider. Burada "Ahmet Rasim" onu görünce "Bu ne hal Neyzen?" der :

"Kuşdili Taytorusu'nda Arabın İntikamı’ndaki Othello'yu mu oynadın?"

Neyzen Güler :

"Merhamet insanın yüzünü bazen kara çıkarır."

Boyacıya acıdığını söyleyip olayı tümüyle anlattıktan sonra ekler:

"Kainata bir de bu heybette görüneyim dedim. Allah’a şükür ki böyle bir yüz karam oldu. Ya çıkmazına boyansaydım!."

………….

Güzel bir gündem yaratmış "Emine Girgin..." Herkesin gönlünde yatan bir başka yüz olabilir...

Boyalı da…

Yeter ki..

“Çıkmazından olmasın!..”

Tramvay ve 65 yaş üstü

Başbakan geçen Şubat ayında açıklamıştı:

"65 yaş üstü vatandaşlara şehir içi ulaşım ücretsiz olacak..."

Ayrıca demir ve deniz yollarında yüzde 50 indirin uygulanacaktı. Ama ilgili yönetmelik bir türlü hazırlanmadı!

Eskişehir'de Bilem çalışanları, bu konuda zorlu günler yaşadılar. 65 yaş üstü vatandaşlar "Başbakan söyledi neden uygulamıyorsunuz?" diye bastılar feryadı.

Nihayet görevli Aile Bakanlığı geçen yılın sonunda, "Uygulama 1 Ocakla başlıyor" müjdesini verdi.

Ocak ayı bitti, uygulama başlamadı…

Hitler’in yalancısı

Dr. "Goebbels"in "Hitler"in Propaganda bakanı ve yalan makinesi olduğu bilinir...

Goebbels'in bugün de geçerli olan önerilerinden bazıları şunlardı:

"İnsanların beyin tembelliğine dayanarak hareket edin...

-Yalan söyleyin, mutlaka inanan olacaktır.

"Bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, halk o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser..."

-Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur.

" Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır..."

-Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.

"Asla kabahat ve suç üstlenmeyin..."

İtalya'dan bir kart geldi

Evli doktor, bölümündeki hemşireyle kısa zamanda ilişki kurar ve sonunda kadın hamile kalır. Doktor çocuğu aldırmak ister ama hemşire karşı çıkar. Bunun üzerine de "Git İtalya’da doğur" der ve ekler:

"Bana bir kart atıp üzerine spagetti yaz, doğurduğunu anlarım…"

Bir ay sonra doktorun hanımı evden telefon eder:

"Sana İtalya'dan bir kart geldi. Üzerinde tuhaf yazılar var."

Doktor, "Bir köşeye koy gelince bakarım” der ve kapatır telefonu... Eve gidince de hemen bulur kartı. Kartta şöyle bir yazı yardır:

"Spagetti. Spagetti... Biri sosisli, biri sade!"

Aaaa! Tamamen iftira!

Yurt dışında yaşayan Temel’e arkadaşları."Karın sen yokken kilisenin papazı ile aldatıyor" demişler. Çok sinirlenen Temel eve gidince karısına sormuş. "Aaaa! Tamamen iftira!" demiş kadın:

"Ne papazı tanırım ne de kilisenin yolunu bilirim. Aziz Nikolas çarpsın ki öyle bir şey yok!"

"Taşeronluğu kaldıracağım"

Türkiye'de taşeronluk Özal döneminde çıkmıştı. Halen devam ediyor. Bu sistemin nasıl işlediği ortada. Özellikle de özel sektördeki fabrikalarda... İşçiler geçici çalıştırılıyor.

“6 ve 11 aylıklarla...”

Tazminat hakları doğmasın diye 12 ay yapmıyorlar. Yıllarca da asgari ücretle çalıştırılıyorlar...

Ama bugün sadece özel sektörde değil, belediyeler, hastaneler ve daha nice kurumlar "taşeron sistemi"ni işletiyor.

12 Eylül'ün gerçek amacı olan işçinin, memurun, emeklinin, köylünün, küçük esnafın pastadan payının düşürülmesi işlemi aynen devam ediyor...

CHP Genel Başkanı "Kemal Kılıçdaroğlu", daha ilk konuşmasında söz vermişti:

"Taşeronluğu kaldıracağım..."

Milletvekili "Kazım Kurt" da Odunpazarı Belediye Başkanı adayı olunca aynı sözü verdi…

"Çok zor, engellenir" diyenler oldu…

Kazım'a sorduk, yanıtı açık:

"CHP'nin temel amaçlarından biridir bu taşeronluk konusu... Genel Başkanımız söz vermişti, aynısını ben de verdim ve başkan olursam gerçekleştireceğim…”

Gerçekten de, 6 ay dolmasın diye taşeron işçileri yarına güvenle bakamıyor. Yarı aç, yarı tok çalıştırılıyorlar.

Bakalım gelecek neyi gösterecek?

Günün Şiiri

Kelebekler

Uçuşan kırpıntıları menekşe yağranının

Kelebekler havaların sarhoş yaratıkları

Yazdıkları baygınlığın uzayan öyküsüdür

Majüskülle süsleyerek imza attıkları

Onlardır sessizliğin yüreği

Konarlar çiçeklerin ağızlarına

Yaşamayı tutan baharın altın direği

Benzerler açılıp kapanan naz-oyuncaklarına