Kadın cazibeli, çekici ve şuh…
Saçı başı oynak, sürekli sağa sola davetkâr bakışlar gönderen tiplerden…
Daha önce birkaç kez evlenmiş ama bu evlilikleri yürütememiş. Eşleri tarafından sürekli kovulmuş…
Ve son izdivacını da hasbelkader, Anadolu’ nun bozkırında yaşayan onurlu bir delikanlı ile yapmış…
Hiçbir evliliği sağlıklı yürütememesine rağmen Anadolu delikanlısı buna kucak açmış. Belki birlikte uzun yıllar mutlu olabiliriz diye düşünmüş…
İlk günlerde her şey güzel gidiyormuş…
Üstelik delikanlı büyük özveriyle eşine refah düzeyi yüksek bir yaşam sunmaya çalışıyormuş…
Fakat Anadolu’ nun bozkırındaki bu mütevazı hayat zamanla kadını sıkmaya başlamış…
Gözü daha daha yükseklerde olan şuh kadın eşiyle birlikte gittiği bir sayfiye yöresinde bir akşam yemeğinde yakışıklı, karizmatik ve gizemli güçleri olan orta yaşta İstanbullu bir işadamıyla tanışmış…
Karısına fazla iltifat edilmesine bozulan koca, böyle gecelerde pistlere fındık fıstık atmasıyla ünlendiği için o gece bir skandala meydan vermemek adına bu yakınlığı sineye çekmek zorunda kalmış…
Karı koca bu kısa tatildeki nahoş olayı unutup rutin hayatlarına dönmüşler…
Ancak yaşadığı hayattan kısa sürede bıkan egosu yüksek kadın dürtülerine hâkim olamayarak İstanbullu işadamı ile gizliden gizliye görüşmeye başlamış…
Ve bir gün hala kocasının nikâhı altında olmasına rağmen İşadamının davetini çevirmeyerek valizini toplamış ve uçağa atladığı gibi soluğu İstanbul’ da almış.
Nihayet rüyaları gerçekleşiyormuş…
Başlamışlar birlikte kuracakları yeni yuvanın planlarını yapmaya…
Ancak İstanbullu zengin işadamı öyle ele avuca sığacak biri değilmiş…
Daha önceleri de Alman, Brezilyalı ve Türk eşleri de olmasına rağmen asabi ve huysuz mizacı olduğu için izdivaçları uzun soluklu olmuyormuş…
Kadın zengin işadamının hemen herkesle kavgalı olduğunu bilmesine, üstelik Anadolu’ da ki başka bir delikanlının nikâhı altında olmasına rağmen etik olmayan bu izdivacı kayıtsız şartsız kabul etmiş…
İşadamı son kararını vermeden önce başka kadınlarla da görüşüyor sırayla mülakata çekip değerlendiriyormuş…
Anadolulu mütevazı koca ise tevekkül içersinde, “ben sorun çıkarmam siz yeter ki evlenin” diyerek boşanmadan gelecek üç beş kuruşun hayaliyle kaderine razı olmuş…
Ne var ki zengin işadamı henüz adaylar arasında bir tercih yapmamış…
Şimdi İstanbul’ un bütün elit çevreleri nefesini tutmuş bu kararı bekliyormuş…
Şayet bu izdivaç, öykümüzün kahramanı olan şuh ve oynak kadınla gerçekleşirse “onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine” diyerek mutluluklar dileyeceğiz…
Efendim malumunuz, bir futbol sezonu daha geride kaldı. Konu bulmakta ve yazmakta epey zorlanıyoruz…
Ben de bir kez olsun şöyle futbolun dışında, günlük hayatta sıkça rastlanan, ahlaki boyutları şık olmasa da bir “Love Story” yazayım istedim...
Bilmem becerebildim mi?