İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Fercan Yavuz, temsil ettiği makamın verdiği sorumluluk gereği zaman zaman yaptığı açıklamalarla, çeşitli vesileler ile gittiği yerlerde yaptığı konuşmalarla özellikle şehrimizin yerel yöneticilerini uyarır, onlara mesajlar verir.
Söyledikleri öyle yabana atılacak sözler değil. Bırakın İMO Başkanlığını veya İnşaat Mühendisliğini. Bir uzman olarak kent insanlarının sağlıklı yapılarda yaşamaları, yarın olası bir depremde yaşadıkları binaların altında kalmamaları için gereken önlemlerin alınması için gerekli çalışmaların hemen başlatılması uyarısında bulunuyor. Bugüne kadar ben kendileriyle ES TV stüdyolarında yaptığım üç-dört canlı yayında, gerek söyleşilerde bu kent halkının sağlam binalarda yaşamlarını sürdürebilmeleri için Valilik, Belediyeler, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü göreve davet etti.
RİSKLİ BİNALARIN TESPİTLERİ YAPILDI MI?
Bugüne kadar İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Fercan Yavuz’un yaptığı uyarıların hangisi dikkate alındı? Veya ‘Eskişehir’de 1997 yılından önce yapılan binaların yüzde 94’ünün incelenmesi gerekir. Eskişehir’deki yapıların yarısı kaçak 120 bin riskli bina var. Özellikle 4 kat ve üzerindeki binalar daha riskli’ açıklamasından sonra bu binaların belirlenmesi için çalışma başlatıldı mı?
Ben bu konuda yerel yönetimlerin veya Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın bir çalışma başlattıklarını duymadım. Eğer varsa belediyeler veya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu konuda yaptıkları çalışmaları gönderirlerse bende bilgi sahibi olurum. Eskişehir halkını da bilgilendiririm.
İMO Başkanı Yavuz’unda belirttiği gibi, Van depreminden sonra Sayın Başbakan ‘Biz bu eski yapıları yenileyeceğiz. İktidarı kaybetme pahasını da olsa yenileceğiz’ demesine ciddi ciddi sevindik. Hükümetin bu konuda attığı adım doğru. Ama bu işi nasıl yapacaklar diye de düşünmedik de değil. Kentsel dünüşüm hemen hemen Türkiye’deki her il için gerekli. Bugün Türkiye’deki yaklaşık 19,5 milyon sayıdaki konutların yaklaşık yüzde 98’i deprem riski altındaki bölgelerde. Yüzde 65’i kaçak, iskansız. Yüzde 40’ı 20 yaşından büyük, oturulamaz nitelikte.
ESKİŞEHİR’DEKİ YAPILARIN YARISI KAÇAK
Yavuz,’Eskişehir’deki yapıların yarısı kaçak, bunlar yıkılmaya mahkûm’ diyerek uyarıyor ve şunları da söylüyor:
“Kaçak binaları biz yıkmazsak zaten yarın olası bir depremde bunlar kendiliğinden yıkılacaklar. Eskişehir de değişim, dönüşüm sadece bir gurubun veya bir meslek örgütünün değil tüm kurumların sorumluluğunda olan bir şeydir.”
35 BİN BİNANIN TUVALETİ, 4 BİNİN BANYOSU
100 BİN TANESİNİN MUTFAĞI BİNA DIŞINDA
‘Eskişehir modern şehir oldu’, ‘Yaşanabilirlikte Türkiye’de ikinci sıradayız’ diye öğünüyoruz. Ama madalyonun öbür tarafını görmüyoruz.
2006 veya 2007 yılında TÜVİK’in yaptığı bir araştırmada 190 bin bağımsız bölümden 35 bininin tuvaleti, 100 bin tanesinin mutfağı, 4 bin tanesinin banyosu bina dışında. Böyle bir yere konut denilebilinir mi? Bu insanları sağlıklı konutlarda yaşatmak her hükümetin, her yerel yönetimlerin ve meslek örgütlerinin başlıca işlerinden birisi.
Yarın çok geç olmadan başta merkezi hükümet olarak tüm yerel yönetimler, insanların daha sağlıklı konutlarda yaşaması için gereken önlemleri almalı, yaptırım gücünü kullanmalıdır. Olası bir depremde bu binalar yıkılır insanlarda enkaz altında kalırsa, enkaz altında kalan o insanlar kadar merkezi hükümet ile yerel yönetimlerde sorumlu tutulmalıdır.
KIZILAY’DA İKİNCİ ADAY ÇIKAR MI?
Kızılay Genel Kurulu 16 Şubat Cumartesi günü yapılacak. Bugünkü Başkan Yüksel Girgin, iki dönemden beri başkanlık koltuğunda oturuyor. İlk seçiminde karşısında rakip vardı. Cahit Atışkan ile girdiği yarışı kazandı.
İkinci dönemde ise karşısına rakip çıkmadı. Tek başına girdiği seçimde tatsız tutsuz geçti. Sonucu belliydi çünkü.
16 Şubat’ta da yapılacak seçimlerde de bugüne kadar Kızılay’a Yüksel Girgin’in karşısına rakip çıkmadı. Kulaktan kulağa isimler fısıldanıyor. Ancak bu fısıldanan isimler bugüne kadar bir girişimde bulunmadılar. En azından Kızılay Başkanlığı’na aday olmayı düşündüklerini yakınlarıyla bile paylaşmamışlar.
‘Sen nereden biliyorsun?’ Diye soracaksınız haklı olarak. Ben adaylığı düşünen ancak cesaret edemeyen bir ismin yakınındaki bir kişiden duydum.
Ortalıkta dolaşan iki isim sanıyorum birilerinin veya bir siyasi partinin desteğini bekliyor. Oradan destek gelirse, birde kendi camiası ‘çık arkandayız’ derse çıkmak istiyor.
Aday olacak kişi ve kişilerin önce kendi alt yapısını oluşturması lazımdı. Ondan sonra birilerinden destek istemeli. Demek ki, fısıltı gazetelerinin veya birilerinin yaydığı isimler aday değil.
Yüksel Girgin, bu seçimde de yine kendi kendisinin rakibi olarak seçime girecek. Kendisiyle yarışacak!