Bilgisayardan bilgiseverliğe…

Toplumun her kesimince ne anlama geldiği bilinerek ya da bilinmeden, birilerine atfen sıklıkla kullanılan bir kelimedir, Filozof... Anlamı ise kısaca bilgiseverdir.
Elbette pek çok konuda dünyada, düşünce alanında büyük değişimlere imza atmış filozoflar vardır.
Ama filozof unvanına sahip olmayan her insan da, bilgiyi sevme ve onu arama hakkına sahiptir.
Aslında filozofla aynı anlama gelse de, biz bunlara “bilgiseverler” diyebiliriz…
Ne de olsa sevgi kavramı işin içine girince, daha mütevazı bir seviye kazandırma şansımız oluyor, duruma…
Geçmişten günümüze bilgiseverliğin en önemli göstergesi ise bilinçli bir kitap, dergi ve gazete okuyucusu olmaktır…
Ülkemizin bugünkü koşullarında bile, istenilen oranda bir okuyucu oranına ulaşıldığını söylemek de oldukça zor…
Ama bilgisayar ve benzer özelliklere sahip telefonların kullanımı konusunda oldukça yüksek oranlara sahibiz.
Oysa pek çok amaç için yararlanma imkânı veren bilgisayarlara olan bu ilginin, daha çok bilgiseverlik anlayışını hâkim kılması gerekmez mi?
Bu kadar çok bilgisayar ve benzeri araçları kullanan bir toplumda, bilgiden kaynaklanan fikir zenginliğinin yansımaları görülüyor mu?
Bilgisayarla birlikte insanlar, sadece bilgileri sayabilen değil, o bilgileri içselleştirerek edindiği bilgilerden yeni sonuçlara varan, bu sonuçları ifade etmek için yeni tanımlar ve yeni bilgiler üretebilselerdi, keşke…
Geleceğin toplumlarının bilgi toplumları olacağı gerçeği, tüm ülkeleri dijital toplum oluşturma çabasına itmektedir. Elbette bu gereklidir. Ancak bir toplumu sadece bilgisayarlaştırmak, bilgisever bir toplum yaratmaya yetmiyor, ne yazık ki…
Çünkü her bilgisayar kullanıcısı kadar bilgilidir...