Prof.Dr. Alper Çabuk

Bilgelik

Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı

8 Mayıs 2017 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçtiğimiz hafta içinde, yirmi beş yıllık akademik yaşamımda ilk kez turizm ile ilgili bir kongreye katıldım. Aslında turizm alanı, akademik yaşamımın ilk yıllarında öncelikli çalışma konularından birisiydi. Hem yüksek lisans tezimi turizm alanında yaptım, hem de turizm ile ilgili birçok bilimsel çalışmada araştırmacı olarak yer aldım. Ağırlıklı çalışma konum bu yıllarda turizmde sürdürülebilirlik ve yerel kalkınma ile ilgiliydi. Ancak sonraki yıllarda ilgi alanım, sürdürülebilir kalkınma konularıyla yine ilişkili olmakla birlikte, turizmden uzaklaştı. Bursa’daki “6.Ulusal Kırsal Turizm Kongresi”  ve “Uluslararası Kırsal Turizm ve Kalkınma Kongresi” birleştirilmiş olarak Peyzaj Mimarlığı Bölümü’ndeki meslektaşlarım tarafından organize ediliyor olunca, diğer yandan turizm konusunda son yıllarda yaptığımız bilimsel çalışmalarda yeterli bulgulara erişmiş olmamız nedeniyle, bu kongreye katılmadan edemedim.
 
Amacı, “kırsal turizm konularında yapılan ulusal ve uluslararası çalışmaları paylaşmak, bilgi alışverişinde bulunmak, kırsal turizmi tanıtmak, geliştirmek, kırsal alanlardaki doğal ve kültürel mirasımızı korumak ve buna bağlı olarak da kırsal kalkınmaya katkı sağlamak” olan kongreye katılım ve ilgi oldukça fazlaydı. Kongrede hepsi birbirinden ilginç ve önemli, yüzün üzerinde tebliğ sunuldu. Bu kapsamda ben de Anadolu Üniversitemiz tarafından desteklenmekte olan bir bilimsel araştırma projesi kapsamında hazırlamış olduğumuz “İzmir Karaburun Bölgesinin Agroturizm Fırsatları Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı bildiriyi sundum. Sunumuma daha önce de bu köşeden paylaştığım “Bilge Hekim” anekdotu ile başladım.
…………………
“Zamanında birinde, uzaklarda bir ülkede bir bilge adam yaşarmış. Günün birinde bilge adama sormuşlar, bu ülkede yaşayan en iyi hekim kim diye. Bilge adam biraz düşünmüş, şu dağın ardında bir hekim yaşar, hasta insanlar ona gider, o, o hastalara ilaçlar, tedavi yöntemleri önerir, hastalar o ilaçları içer, tedavi önerilerini uygularlar, iyi olurlar demiş. Etrafında toplanan kalabalık hemen atılmış, o halde bu ülkede yaşayan en bilge hekim, bu adam demek ki. Bilge adam kalabalığa dönmüş, yok aslında o değil. Daha ilerideki dağın ardında bir hekim yaşar. Bu hekim hasta olacak insanları önceden anlar, onlara hasta olmadan tedavi yöntemleri önerir, insanlar o hekimin öneriyle hasta olmaktan kurtulurlar demiş. İnsanlar bunun üzerine hayretle, tamam o zaman, bu ülkedeki en bilge hekim, bu dediğin hekimdir demiş. Bilge adam yine kalabalığa, yok aslında o da değil, daha da ilerideki dağın ardında bir başka hekim yaşar, o insanlara hasta olmamayı öğretir. İşte bu ülkedeki en bilge hekim o hekimdir demiş.”
…………………
 
Bu anekdotu anlatarak sunuma başlamamın sebebi, benim turizmle ilgili çalışmalara başladığım 1990’lı yılların başında gerçek bilge hekimler vardı. Daha ne hasta, ne de hastalık vardı, hasta olmamanın yollarını öğretmeye çalışan türden bilgelerdi bu kişiler. Bu bilgeler, yıllardır ülkemizdeki turizm gelişiminin yanlış yönde ilerlediğini, bu gelişimin sürdürülebilir olmadığını ifade ediyorlardı. Kimse onları dinlemedi. Sonraki yıllarda 2000’li yıllarında başında, artık hasta olmamanın yollarını öğretme devri için çok geçti ve birçok bilge bu sefer hasta olunacağını anlamış olarak, hasta olmadan atlatmak için tedavi yöntemleri önermeye başlamıştı. Yine kimse kulak asmadı. 2010’lu yıllara geldiğimizde artık ülkemizdeki turizm sektörü çok hasta olmaya başladı ve bugün günümüzde hastalık tüm bünyeyi sardı. Artık turizm sektörünün bilge hekimlerin önerdiği tedavi yöntemlerini dinlememe lüksü yok, zira bu hastalık tedaviye başlansa bile öyle kolay atlatılacak türden değil. Rakamlarla ifade etmek gerekirse, dünyanın önemli turizm destinasyonlarından olan İstanbul’da bile son birkaç yılda gecelik konaklama fiyatları önemli ölçüde düşerken, gelen turist sayısında ve doluluk oranlarında bir artış olmadığı gibi, ciddi miktarda düşüş yaşanıyor. Turizm yıllardır yanlış yoldan gidiyor ve bunun sonuçları bugün yaşanıyor. Bu bir kırılma noktası; ya doğru stratejiler üretilecek ve turizm bu anlamda günü kurtarmaya değil, uzun vadede sürdürülebilir şekilde gelişmeye odaklanacak, ya da ülkemizde turizmde yaşanan bu büyük fırtınalar hiç dinmeyecek, daha da şiddetlenecek. Bu bağlamda yıllardır bilge hekimlerin söylediği tedavi yöntemlerinden turizmin çeşitlendirilmesi, yılın 12 ayına yayılmasını sağlayacak alternatiflerin ortaya konması, turizmde yerel kalkınma ve kırsal kalkınmanın öncelikli konu olarak ele alınması, niteliksiz bir turizm yapılaşması ve sektörel gelişim sunan kitle turizmi yerine,yerel doğal ve kültürel karakterlerin ön plana çıkarılacağı, çevre duyarlı alternatif turizm çeşitlerinin desteklenmesi gerekmektedir.
 
Turizmde gün artık bilge hekimlerin önerilerini dinleme günüdür.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi