2019 – 20 sezonuna kendi sahamızda ve muhteşem taraftarımızın önünde iyi bir başlangıç yapamadık
2019 – 20 sezonuna kendi sahamızda ve muhteşem taraftarımızın önünde iyi bir başlangıç yapamadık. Maçtan önce fazla tanımadığımız Keçiören'in iyi bir performans sergileyeceğine çok azımız inanıyordu. Fakat 1'inci ligin yeni temsilcisi, gayet güzel bir futbol sergiledi. Öncelikle kendilerini tebrik ederiz. Özellikle deplasmlanlarda can yakacak bir takım kurmuşlar. Küme düşme korkusu yaşayacaklarını zannetmiyorum. Tabii Keçiörenli futbolculara ilerleyen maçlarda aynı sert futbolu oynamalarını tavsiye etmem. Zira her zaman Mert Güzenge gibi bir hakemle karşılaşmazlar. Maç boyunca Keçiörenli futbolcular o kadar sert oynadılar ki, maçı 11 kişiyle tamamlamaları büyük bir mucizeydi. Yıllar sonra yaptığımız sezon öncesi kampının faydasını kısmen görmüşüz. "Kısmen" diyorum çünkü kamp yapan futbolcuların hazır olduklarını, yapmayanların ise çabuk yorulduklarını gördük. Tabii burada kampa katılmaya tenezzül etmeyen futbolcularımızı da kınıyorum. Eskişehirspor'un geçen seneden beri iskeletini koruması ve aynı teknik direktörle yola devam etmesi de önemli bir avantajımız. Önemli bir puan kaybı yaşamamıza karşın, oynanan futbola bakarak, küme düşme korkusu yaşamayacağımızı düşünüyorum. Zaten baştan beri aynı şeyi söy- lüyordum. Elbette saha dışı sorunlarımızın olmayacağını var sayıyorum. Futbolcularımıza para ödeyemezsek işler değişir. Tabii her şey toz pembe değil. Orta sahada oyun kuramadık. Topu üçüncü bölgeye taşıyamadık. Maç boyunca 6 korner atmamıza karşın, sadece ikisinde tehlike yaratabildik. Sanırım deneyimli Teknik Direktörümüz Fuat Çapa benim bile gördüklerimi görmüştür. Gerekli önlemleri alacağından kuşkum yok. Sezona 6 puan ekside başlamıştık. Ölüp ölüp dirildiğimiz maçta 3 puan almaya her türlü hakem dezavantajına rağmen çok yaklaştık. Ancak Milinkoviç'in ceza alanı içinde biçilmesine ses çıkartmayan Mert Güzenge, mutlu sona ulaşmamızı engelledi. Futbolcularımız oynadıkları topla geleceğe umutla bakmamıza neden oldular. Hepsini tebrik ederiz. Bir çift sözüm de Merkez Hakem Kurulu'na. Geçen sene olanları, evvelki sene olanları unutmadık. Yeni sezonda da iki puanımız, sizin atadığınız hakem nedeniyle çalınmış oldu. Bıktırdınız artık...
Osman Taş yola devam ediyor
15 gün önce istifa edeceğini açıklayan Osman Taş, yola Eskişehirspor Başkanı olarak devam edeceğini açıkladı. Osman Taş 2 hafta önce aldığı kararı kulübün önünü açmak için verdiğini, ancak geçen süre içerisinde kulüp başkanlığına tâlip olan bir isim çıkmadığını söyledi. Bana kalırsa Sayın Taş 15 gün önce istifa ederek yanlış bir karar almıştı. Dolayısıyla şimdi verdiği 'Yola devam' kararı doğru oldu. Yine de kendisine bir daha "İstifa" sözünü ağzına almamasını tavsiye ederim. Gelinen noktada kulübümüzün sorunlarının çözülmediğini görüyoruz. Sorunların bir özelliği vardır; kendi kendilerine çözülmezler. Aksi gibi giderek de katlanır o sorunlar. Sayın Taş giydiği ateşten gömleği taşımaya devam edecek. Kulübün sorunlarının bir kısmını çözecek ancak büyük bir kısmını çözemeyecek. Taraftara düşen görev kulübe sahip çıkmaktır. Eğer ortada para babası bir başkan adayı varsa, söyleyin de hep birlikte bu kişinin kulübün başına gelmesi için mücadele edelim. Böyle biri yoksa da başkan ve yöneticilere sahip çıkalım. En azından morallerini bozmayalım.
Sevgili Rusya...
Suriye'de terör örgütü PKK'nın alçak saldırılarına karşı teyakkuzda bulunan bir karakolumuza savaş uçakları tarafından saldırıldı. Saldırı da – maalesef – üç vatandaşımız şehit oldu. Şimdi bu uçakların hangi millete ait olduğu konuşuluyor. Suriye ordusu, askeri konvoyumuzu Nuh Peygamber zamanından kalan uçaklarla mı vuracak? Elbette konvoyumuza Rus savaş uçakları saldırdı... Hani bazıları 'Sevgili Rusya' edebiyatı yapıyor ya; alın size sevgi kelebeği Rusya'nız. Tepe tepe kullanırsınız artık... Elbette Amerika evlat olsa sevilecek bir devlet değil. Fakat Rusya çok mu ahlaklı bir ülke? Aynı Rusya Doğu Akdeniz'de doğalgaz aramamıza karşı çıkmıyor mu? Aynı Rusya Amerikayla bir olup teröristlere kamyon kamyon silah göndermiyor mu? "Amerika'nın kucağından kalkalım, Rusya'nın şefkat dolu kollarına kendimizi atalım" demek, milli bir politika değildir. Türkiye olarak "Tam Bağımsızlık" demediğimiz müddetçe iki yakamız bir araya gelmez.