Biçer köyünde neler yaşandı?

Sivrihisar’a bağlı Biçer Mahallesi ile ilgili bir kaç ay önce de gündemimize gelmişti. Eskişehir’e 140 km uzakta olan ama adı mahalle olsa da uçsuz, bucaksız tarım arazileri olan ve birazda gözden ırak kalan bu köy de ilginç şeyler yaşanmaya devam ediyor.
Hatırlarsanız burada köylülerin mera alanı ile ilgili bir isyanı vardı. İddialara göre Mehmet Biçerli isimli şahsın köyün mera alanını yıllardır kullandığı ve yüzlerce dönümlük alandan diğer köylülerin istifade edemediği söylenmişti.
Bu iddialara dair ilgili kurumlar da ufak bir araştırma yaptı ve alanın bir kısmının gerçekten mera alanı olduğu, bazı kısımların mahkemeye intikal ettiğini ve devam eden bir dava süreci olduğunu öğrendik.
Yani yazdıklarımızın durduk yere olmadığı, vatandaşın mera alanı ile ilgili iddiasının şimdilik bir kısmında haklı olduğu tescil edilmiş oldu.
Zaten bu konuda yazılan yazı, ortaya atılan iddia ve ilgili müdürlükler araştırsın dediğimiz köşelerimizle ile ilgili Biçerli’nin tekzip istekleri mahkeme tarafından basın özgürlüğü kapsamında reddedildi.  
Ancak ilginçtir, hatta çok çok ilginçtir ki ben ve arkadaşlarım bir mera konusunda yaptığımız haber ve yazılar nedeniyle Cinayet Büro’da ifade verdik… Bunun detaylarına sonra elbette eğileceğiz. Ancak şimdi asıl meseleye gelelim.

TCDD’ye Ait Demir ve Betonlar Çalındı mı?
Geçtiğimiz gün Biçer Köyünden bir ihbar geldi. İzzet Özipek isimli vatandaş TCDD’ye ait travers, ray ve demirlerin yani kamuya ait malların Biçerli’nin kullandığı arazide olduğunu iddia etti.
Durumu TCDD’ye bildirdiğini ve oradan gelen yetkilinin de bu durumu tescil ettiğini söyleyerek Jandarma’ya şikâyette bulundu.
 Biçerli’nin kullandığı arazinin içinden geçen Porsuk çayı yatağına TCDD’ye ait bu beton ve demirlerle bir set çekilmiş ve bu setten elde edilen su ile sulama yapılıyormuş.
Zaten vatandaş da bu set ve kullanılan malzemeler ile ilgili görüntüleri kendi cep telefonu ile kayıt altına almış.
İhbar üzerine bizde üşenmeden Biçer köyüne gittik. Sevgili Ali Baş ve Meltem Karakaş ile vatandaşı dinledik ve iddiaların yaşandığı alana gittik.
1 saat içinde alandaki tüm demir ve betonların kaldırıldığını, birkaç parça kalıntıdan başka eser kalmadığını ve hatta bu malzemelerin TCDD’ye iade edileceğini duyduk.
Jandarma Ekipleri ihbar üzerine alana gelmiş, tutanağını tutmuş ve arazi Biçerli’ye ait olduğu için onun da ifadesini alarak olayı adli makamlara intikal ettirmiş.
TCDD yetkililerinin de söz konusu olayla ilgili müşteki olarak bu sürece dahil olduğunu öğrendik.
Yani söz konusu olay artık yargıya intikal etmiş durumda. Sürecin akıbetini oradan takip edeceğiz.
Ancak ortada vahim bir durum olduğunun bir kez daha altını çizelim.
Kamu malı diye tabir ettiğimiz ve maddi değeri de çok yüksek olan betonlar, ray ve demirler durduk yere oraya gelmedi.
Belli ki birileri bunu kimseden çekinmeden, bir su yatağına set çekecek kadar korkusuzca kullandı. Bölgede bir tren istasyonu ve geçmiş zamanda YHT inşaatı süreçleri vardı. Yani bu kamu malları bu alana çok uzak bir yerden alınmadı.
Eminim kısa sürede bunu kimin veya kimlerin aldığı, üzerinden ne kadar süre geçtiği ve akıbetinin ne olduğu ile ilgili sorular cevap bulacaktır.
Benim merak ettiğim birkaç soruyu da buraya ekleyeyim.

1. Bu malzemeler TCDD’ye ait olmasına rağmen eksikliği hissedilmedi mi? Bunları kontrol eden, sayan, denetleyen bir sistem yok mu?
2. TCDD’nin bu malzemeleri şahıslara satma gibi bir durumu olabilir mi? Hiç rastlamadık ama bununla ilgili bir ihale, geçmiş zamana dair bir tutanak var mı?
3. Şayet bu malzemeler satıldı ya da izinle verildiyse neden apar topar toplanıp iade edilmek istendi?
4. Beton ve demirler suyun içinde tahribata uğradı mı? Bunun tespiti yapılıyor mu?
5. Tarla sulamak için insanlar kafaya göre dere yatağına bent çekip, arazilerini sulayabiliyor mu?

İstiyorum ki bu konu ve Biçer köyü ile ilgili tüm iddialar en kısa sürede aydınlansın. İlgili kurum ve müdürlükler kamuoyunun kafasında olaşan soru işaretlerini gidersin. 140 km uzakta diye Biçer Köyü gönülden ırak gibi bir hava oluşmasın.
Çünkü biz vatandaşlar her karış toprağın, her damla suyun ve kamuya ait her malzemenin ortağıyız.