Akşam haberlerde izlediğim bir Afrika ülkesindeki çocuklara ait görüntüler, yine beni çok üzdü...
O akşam okula gitme hazırlığı içinde olan 6 yaşlarındaki 15 kadar çocuğun, önlerine konan bir tencere çorbadan birer kaşık almak için verdikleri mücadeleyi gördüm.
Çoğu tencereye bile yaklaşamadan, okula aç karnına gitmek zorunda kaldılar...
Bu durumda insan, aldıkları eğitimin nasıl olduğunu sorgulama gereğini bile duymuyor...
Ülkemizde de zor koşullarda yaşayan çocuklar var, elbette... Burada yaşanan fakirlik değil, doğal koşullardan da kaynaklanan açlık ve susuzluk...
Okuduğum pek çok kitapta ve izlediğim belgesellerde, dünyanın farklı bölgeleri için sıklıkla kullanılan bir kavram var...
Medeniyetin Beşiği...
Medeniyetin beşiklerinde yetişen ve gelişen insanlığın, bugün gelinen noktada, dünyanın başka bir yerinde yaşayan çocukların durumları karşısında gösterdikleri duyarlılık ne kadar “medeni” acaba?
Sonra uzun uzun düşündüm... Bugünün uygarlık düzeyi, neden tanımlanırken hep bir “beşiğe” dayandırılmaktadır?
Bunu anlamak için beşik kelimesinin sözlük anlamına bir göz attım…
İlk anlamı “çocukları uyutmaya yarayan sallanır bir tür küçük yatak,” ikinci anlamı ise “bir şeyin doğup geliştiği yer” olarak ifade ediliyor.
Bana kalırsa dünyanın zengin ülkeleri, beşiği medeniyetle birlikte kullanırken iki anlamından da yararlanıyorlar...
Yani insanlığı, bir algı beşiğinde sallarken, “Medeniyetin Beşiği” ninnisiyle de uyutuyorlar...
Anlaşılan Afrikalı çocuklar için dünyada, medeniyet hala beşikte...
İnşallah yakında emekleyecek...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...